bugün

(ara: insanı*) dediğinizde kar$ınıza çıkacak diğer modellerden oldukça farklı ve komik olan..

küçükken dedemin takıldığı kıraathaneye gönderilirdim; dedemi yemeye çağırayım, kendim için ona para harcatayım gibi sulu zırtlak sebepler yüzünden. yanına oturur, çamlıca gazozumu yudumlar ve bir masanın etrafına toplanmı$ olanca kalabalığın adrenalin yüklü ya$amlarına göz ucuyla bakardım. mevzuya bu denli felsefik yakla$mıyordum tabi; bir keresinde, "dede, bu amca neden ta$ının tersini çevirmi$!" demi$tim. öğrendim ki kıraathane tabularından biriymi$ bu. ($imdilerde biri aynı $eyi yaparsa kafasına istekayı bizzat vururum.)

aynı durum babamda da mevcuttu. haftasonları kahveye götürürdü beni; oralet içerken etrafa meraklı gözlerle bakan bir fırlama haliyle ho$ kar$ılanmazdı ve babam bunu bilirdi ama yine de götürürdü. ($imdilerde iskambil oyunlarımdaki ba$arım buradan temellidir.)

(söze giriyorum artık, söz!)
orada tanı$tım i$te ben bu çay insanıyla. onu ilk kez orada, avcunun içine yerle$tirdiği, buharı tüten çay bardağını kıracakmı$ gibi tutarken gördüm. dejavu'ya döndü bir müddet sonra olay; hep bir ahâli toplu hâlde çay içiyorlar, bunu yaparken daha evvel hiç duyumsamadıkları bir hissiyatı ya$ar gibi davranıyorlar, gevrek kahkahalarıyla masadaki oyuncuları tilt ediyorlar, kendileri oynadıklarında dahi bu "zuhhauehaey" hönkürmelerinden vazgeçmiyorlardı. eğleniyorlardı elbet: onlar, çevre esnafa borcu olan, karısının ıspanaklı böreğinden asla bıkmayan, hayatı olması gerektiğine uygun bir biçimde ama normlara itaat etmeden ya$amaya çabalayan, sakalları ağarmı$ ortadirek insanlar olarak mutluydular i$te.

eğer bir gün ben de bir "çay insanı" olursam birisi de beni tanımlarken $u diyalogla örneklesin isterim:

- baba adamlar delirmi$ yaa.. günde 30 çay; insan değil bunlar!
* de get lan dümbük.
erzurum ahalinde olanların doğuştan dahil olduğu grup.