bugün

bıcı bıcı yaparım dalinleee.
bide boyamayın olum şunları yazık ya.
Ulan babür özleniyorsun piç. Paytak paytak arkamdan koşuşunu özledim. Munukuyum ağlamıyorum gözüme kuş yemi kaçtı.
O hayvanı görünce sevimliliğinden dolayı içime bir mutluluk kaplar, yüzümde kısık gözlerle gülümsemeye sebep olur.
Her çocuğun anılarında var olan ve ölümüyle travma yaratan sevimli, ponçik hayvandır.
Annesi tavuk, babası horoz olandır.
Erkek civcivler daha bebekken öldürülür, çünkü horozlar tavuklar kadar lezzetli değildir.
Birçoğumuzun, çocuk yaşlarında, ölümüyle travma geçirmemize neden olan şipşirin canlı.
Şimdi ise, Piyasada, angut renklere boyanarak satılan civcivler travma sebebim.
Boyadığınız o ellere tüküreyim!
Sarı renkli olur. Evet.
bir hafta öncesine kadar evde tatlı bir telaşa sebeb olan minik, tatlı ve sevilmelik tavuk yavrusu.
( tavuk yavrusu biraz cümleyi bozdu galiba).*

sabahtan başladı telaş annemin sesiyle,
- hasan bak bakalım cıkmış mı hepsi yumurtadan?
+ yahu yarım saat önce baktım ya!
- yine bak.
+ peki karıcığım. ( babam kılıbığın bayrak tutanı)

öğleye kadar babam gidip geldi yumurtaların yanına. velhasıl öğlen ilki sarı diğerleri siyah olmak üzere 3 saat içinde 8 civcivimiz oldu.

bütün aile üşüştük başlarına. izlemesi bile zevkliydi. ta ki annem '' canım torunlarım'' diye seveye başlayana kadar.
mesajı alan ben hemen ortamdan ayrıldım.

canım anam benim. merak ediyorum bu konuya bağlayamayacağın bir olay olacak mı?
bak civcivi bile nereye bağladık. siz düşünün halimi.*
Bir karakter.

(bkz: rest in peace)
Isırılası tatlılıkta hayvan.
Çocukken beslemeye çalıştığım hayvan.
Üç tanesi bu yolda şehit düşmüş olsa da dördüncü aldığım civcivim eddy bayağı uzun yaşamıştı. Öyle ki kedi falan tokatlıyordu. 15 temmuz 2000de hain bir saldırı sonucu kendisini kaybetrik. Her sene 15 temmuz günü bu yüzden evde yas tutulur. Hain pati darbesi ile şehit edilen eddy kardeşim, yoldaşım için tüm sözlüğü bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum.
(bkz: Şşt yavru alimmi seni)
Çok tatlı lan.
Beynimize sesleriyle tum gun tecavuz eden tatli bir hayvandir.
Boyanmaması gereken hayvan, tavuk yavrusu.
bugün yaşadığım trajik olay sonucu beni üzmüş evlatlarımdır. çatıda civcivler var onları beslemeye çıkıyorum bide ne göreyim 15 civcivden üç tane kalmış. ev sahibinin civcivler olduğu için bir şey diyemedim ilk başta ama onları yediler mi diye sinirle indim aşağı kapısını çaldım. civcivler nerde diye sordum? ( sana ne amk diyebilir adam civciv onun) dedi, onları köye götürdüm artık orada bakacaklar.
hüzünlendim, evlatlarımı benden ayırdılar çünkü. şimdi üç tanesiyle takılıyorum ama hepsi ayrı bir evlattı sonuçta. neyse ki yememişler onları en azından biraz daha rahatladım.
güzel hayvanlardır yani. civciv yiyen de vahşidir, barbardır.
4 yaşında kuluçkasına yattım ben bunun 4 saat. hani kız olsam annelik, içgüdü falan psikolojik açıklaması olurda erkeğim olm ben. sebebi neydiki?
(img:#1538788)
Küçükken çok acılar yaşatmış olduğum şuan kıyamam dediğim minnaklar.
Küçükken pazarda satılırdı. 50krş veya 1tl annem alırdı hep horoz çıkardı amk vay beee
bir zamanlar rahmetli annanemin vardı, ne güzel beslerdi. cok guzel ve buyukmolurlardu cok özledim o gunleri.
Vakti zamanında akrabalar ile yedikır barajına pikniğe gittiğimizde 1 liraya sarı olanlarından almıştım. "yaşamaz, ölür, onlar fazla dayanmıyor" diyenlere inat yaşamıştı. çok güzel beslemiştim. ilk zamanlarda evdeydi fakat "cıııırtttt pııırt" diye bağırarak büyüdüğünün sinyallerini verdikten bir süre sonra kapalı olan balkonun altında beslemeye başladım. çok güzel besliyordum. mısır, ceviz bile kırıp, ezip yedirmişliğim. bir zamanlar etrafta bolca çekirge varken bardağa doldurup yedirmiştim kendisine. adı ilk başlarda pıtır idi. tarzan gibi "ööööüüüü ü öüüüü" diye bağıran kocalak horozun adı pıtır kalamazdı. komşu kızı abla önerisi üzerine adını behlül olarak değiştirdim. rengi de beyazdı. üzerinde kahverengilikler vardı benek benek.

yuvasında kabı vardı oraya sıçıyordu ya da oturduğu yerin altına denk geliyordu bilmiyorum. arada bir eve alıyordum tarıyordum, kanatlarının altına parfüm falan sıkıyordum. çok bakımlıydı ve yakışıklıydı. ibiği kocamandı ve çenesinin altındaki ibikleri daşşak gibi sallanıyordu.

kapısını açar açmaz ayaklarımıza saldırıyordu. benim veya evdekilerden birisinin geldiğini gördüğünde kanatlarını açarak geliyordu. artık haberler geliyordu behlülü falanca yerde gördük falan diye. benden çok geziyordu ibne.

bir süre sonra komşuların bahçesine girdiği, kızları, çocukları kovaladığı, milletin üzerine hopladığı yönünde şikayetler gelmeye başladığı için behlülden vazgeçmem gerekti. kesemezdik çünkü elimde büyüdü. dışarıda büyütülmüş tavukta olsa bile kesemezdim ve kesilmesini istemezdim. evin yakınlarında kömür satış ofisleri vardı. orada tavuk falan olduğu aklımda kaldığı için behlülü aldım oraya gittim. adam 15 lira teklif etti. sattım gitti.

arada bir ziyaretine gidiyordum behlülün. son gittiğimde ise behlülün eti lezzetliymiş dedi o adam bana. belli ki behlülü kesmişler... yıkılmıştım. ulan insan söyler mi bir çocuğa böyle şeyi ? belki de arada bir oraya gitmemden rahatsız olmuş olabilir fakat bir arkadaş istedi ona verdim diyebilirdi benim üzülmemem için.

edit : imla

neyi okudun da neyi eksiledin aq?
Ortalama 3 ayda büyürler.
ileride bir film çekersem kesinlikle sevişme sahnesinde beyaz tül perde kişilerin üstüne uçuşurken beyaz nevresimli yatağın üstünde olacak hayvan. Fikrimi çalmayın dava açarım.
Büyüdükçe iğrençleşen mini minnacık tatlı sevimli canlı.

Umarım büyük bir tavuğa dönüşmesini izlemek zorunda kalmazsınız.
çok sevimliler, çabuk ölürler.
görsel