bugün

mensubu olduğu milletin devletine karşı, içten içe beslenen ve zaman zaman çeşitli şekillerde dışa vuran düşmanlık duygusudur. devlet, bir futbol müsabakasının orta hakemi gibidir. ne karar verirse versin, muhakkak bir tarafın küfrüne maruz kalır. ibne devlet olur, katil devlet olur, o devlet olur, bu devlet olur. sonuçta kimisine göre doğru olan kimisine göre yanlıştır. birisinin istediğini bir başkası istemeyebilir. önemli olan ortak paydada buluşabilmektir. fakat bunun yolu, devletin polisine, memuruna taş atmak, sopayla saldırmak değildir. unutulmamalıdır; bu devlet,bu millet,bu ülke bizim, hepimizin.
devletten ziyade devleti ele geçirmiş büroksiye karşı duyulan düşmanlıktır.
Ne faydasını gördük dahada fakirleştirilmekten başka sorusunu akla getirir.
adaletsizlikten, insana değer vermemekten kaynaklanan düşmanlıktır. rüzgar eken fırtına biçer durumu.
ortada kalanı geçtim embesil gibi her dediğine inanmaktan iyidir.
senin memleketinin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kullanıp işleyip hayvan gibi elektrik faturasını sana iteliyorsa, devlet hastanesinde (!) muayene olan bir devlet memurundan(!) 8 tl muayane ücretini maaşından kesiyorsa, koyun otlatırken param parça olan küçük bir kızın hesabını kimseden sormaya kalkıp cesaret edemiyorsa yemişim o devleti dostluğu bana lazım değil.