bugün

nedense en temel fizik, kimya, biyoloji bilgisinden yoksun; durup dururken ateist olmuş kimselerdir. hikayelerdeki mütedeyyin karakterler, 5 dakikada kendilerini hak yoluna döndürerek, cennete gitme yolunda altın değerindeki puanları hanelerine yazdırmış olmanın haklı gururuyla yollarına devam ederler. 5 dakika önce ateist olan zat da, hemen salavat getirip, mahallenin imamından daha fazla bilgi almak üzere camiye koşar. tanrı'nın varlığına dair tartışmalar, bu hikayelerde genellikle şu seviyede gerçekleşir:

-ben allah'a inanmıyorum, gözümle görmediğim şeye inanmam.
+havayı da görmüyoruz, elektriği de görmüyoruz ama var olduklarını biliyoruz.
-haklısın abi, kafam çok karışmıştı, ver o mübarek elini öpeyim.
yok ağacı kim yarattı, bu ceviz nasıl oldu... bizi böylemi yeniceksiniz lan? biraz yaratıcı olun be abicim. allah diyen eşşek...
Aklın ve mantığın yolundan gitmeleri, mal gibi duydukları her boka inanmamaları sebebiyle aşağılanan insanlardır. Şüphesiz ki körü körüne inancın yüceltildiği uyduruk kutsal kitaplarda akla mantığa yatkın birkaç cümle varsa, andolsun bir ateistin ağzından çıkmıştır.
kimin daha akıllı olduğu tartışmalı olsada,tartışmasız gerçek hayattaki ateistlerden daha huzurludurlar.
görsel
bir gün bir müslüman ile bir atayiz sohbet etmektedirler;

atayiz: güzel kardeşim ben yüce allah'ın varlığına inanmıyorum, gözümle görmediğim şeye inanmam.
müslüman: (bkz: yavaşça güler) peki mübarek kardeşim aklını da görmüyorsun ama var olduğunu biliyorsun.
atayiz: mübarek kardeşim senin sayende kalp gözüm açıldı ve yüce allah'a inanmaya karar verdim. teşekkür ederim bana yardımcı olduğun için gidip kazalarımı kılayım.

birebir gördüğüm bir yazıdan kopyaladım ve kahkaha attım. Bu ne lan? (bkz: yavaşça güler)