bugün

--spoiler--
Kardeşim lafım size: Atatürk, senin benim gibi biri değil! Niye değil? Bizden farklı olan tarafı ne? Biz kimiz? O kim? Onlar kim? Şimdi bunu açmak lazım.

Önce şunu söyleyeyim: Sorun Atatürk değil. Valla değil. Zaten ondan önce de onlardan vardı. Tanzimat’ın yayınlanması için yanıp tutuşan zihniyet vardı. Bunu sana söylemediler. Çünkü söyleseler; sen de Atatürkçü olmayacaktın. Sekülerliklerini Atatürk kisvesiyle sakladılar. Belki kendilerinden bile. Evet. Çünkü bazıları da seküler olmaktan utanç duyuyorlar kendileri bile farkında olmadan. Çünkü dine inanıyorlar. Tabi bazıları da kemikleşmiş, utanç duymuyorlar. Bir de direk dine düşman olanları var. Atatürk bunlardan hangisiydi bilemem.

Sorun ne biliyor musun? Bazen farkında olmadan onun zihniyetiyle beraber hareket etmen. Onların seni bir yere doğru sürüklemesi. Hoş, herkesi bir yerlere sürüklüyorlar özellikle de sekülerliklerine. Ama seni sürüklemeleri daha kolay oluyor doğal olarak. (Sürükledikleri en kötü yerler de ırkçılık ve komünizm oldu galiba.)

Bu arada ben onlar diyorum ama onlara bir düşmanlığım yok. Allah hidayet eylesin. Günahkara değil günaha düşman olmalı! Ama tabi sevmemen de lazım. Evet, Atatürk’ü kastediyorum. “Kişi sevdiğiyle beraberdir” kardeşim.

Şimdi onların bizden farkını örneklerle anlatmaya çalışacağım. Örnek olmadan olmaz. Çünkü soyut düşünebilme kabiliyetimizi bile bizden aldılar.

ilk önce Atatürk’ten: Biz tütün sarılan Arap Kağıdı’nın paketini yerde bulduğumuzda üstünde Kuran yazıyor sanıp yerden kaldıran çocuklarız. Atatürk, Kuran’ı Türkçe’ye çevirip Arapça Kuran’ları toplayıp yakanlardan. Buna benzer örnek çok. Hepsini yazdırtma bana. Bir de sakın öyle gerekmiştir, yapmıştır, deme. Sen, ben bunu yapamayız. Buna cesaret edemeyiz. “Lan, yukarıda Allah var” deriz. Korkarız.

Biz ramazan deriz, onlar şeker bayramı; biz sabır deriz, onlar dayanma gücü. Onlar “kurban bu yıl hac mevsimine denk geldi” diye haber başlığı atar; “diyanet, namazın başlangıç saatini verip bitiş saatini vermiyor” der. Onlar albümlerinde “Al Fadimem” türküsündeki “namazını kıl” bölümünü değiştirip “subaşına gel fadimem” yaparlar. Onlar felsefe, sosyoloji öğretirken, Gazali’yi, ibni Sina’yı, ibni Haldun’u sadece koymadı demesinler diye süs niyetine müfredata koyarlar. Onlar haber diye, çıplak yabancı kadın fotoğrafı koyup yanına da “Türk erkeklerine bayılırım, dedi” diye yazı iliştirir. (7 yaşından beri gittiğin okulun ve medyanın etkisinden kurtulmak için çaba göster.) Onlar namaz gereksiz der, namazdan tiksinip yogaya yazılır. Biz bunları yapamayız. Çünkü korkarız.

Biz en azından Cuma’ya gitmeye çalışırız, en olmadı bayram namazı. Onu da mı yapamadık? Yine de namaza gereksiz diyemeyiz kardeşim. Hadi onu da dedik. Ardından “ne diyon lan Allah çarpar” deriz, kendi kendimize. Biz Arapça okunan Kuran’ı anlamasak da dinlerken ağlarız. Ezan okunmaya başlayınca biraz toparlanır, ses kısarız. Biz askerimize Mehmetçik deriz kardeşim. Bu ismin Muhammed’den (sav) geldiğini unutturmak isterler, unutmayız. Müslümanlar kötü derler ısrarla; islam güzel deriz ısrarla…

Biz namaz kılmaktan değil günah işlemekten zevk almaya başladıysak; bunun müsebbibi O’dur. O ve onlardır. Namaz kılmak eziklik, içki içmek, zina yapmak havalıysa gençler arasında; müsebbibini Tanzimat’ta, tarihin derinliklerinde ve bugünde ara.

Sen onlardan değilsin kardeşim. Onu, onları sevme. Onların yanında durma. Unutma, Firavun’la beraber yanındakiler de helak oldu. Aslına dön. Allah korusun sen de helak olma.


--spoiler--

Özet geçersek : çakallık kokan art niyetli bir yazı. Okumayın hiç.
durumu olmayıp okuyamayanlar ve özet isteyenler için;

ben yobazım, atatürk ü sevmiyorum. hıaaa allah ne güzel lan.
Müslüman atatürkçü olur. Iyice mala bagladiniz lan allah tanimazlar. Müslüman nasil olur akliniza danisin.