bugün

kişinin ruh sağlığını tehdit eden, zaman zaman boğuluyormuş hissi veren boktan durumdur. ortamda bulunmak zorunluluğu yok ise çarçabuk mekan değişikliği yapılmalıdır. zaten atalarımız tebdil-i mekanda ferahlık vardır sözünü bu gibi durumlar için icat etmemiş midir?
16 milyon seçmenle aynı ortamda bulunmak gibi birşeydir.
ortamda dönen sohbeti gülerek izleyen ve onlara benzemediği için allaha şükreden insanın içinde bulundu ortam. insan doğal olarak kendini birden fazla zeki hisseder çok abartmadığı sürece bu his doğrudur ama abartıpta havalanırsa* başka bir ortamda kendini o geri zekalıların durumuna düşer haberi bile olmadan.
* (bkz: yükselen ben değilim bak alçalan duvarlar)
dostlar yurttaslar romalilar, ben sezari övmeye gelmedim, göömmeye de gelmedim, niçin geldim onu da ben de bilmiyorum.

allah allah neden geldim bu başliğa ben şimdi?

hah simdi aklıma başlığı tanımlamaya sonra da cufcuflamaya geldim.

klasik tanım yapalim;

fevkalade hazin bir durumdur.

ama yazar gibi yazar oldugumuzdan ve ideloji proganbandasi yahut tribün amigosu olmadiğimizdan adam gibi tanim yapalim.

efendim bildiğiniz üzere türkiye cumhuriyeti gibi diyarlarda insanlar neden niçini boşverip benim dediğim olacak lan dediklerinden kelli ne yazık ki aklı mantiği bir kenara koyup kazkafaliği siar edinmektedir.

bu hazin tabloda kişi akil mantik ve merak güdüsü ile kişisel hayat lokomatifini işletiyorsa bir çok sıkıntılar cekmektedir.

elbette genel inanişa göre geri zekaliğin cok oldugu yerde akıllı kişiler kral olur.

olur olur tabi.

hem de nasil.

nah olur yahu.

cünkü geri zekalilarin cok oldugu yerde ortak nokta asaği oldugundan dolayi akıllı kişi cebren, hile hatta tatli dille yahut mahalle baskısı ile gerizekali olur.

nasıl ki roma devleti dendiğinde aklına romali perihandan baskasi gelmeyen kişiye martialis'in epigramlari anlatilmazsa, posta gazetesi muhabbeti yapilirsa kişi coraklasir. insan ögrettikce ögrenir ve ögrenmek ister.

ama bir yerde roma devleti dendiğinde romali perihan akla geliyorsa değil martialis gaddar ve nonos imparator neron devri bile ögrenilmez.

sonuc olarak, bu hakikati çetin altan'ın dilinden arz edelim bakalim;

Dere tepe, dağ ova dolaşmasını seven tek gözlü bir adam varmış. Yürür yürür gidermiş, gider gider yürürmüş.
Bir gün uzaklarda renkleri karmakarışık bir köy görmüş, alacalı bulacalı garip bir köy. Yaklaşmış köye doğru. Yolları bir tuhaf, evleri bir tuhaf, insanları bir tuhafmış köyün...
Girince köyün içine, anlamış meseleyi. Körler köyüymüş burası. Kadınların, erkeklerin, çocukların, velhasıl herkesin sımsıkı kapalıymış gözleri...
Gezginci adam karar vermiş burada yaşamaya:
- Hiç değilse benim bir gözüm var, diyormuş. Körler ülkesinde şaşılar kral olur, derler. Ben de bunların başına geçer yaşarım.
***
Körlerin gözleri yokmuş ama, elleri, kulakları, burunları çok hassasmış. Kendilerine göre kurdukları bir düzen içinde yuvarlanıp gidiyorlarmış.
Adam şaşkın şaşkın hallerine bakıyormuş onların. Yürümeleri, konuşmaları doğrusu pek başka türlüymüş.
***
Bir gün körlerden biri, öteki körün malını aşırmış. Sadece tek gözlü adam görmüş bunu. Bağırarak ilan etmiş:
- Filanca, malını çaldı falancanın.
Körler:
- Nereden biliyorsun o kadar uzaktan duyulmaz ki, demişler.
- Ben duymadım gördüm. Gözüm var benim. Görüyorum.
Körler, göz diye, görmek diye bir şey bilmiyorlarmış. Uzun yıllar içinde çoktan unutmuşlar bu hissi.
- Ne demek görmek demişler, nasıl görüyorsun yani, duyulmayacak mesafeden anlıyor musun ne olup bittiğini?
- Anlıyorum tabii...
- inanmayız, imtihan edeceğiz seni...
***
Adamı almışlar uzakça bir yere dikmişler. Tecrübeleriyle biliyorlarmış o uzaklıktan hiçbir şeyin işitilmeyeceğini.
- Anlat bakalım, şimdi biz ne yapıyoruz, demişler.
Adam anlatmış:
- Oturuyorsunuz, konuşuyorsunuz. Şu ayağa kalktı, bu elini oynattı, beriki bacağını sallıyor vs...
Derken körler bir evin içine girmişler, bağırmışlar:
- Anlatsana...
- içeri girdiniz göremiyorum ki...
Körler bilmedikleri için içeri girmenin ne olduğunu:
- Ne olmuş yani içeri girmişsek. Elli santim fark etti, anlat anlat demişler.
- Arada duvar var görmüyorum.
Körler:
- Sen atıyorsun demişler. Demincek tesadüf etti. Bak şimdi bilemiyorsun.
- Çıkın dışarı söyleyeyim.
- Bu kadar uzaktan duyunca; ha içerisi, ha dışarısı, ne çıkar yani...
- Ben duymuyorum, ben görüyorum, diyormuş adam.
- Öyle şey olmaz, demişler. Sende bir bozukluk var. Saçmalıyorsun, acayip şeyler söylüyorsun. Hekime muayene ettireceğiz seni...
***
Adamı yaka paça köyün hekimine götürmüşler. Hekim de kör tabii... Elleriyle yoklamaya başlamış adamı. Yoklamış yoklamış ve parmaklarını adamın yüzünde gezdirirken:
- Buldum, demiş. Bozukluk burada...
Adamın açık olan gözünü kastediyormuş hekim ve:
- Saçmalaması bundan dolayı, diyormuş, ben şimdi hallederim, düzeltirim onu...
Körler ülkesinde kral olmaya kalkan gezgin, zor bela kurtarmış kendini oradan...
***
Körler görenleri anlayamazlar. Saçmalıyor sanırlar ve onu da düzeltip kendilerine benzetmek için, gözlerini çıkarmaya uğraşırlar.
----

sözümüzün özü; fertlerin toplumlardan ileri olmadiği martavali ne yazik ki şu ahvel ve seriatta kaduktur.

final üstü final, dileyene döner alti pilav;

'Bir dolar karşılığı ne kadar az verebileceğini değil ne kadar çok verebileceğini görmek için yeteneğini ve yaratıcı hayal gücünü kullanan kişi, kesinlikle başarılı olur'

henry ford

(bkz: simdi dağilabilirsiniz)
deli hastanesini ziyaret ettiğiniz andır.
aklıma çok sevdiğim bir sözü getiren hadise.
" ahmaklar hem kabadırlar hemde fazla kalabalıktırlar. "
önce geri zekalılıklara gülünür ancak bir süre sonra artık gülünemez ciddi sıkıntı yaratmaya başlar sonrasındaysa mümkün mertebe onlarla var olan ilişki sıfıra indirilir.
sol frame'de okudugunda "uludag sozluk" icin acılmıs oldugunu dusunduren, ne yazmıslar acaba diye hemen tıkladıgım baslık.
(bkz: yanilmisim)
facebook ta ya da yonja da olmaktır.
(bkz: gerizekalı olmak onun isyanıydı)
onca kişi ile bir ortak nokta taşımaktır.
ha mekan ortaklığı mı, tartışılır.
Kişinin kendisinden de şüphe etmesi gereken durumdur.
(bkz: itle yatan bitle kalkar)
insanın kendi değerini anlamasına yol açan durum.
Zaman zaman bizim sınıf için söylediğim/söylenen söz..
'hadi ben mıknatıs yuttum,bütün gerizekalılar da demir mi yuttu ' denilesi bir durumdur.ancak kim kime göre gerizekalı bu da çok önemlidir.