bugün

ığdır'da şehit edilen komiser mehmet parlak'ın eşi emel parlak'tır. dava edilmesini zorunlu kılan sözleri şöyledir:

http://www.sozcu.com.tr/2...-boyle-isyan-etti-931732/

göreceğiniz gibi başına gelecekleri bildiği için

"...Helal etmiyorum kocamın kanını, helal etmiyorum. Benim canım yandı. Bana da ceza versinler, şehit ailelerine ceza veriyorlarmış. Kim sorumluysa, hepsinin ciğeri yansın. Bomba döşediler. Ne yaptınız?” demiş.

velhasıl sucukçu muhasebecisi ve avanesinin şehit yakınlarıyla uğraşmayı iş edindiklerini artık bilmeyen kalmamış. ne var ki, görüleceği üzere, canı gitmiş insanları o ayarlı savcılarınızla, mahkemelerinizle korkutamazsınız.

tabi yandaşlara göre bu kadıncağız da pkk sempatizanıdır. bazı kanı bozuk yandaş sürüngenler sabah saatlerinde, akp'yi eleştirdikten sonra “Ben oğlumla gurur duyuyorum. O peygamber efendimize komşu oldu. Düşmanlarımızı sevindirmeyeceğiz. ağlamak sızlamak yok. dik duracağız.” diyen düzce'li şehit babasını da "pkk sempatizanı" ilan etmişlerdi.

böylece dava edilen şehit babası (bkz: şehit babasını dava eden başbakan), (onun için pkk sempatizanı dememişlerdi;ilginçtir)

(bkz: dava edilmesi gereken şehit babası) (yandaşlara göre pkk sempatizanı) ve

(bkz: dava edilmesi gereken şehit kardeşi)'ne (yandaşlara göre pkk sempatizanı)

dava edilmesi gereken "pkk sempatizanı"(!) şehit eşi eklenmiş oldu...

bazen bana "neden ateistsin, neden tanrıya inanmıyorsun?" diye sorarlar... bir çok nedeni var ama biri de şudur:

şehitlerimizle ve şehit yakınlarıyla uğraşan şu kansızları, şu iğrenç yaratıkları görüyor musunuz? bunlar hala nefes aldığına, en alçakça iftiraları attıkları şehit yakınlarının çektiği acının binde birini bile çekmediklerine göre ilahi adalete nasıl inanayım?