bugün

Mümkün olsa birçok kadın ömrü boyu bekar kalır, hiçbir erkeğe kapağı atamazdı.

Ama adına hormon denilen bir kimyasal var ki, beyindeki karar mekanizmalarını ciddi derecede etkiliyor ve erkek milleti de bu etkiden izole olma konusunda çok başarısız.

Öyle ki, dünyanın yok olup olmaması seçilmiş bir kısım erkeğin cinsel uyarılmamasına bağlı olsaydı ben şahsen planımı uzaylı istilasına göre yapardım.

(Diğer yandan, aynı itki, neslimizin devamını, çocukların bakımını sağlıyor.)

Tam da bu nedenle, cinsellikten arınmış gözlem hayati derecede önemli. insan ömründe En iyi ihtimalle hepi topu 40 yıllık -görece kaliteli- bir süreci yanlış eş seçimiyle bok etmek, dahası yanlış eşten çocuk yapıp tüy dikmekten bahsediyoruz. Böyle bir kararı hormon etkisinde almak ne kadar korkunç bir şey!

Çok şükür henüz böyle bir hataya düşmüş değilim ama özellikle 20 yaşlarımda Bu etkiyle aldığım bazı kararların ne denli yanlış olduğunu düşündüğümde tüylerim diken diken oluyor.

O yüzden çok uzun zamandır; bir kadınla ciddi bir ilişki eşiğindeysem kendime şunu soruyorum; bununla cinsel hiçbir aktivitede (öpüşme dahil) bulunmama şartıyla (diyelim ki, bu girişim her denemede uzaylılarca engellenebiliyor) sevgili olur muydum yahut evlenir miydim? Şunu fark ettim ki, cevabım çok yüksek oranda ‘hayır’ oluyor.

Çünkü böyle bir durumda geriye, hayatının geri kalanında yanında olmaktan keyif alacağın, birlikte çocuk büyütmeyi zul görmeyeceğin (çocuğu uzaylılar printer’da basıyor) bir insan bulma zorunluluğu kalıyor. Baya zor yani.

kadınların cinsel uyarılmaları daha kompleks olduğundan erkeklere göre bu stratejiye birazcık daha uyumlu düşünebiliyorlar ama onların da baya ciddi bug’ları olduğu için onlar da çoğunlukla patlıyor.

Hasılı, gözlem önemli ve bunun için öncelikle kendini iyi tanımak gerekiyor.
o zaman karşı cins kavramıda olmaz.
31 çektikten sonra kusursuz objektifliği gösterebileceğimi düşünüyorum.