bugün

bir boğaziçi üniversitesi klasiğidir bu tasvir. o otantik mimarisiyle göz dolduran büyük binanın önündeki geniş çimenlerde, gençliğin nereye gittiğini soran nesle "gençlik çimlerde" dedirten bir görüntüdür. gülüştür, cümbüştür, ders molasıdır, dinlenme arasıdır, her neyse işte ama 'ille de çim' diyen üniversitelilerin genellikle birinci sınıflar olduğunu fakültem önündeki tiplerden bilmekteyim. çünkü ikinci bile dahil üçüncü ve son sınıf öğrencilerinin staj yapmak, iş bulmak, mezun olmak gibi kaygılarla haşır neşir oldukları göz önünde bulundurulursa çimenlerin üzerinde gitarla geyik yapmak gibi fazladan zamanları olduğunu sanmıyorum.
(bkz: boş işler bunlar)
(bkz: gençler çılgın atıyor dostum)
çimenler üzerine yayılan öğrencilerin yaşamını kafasında büyütüp kıskanan insanların çok kızdığı üniversitelilerdir. sen de gez evladım, sen de yayıl orada, sen de salla götünü başını çimende, laptop'ın olmasa bile insan olma halin var, onu kullan da kıskanma kimseyi dolma kin ile.
ktü'de pek görülmeyen öğrencilerdir. çünkü geniş çimlikler yoktur. biraz yeşillik alanlarda ise fazlaca eğim vardır. hem hava hep soğuk olduğundan dışarıda durmanın pek anlamı yoktur. ha bahar gelir, havalar ısınır e doğal olarak öğrencinin kanı kaynar. o zaman da çimlerde uzanan öğrencileri yine göremezsiniz çünkü öğrenciler sote ve karanlık yerleri mesken tutmuşlardır. özellikle balkonları!*
üniversite hayatının çimlere uzanmaktan ibaret olduğu varsayılan gençlik faaliyetidir.

özellikle öss'ye hazırlanan tipler pek özenirler bunlara, ama girince bin pişman olurlar. tez yazmaktan uzanmaya vakit kalmaz.
bir sonraki versiyonu kahvehanede okey oynayan üniversitelilerdir.
(bkz: işsizlik)