bugün

psikolojisi bozuk çocuktur.

yoksa ne işin var oğlum senin ali eren'le. bütün mahalle yıldızlar topluluğu. ronaldinho'sundan, hagi'sine, messi'sine, zidane'ına kadar hepsi aynı mahallede. topu alan ercan taner oluyor zaten, başlıyor maçı anlatmaya. zidane aldı ona çalım buna çalım, zidane... topu kaptırırsa şöyle bir kulakları rahatlıyor diğerlerinin, susuyor kodumun bebesi. yok kaptırmaz da kaleye kadar gider, bir de gol atarsa bıraksan sabaha kadar golün tekrarını anlatçak lavuk.

he ne diyoduk. ali eren olmak isteyen çocuk. bunun aslında sözle, maçla pek işi yoktur. söylemez de zaten ali eren olmak istiyorum diye. içine atar. kenarda oturur, bazen adam yokken "gel lan defansta dur bari" diye oyuna alınır. önüne gelen rakip forvetleri yakalayabilirse ayaklarına bir kaç tekme atarak durdurur, durduramasa da acı verir. top geçer adam geçmez veletleridir bunlar. sonra arkadaşları isim takar bunlara, ali eren gibisin oğlum der. e bunların da futbolla pek işi olmadığından tanımaz bile ali eren'i. futbolcu ya, kesin iyidir. ne kadar kötü olacak ki lan adamlar paranın amına koyuyor. böyle bir yol işte, ayak kırar sevinir bu çocuk.

son moda versiyonu servet çetin'di ama devir değişti, servet çetin de değişti. adam harbiden o yaştan sonra top oynamaya başladı. moda uzmanları ali eren modasının tekrar döneceğini belirtiyorlar. hem nostalji olur.
başlık yaran başlıklarda ilk üçe oynar..

böyle bir çocuk olsa olsa topun sahibi ve toptan anlamayan velettir.
(bkz: ali eren beşerler)