bugün

akp dönemi ile başlayan kadrolaşma çalışmasıdır.

bu çaba öncekilerden farklı çünkü öncekiler sadece yeme derdindeydi aslında, ama bunlar kendi istekleri doğrultusunda halkı taviz verecek duruma getirme amaçlı olarak yapıldığından her yerde irili ufaklı pozisyonlar el değiştirilmektedir.

bu kadrolaşma çabalarına erdal sarızeybek'in ya gazi paşa duyarsa isimli kitabında küçük bir kısım ayrılmış. sade bir dille herkesin anlayabileceği şekilde yazmış yazar bu konuları.

bu kadrolaşma çabasının da temelinde cemaatçi yapının devlet kadrolarını tümüyle ele geçirmesini amaçlaması sebebiyle yapıldığını düşünüyorum. şöyle ki; akp önce kendi burjuva sınıfını yaratmıştır. daha sonra eğitim ve hizmet sektörlerinde devlet kademelerinde yerleşmişlerdir. bunu eş zamanlı olarak içişleri bakanlığı ve emniyetteki f tipi de denilen fettullahçı kadrolaşma izlemiştir. üniversitelerde de rektör atamalarının hangi amaçlarla yapıldığının aşikar olduğunu düşünerek sadece belirterek geçiyorum.

peki saydıklarımıza göre şu ana durum nedir? bakıyoruz; akp'nin sermayesi var. yani para çok, bu iş yaptırmada avantaj sağlıyor. eğitim sektörünü ele geçirmişler; sonucu istenildiği şekilde yetiştirilen özetle laik olmayan yeni nesiller... e şehirlerdeki güvenliği de sağladıktan sonra, kaldı geriye yargı ve ordu. yani -çok lafı dolaştırdım farkettim- sıradaki kadrolaşma alanları yargı ve ordudur. yargıda kadrolaşma ergenekon davasıyla açığa çıktı kanısındayım. ordu hakkında bir bilgim yok. bunları ele geçirmek akp'nin yeni hedefleri. bunların ele geçirilmesi halinde benim de duymaktan hiç hoşlanmadığım ama gerçeğe yakın bir söylem olan "cumhuriyet elden gidiyor" noktasına gelmiş olacağımıza inanıyorum.
(bkz: torpilde kalite)
cumhuriyet tarihinin en kıskanılan partisinin yaptığı kadrolaşmadır. ulan ak parti gelmeden önce bu mına koyduğumun kadrolaşması yok muydu?
çok büyük bir eksikliği olan eğitim alanında bile -milyonlarca öğretmen açıkta beklerken- atananların cemaat elemanı olmasıdır.
(bkz: el etek öpenin iş bulamaması gibi bir kaide yok)
çalışma bakanı, il müdürlerini fırçalamış: herşeyi ben halledeceksem il müdürleri ne iş yapacak. il müdürleri ne için oradalar. demiş. tabi sen torpilli badem bıyıklıları müdür yaptın, onlar da bana bir şey olmaz nasılsa deyip çalışmadı. sıkıntısı da yeni bakana düştü. hey yavrum hey.
"akpden önce kadrolaşma yok muydu, o zaman akpnin yaptığı kadrolaşma normal, hatta iyidir" diye düşünenlerin olduğunu gösteren; halbuki 'en büyük' ifadesini hesaba katmamalarının algıda osurukçuluk olduğunu bunların yüzüne çarpan fetullahizm & tayyibizim akımıdır.
(bkz: akpli bakanın kuzenini bakanlığa müşavir yapması)
akp iktidarı bitse dahi bir 10 sene daha ziyadesiyle ekmek yiyecek, memleketi sömürecek olan kadrolaşmadır.
örnek vererek açıklamak istiyorum,
mhp'nin 2 yılda trt'ye soktuğu adamı ak parti 7 senede sokamamıştır.
2002'de cumhuriyet halk partisi'ne jest olarak verilen meclis tv'nin tamamı chp tarafından kadrolaşarak yenilenmiştir.
Bu ülkede kadrolaşma derseniz akla ilk olarak chp gelir. taafsız olması gereken yargı, ösym ve tsk kadroları hala chp'lidir. yök kadrolarının chp militanı gibi çalıştığını nasıl unutursunuz. şimdi siz ak parti gittikten sonra gelen partinin kadrolaşma yapmayacağını mı sanıyorsunuz.
yıllar boyunca hiç eksilmeden devam eden hemşehricilik, benim adamımcılık anlayışıyla sürdürülmeye devam edilen kadrolaşmadır.

eleştirilecek nokta olarak bugünün iktidarına kara çalmaya çalışanların önce dönüp aynaya bakmaları gerek.

hafızam beni yanıltabilir ancak #2661073 sayılı işbu entry'de bahsedilene benzer bir sözü fikri sağlar'ın da söylediğini sanıyorum.

ancak büyük lider erdoğan devrinde sadece kendinden olanların değil tamamen zıt görüşlerden olan işin ehli kişilere de fırsat verildiğinden eminim. bunu bir chp iktidarı yapar mıydı, bence yapmazdı.
gerçi onlar halkın plajlara akın etmesini vatandaşın denize girme özgürlüğünün önünde engel olarak görüyorlar.
adalet ve kalkınma partisinin yaptığı kadrolaşmadır.