bugün

tum -izm lerin işçi, köyle üzerinden yuruduğunu bilmeyen, devlet in en önemli (özellikle tarım ülkeleri için) meslek dallarından biridir bizim ülkemiz haricinde başka ülkelerde köylü çifci ezik görülmez, ama malesef türkiyenin durumu zaten ortadadır.
Kibirden şişmiş insan beyanı.
ilginç bir söylem. eşitlikten dem vurmuş birisi. diyebilirim ki, eşitliğin olduğu yerde demokrasi yoktur. demokrasi, hakkı olana hakkını vermektir. eşitlik çok daha farklı bir mevzu. aha işte böyle garip ikilemler çıkıyor ortaya. aslında bu düşüncenin taşıdığı mantık pek haksız sayılmaz, ama oy verme işlemini nasıl bir sisteme sokacaksın ki eğer kabul görülse bu düşünce? sıkıntılar işte.
Kibir kokan bir insanın söylediği bir ifadedir. Ama ne yapacan gardaş bağırsanda bi taraflarını yırtsanda senin oyun dağ da ki ço ban la e şit.
doğru önermedir.

bunca yüzde 60 yüzünden bu haldeyiz aq. toptan imha edeceksin akp ve diğer tüm partilere oy verenleri. sadece anarşistler kalacak. solcu kemalist piçleri de yok edeceksin aq. siktimin devletçi yavşakları.
dagdaki cobanla degil, dagdaki it suruleriyle esit olamaz.
Tabiki eşit olamaz. O adam vatansever bir savaş olsa ilk gidecek ilk şehit olacak adam. Sen dar pantolon giyip sokak kenarlarında pijlik yapan bir götü boklusun. O adamın oyu senden daha üstündür.
Sana oy kullandıran devlette hata, böyle malların oyuyla mı devlet yönetilecek amk?
Haklı sitem. Herkese oy kullanma hakkı vermek nedir lan? Çok saçma amk.
gö.üyle oy veren yazar beyanı .
zamanında manken olduğu için büyük bir tepki aldı ama onun söylediklerinin aynısını platon söylemiştir binlerce yıl evvel.

''demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.''

dağdaki çobanla onun oyu bu yüzden bir değildir. platon bu konuda haklıdır. keza aysun kayacı'da öyleydi.
adam olup olmamak ile alakası yoktur. sözler olgu içermektedir.
Olamaz çünkü bilgi birikimimiz gördüklerimiz bir değildir.
Gurbetçilerin oy vermesine karşıyım çünkü avrupa'nın sunduğu her imkandan faydalanıp üzerinde yaşamadığı ülke hakkında doğrudan söz sahibi olmaları mantıklı ve adil değil. Aynı şekilde küçük bir köyde yaşayıp kalabalık ve tehlikeli şehirlerde yaşayan insanların hayatları üzerinde de söz sahibi olmak mantıklı değil. Toplu taşıma şu kadar olmuş, her yer beton yığını olmuş, işsizlik şu kadar, dolar şu kadar... iyi de bu insanlar bunların hiçbirini yaşamıyor ki. Daha da önemlisi bunları yaşamayıp her şeyi yolunda zannetmek. Bunun sadece eğitim şansı ya da kader ile bir ilgisi yok, ben de şehirde doğmuş olmayı seçmedim.
Jakobenliğin tavan yapmış söylemidir.

Her vatandaşın Oy kullanmaya başlayıp, oyların da eşit olduğu zamandan bu yana (Ki buna demokrasi diyorlar.), kendin, diğerleriyle eşit gör(e)meyenlerin söylediği sözdür.

Naziler de aynı düşünceyi savunur, aristokratlar da...

Suna Kıraç (Vehbi Koç'un kızı ve inan Kıraç'ın eşidir.), yıllar önce, "herkes, verdiği vergi oranında oy versin." çözümünü sunmuştu. Paran kadar oy vereceksin yani... Yerseniz.

Zavallı aysuncuk da, yüksek lisans yapmanın verdiği kendini bilgili ve başkalarından üstün görme vehmiyle çobanı küçümsüyor

Yukarıda yazan sayın yazar da, coğrafyaya göre oy verilmesi önerisini sunuyor sanırım. Ya da yerel yönetimlerin daha etkin olmasını istiyor.

Bunların hiç biri çözüm olamıyor ama. Olamayacak da...

Sorun, insanların kendini, şu veya bu niteliği dolayısıyla başkalarından üstün görme eğiliminden kaynaklanıyor.

Ne demişti, sosyolojinin kurucusu kabul edilen baba Durkheim, "Demokrasi, seçilmiş krallar rejimidir." değil mi?
olmadığı her geçen gün belli olan.
çakma sosyalistlerin ağızlarından düşürmediği söz. bunlar şehirde herkes eşit, yaşasın kardeşlik falan derler dağdaki çobanı hor görürler. milleti giyimiyle eleştirirler. ikiyüzlü su pıtırcıkları.
dağdaki çobanı hor görenlere
10 tane keçi vereyim
10 tanesini akşama getirsinler onlara hak vereceğim
bir siktirin gidin.
Oy kullanırken zaten bize sunulan seçenekler arasından seçim yapıyoruz. O seçenekleri de dağdaki çoban belirlemiyor.
Demokrasi neydi?

Demokrasi tam olarak dağdaki çoban ile üniversitedeki profösörün oyunun eşit sayılmasıydı.

Din, dil, ırk, mezhep, meslek, cinsiyet ayırt etmeksiZin herkesin aynı olması değil miydi?

Hayır bize demokrasinin şurasından verin şurasından istemeyiz mi diyorsunuz?

Demokrasiyi sadece kendi istediğiniz olduğunda mı seviyor, beğeniyor ve benimsiyorsunuz?

Ayıp.
Sapına kadar doğru bir önermedir.

Benim oyum ile şafak sezer veya tuğçe kazazın oyuylada bir sayılamaz. Bu kültürle, dünya görüşüyle değil eğitimle, kaypaklık oranıyla alakalı bir durumdur.
patenti necip fazıl'a ait olan sözdür. aradan çok zaman geçip, bir manken söyleyince iki yüzlü yandaşlar lafın asıl sahibini unutmuş ayağına yatıp, söz konusu mankene saldırdılar.
profesörün de uludağ sözlük yazarı bu şahsiyetle benim oyum eşit olamaz demesi kadar adil.
olmamalıdır. eğitim almış insanların oyları daha değerli olmalıdır bu ülkede. böyle olsa belki akp giderdi...
Sen kimsin? Sen git kralın gelsin!