bugün

üsküdar da sabetayistler tarafından kullanılan mezarlığın adı. zeynep kamil e çıkan yol üzerinde bulunan kurumuş bir dere yatağına 19.yy da kurulmuş bir mezarlıktır. 1970 lere kadar sadece sabatayistler tarafından kullanılmıştır.sonra normal halka açılmıştır. halen kapasitesi tamamen dolu olup yeni ölen sabetayistler zincirlikuyu ya gömülmektedir. girişinde feyziye hatun mescidi vardır, zamanında formalite cenaze namazı kılınması için inşaa edilmiştir. imhotep tarafından düzenli olarak ziyaret edilmekte ve her defasında inanılmaz insanların mezarları görülerek hayrete düşülmektedir. Atatürk ün hocası şemsi efendi burada gömülüdür. cumartesi günleri giriş kapısını gören bir yerde oturarak gelen giden izlenirse türkiyedeki sabetayistler in kimliği hakkında fikir alınabilinir.
yahudilik inancında guf tan dünyaya gelen ruhlar bülbül şekline görünürler ve bundan dolayı bülbüllerin çok olduğu yere kurulmuş olan mezarlık.
bu mezarlıkta sabetayistler le normal insanların ayrımı mezar taşlarından da yapılabilinir. sabetayist mezarlarında el fatiha ibaresi bulunmaz.
http://haber.gazetevatan.com/Haber/190294/1/Gundem
görsel
görsel
görsel
görsel
Mezar taşlarının üstünde "Sakladım, söylemedim derdimi. Gizli tuttum. içime attım. Sustum, uyuttum" yazan mezarlık. Ürkütücü.
sabahtan beridir çığlık ve kavga seslerinin yankılandığı ankara'da bir cadde. sabahtan beridir kavga, gürültü, çığlık eksik kalmıyor yahu. valla kalkıp gideceğim birazdan.
Ürkütücü mezarlıktır.

Genelde sabetayistler yatarlar burda.
"sözde müslüman" sabetaycılar gerek ilk dönemde yoğun olarak yaşadıkları selanik'te, gerek daha sonraları türkiye'nin başta istanbul olmak üzere izmir, adapazarı, çanakkale ve bursa gibi şehirlerine yerleştikten sonra ölülerini müslümanlardan ayrı mezarlıklara defnetmeyi tercih etmişlerdir. selanik'te mahalle olarak da diğer dinlere mensup insanlardan ayrı bir yerleşim düzeni kurmuşlar. 1924 ahali mübadelesi gereği geldikleri türkiye'de de belli merkezlere yoğun olarak ilgi göstermiş ve içe kapanık bütünlüklerini böylece korumaya çalışmışlardır. ancak zamanla farklı mahalle ve şehirlere yerleşerek bir nevi fiziki asimilasyona uğramakla birlikte cemaat yapılarını korudukları görülmektedir. istanbul'da, karakaşlar cemaatinin mezarlığı, üsküdar bülbülderesi'nde yer alıyor. sabataycılığı sürdürme konusunda diğer cemaatlerden daha aktif olduğu belirtilen bu cemaatin mezarlık konusunda da hassas davrandığı görülmektedir. bülbülderesi mezarlığında az sayıda da olsa bazı kapancıların yer aldığı belirtiliyor. yakubiler ise maçka'daki mezarlığa ölülerini defnetmektedirler. yakubilerin yoğun olarak izmir'de yasadıkları belirtiliyor. kapancılar cemaatinin ise feriköy mezarlığında satın almış oldukları ayrı bir bölüme ölülerini defnettikleri biliniyor.
sabetaycıların mezar sekli ve taşların işlenmesi, müslümanlarınkinden tamamen farklı. genellikle seramik üzerine çıkartma resim bu mezar taslarında yer alır. yazıların üslûbu da farklılık arz ediyor. dikkat çeken nokta ise "ey zair" (ziyaretçi) diye başlayanların çokluğu. şekil olarak da dönem dönem farklılık arz etse de kendilerine özgü çiçek işlemeler ve müslüman mezarlarından farklı geometrik sekil vermeler dikkat çekmektedir.
'sakladım söylemedim derdimi, gizli tuttum, uyuttum...' (yahudi inancımı gizli tuttum!) dik bir yokuşun başında yer alan, büyükçe bir mezarlığın içindeki mezar taşlarından birinin üzerinde yazılı bu sözler... üzerleri fotoğraflı, kıbleye göre yerleştirilmemiş, ziyaretçilerinden dua veya fatiha istemediklerini yazı ile belirten mezarlardan sadece biri. Belki de tevrat'daki "mesih, bülbüllerin en çok öttüğü yere gelecek" ibaresinden seçtiler burayı kendilerine kabristan olarak.