bugün

....ci yada ...cu, yada ...cü diye tanımlanmak istemeyen insanın söylemi. ve bunu söyleyen insan aydınlanmanın birey haklarında olduğuna inanır. inanır ki bireylerin çıkarları gözetilirse yada bireyler çıkarlarını koruyabilirse toplumun çıkarıda korunacaktır. liberal bir ekonominin temelidir bu. çağdaşlıkta bunu gerektirir. sadece ekomonide değil tüm alanlarda böyledir. sağlık, eğitim, ulaşım. herkes kendi cebine bakabilmeli, partizanlığı bırakmalı ve kendine yarıyor mu ona bakabilmeli ki toplum gelişsin. devlet de önceliği bürokrasiye değil bireye vermelidir ki yine çağdaşlığın gereği bu değil midir?

bireyselliğin önemini kavramak yanlış anlaşılmamalıdır tabi, sakın ola örgütlenme hakkına engel olmak diye anlaşılmasın. aksine bireyler birden fazla örgüt, topluluk yada sosyal birlik içinde bulunabilmelidir. yani hasılı birey çıkarı nerdeyse orda koşturmalıdır. o örgütlerde o bireylerlerle ortak çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorudna kalacaktır, aksi halde bilmelidir ki özgür birey kazık yediğini hissettiği anda uzaklaşır ordan. ama partizan mantık da bu olmaz.

hep zaten başımıza gelenler partizan mantık yüzünden gelmiyor mu? hep soyarsa benimki soysun mantığı, çalarsa benimki çalar ucundan bana kayar mantığı işlemiyor mu ? bu mantığın devrildiği, herkesin kendi hesabını yapabildiği gün; işte o zaman mustafa kemalin işaret ettiği modern, çağdaş, liberal cumhuriyete ulaşabiliriz.