bugün

-Zeynep Tokuş'a-

Günübirlik yaşayan bir ağustosböceği
denizi göl sanıyor ırmağı birikinti
dil faslında acemi hem züppe çaylak
buz üstünde salınırken beyni buz tutmuş
duymamış hiç dağ deviren türküleri

Itri bir köşesinde oturuyor zamanın
Rast Semailer'iyle hâlâ hıçkırıyor dünya
aşk oduyla yağıyor kar Yunus'un sakalından
yüzyılları dertop edip koyuyorlar önümüze
Dadaloğlu, Karacaoğlan, Pir Sultan
bunların hiçbirini bilmiyor ki haspa

Mavidir bulutları Mozart'ın, bilirim
sağır odalardan gidilir ışığına Beethooven'in
ne kadar sevsem Tuna'yı Kızılırmak ağır basıyor
deniz deltalarıyla etle tırnak gibidir, bilirim
yıldızları bencileyin şakır kendi gökkubbemin

Bülbülün avazına yabancı ey buzdan heykel
dalın damarındaki nehirden haberin var mı?
Kirli fanusun senin olsun türküler bizim
bataklık kevseri senin olsun uğultular bizim
gülün rengine bürünsen de ele veriyor aslını
dil bilmez, aşk yoksunu o çakırdikeni...

(bkz: Bülent GÜLDAL)