bugün

titanik filminde kate winslet ın okyanusta tahtanın üstündeyken, leonardo di caprio nun ise donmuş bi vaziyette suyun derinliklere doğru batarken kate in leo ya seslenişi.
(bkz: jack come back)
bu kelimeyle hemem hemen ayni anlami ta$iyan diger bir sozcuk de "fightback" dir.

premier league'i ingiliz spikerlerden izleme $ansi bulanlar, boyle bir durumun ba$gosterdigi maclarda muhtemelen duymu$lardir spikerin, "ooooo what a great comeback" $eklindeki haykiri$larini.
seinfeld'in 8. sezonunun 13. bolumudur. george costanza'nin yedigi ayari aynen geri ayar verene iade etme cabalarini ve haliyle basarisizligini konu alir.

REILLY: You know, George...The ocean called. They're running outta shrimp.

Everyone around the table laughs. Except for George, who looks triumphant. He
swallows, and uses a napkin to clean his fingers.

GEORGE: Oh yeah, Reilly? Well, the jerk store called.
They're running outta you

REILLY: What's the difference? You're their all-time best
seller!

GEORGE: Yeah? Well, I had sex with your wife!*
möğğemmel bir pearl jam şarkısıdır.
canlı kanlı, efendim kanlı canlı örneğini görmek için bu kelimenin, şu videoyu izlemek yeterli olacaktır,

http://www.youtube.com/watch?v=3xNJ4zu3mhg
"bir manşet gördüm ve hayatım değişti."

ahaha! biliyorum bu çok orhan pamuk tarzı bir giriş oldu ama bu konuda söyleyemek istediğim bazı şeyler var ve karşılığında nobel de talep edecek değilim.

yıllar önce yabancı bir haber sitelerinde dolaşırken bir manşete denk geldim. dev, çarpıcı bir manşet: "comeback kings" yazıyordu.

"geri dönüş'ün kralları"...

tam senesini şuan hatırlamıyorum ama hani türkiye'nin sürekli yenik duruma düşüp bir şekilde galibiyet aldığı bir avrupa turnuvası vardı. işte o turnuvadaki performansı için gazete türkiye'yi "geridönüşün kralları" olarak tanımlıyordu.

sonra bu "geridönüş" kavramıyla ilgili çok uzun yıllar -her zaman değil tabi, boş vakitlerimde- düşündüm. o manşet hiç bir zaman aklımdan çıkmayan, iç dünyamda da ara sıra üzerinde düşündüğüm bir fenomen halini aldı.

ne kadar da çarpıcı bir ifade değil mi?

"comeback kings"

hepimizin hayatında mutlaka büyük ya da küçük mağlubiyetler var... ayrılıklar, kaybedişler, kovuluşlar, haksızlıklar, iftiralar, gözden düşmeler, kırılan hevesler...

sizce bunların hepsi aslında birer mağlubiyet değil de bizlere sunulan bir "comeback king/ queen" olma fırsatı olabilir mi?

cevabı belki evet, belki de aldığınız mağlubiyetteki skor farkına bağlı olarak değişir.

ama ben nerede bir "comeback king, queen" görsem içimden "evet,işte bu!" diyorum ve içten içe çok mutlu oluyorum.

geri dönüş insanları olabilmemiz dileğiyle,

bye, bye!

tanım: ingilizce'de "geridönüş" anlamına gelen söz, ya da bazıları için kendi uydurdukları hayata dair küçük bir detay/tespit/ savunma mekanizması/ refleks vs.
Türkçe çevirisi ‘git bir daha gelme’ olan ingilizce kelime.

Bu tabiri genellikle ingiltere’nin bağcıları olan muhitlerinde yaşayan kro kızlarımızdan duyarsınız.

Hey john... comeback. Ühühü

Şeklinde.
(bkz: geri dönmek)
(bkz: geriden gelmek)
ulan biriniz de dememiş be nerdesin öldün mü kaldın mı diye.
neyse geldim.