bugün

demokrasiye balans ayarı verenlerin kaynağını tek parti iktidarından alan meşhur söylemi. resmi ideolojinin, çok partili hayata niçin son verildi sorusuna verdiği cevaptır.
Sadece parti olayında değil toplumların birbiriyle anlaşma yollarında da bu geçerli. Demokrasiye ayak uyduramamaktan kaynaklanan problemlerin her geçen gün çoğalması en iyi örnek.
ittihat ve terakki'den beri söylenegelen jakoben jargondur. Sonucu çok acıdır ki aydınları ve sosyal demokratları iktidardan uzaklaştırmıştır.
söz konusu türkiye ise şayet, demokrasinin bu şekli hiç bir ülkede mevcut değildir. Özgürlüğün, demokrasinin kralı bu ülke sınırları içerisinde yaşanmaktadır. değil mi? yalan mı? de get.
karşılığı; "kusura bakma ama tam olarak ne zaman hazır olur, bir tarih verebilir misiniz?" olan düşünce(sizlik).
(bkz: başka halk alalım)
ölmeseydi aziz nesin'in referandumdan sonra dile getireceği söylemdir.haklı da olurdu hani.
aptal değil ancak bilinçsiz halk tabiri cuk otururdu. elbet kimse aptal değil. herkesin beyni var. ama kimi bilinçli, kimi bilinçsiz.

%58 in içinde bilinçli olup bilerek oy verenler de var. ama bilinçsizlerde. %42 de bilinçlilerde var biliçsizlerde.

(bkz: çünkü herkes öldürür sevdiğini) *
halk partisinin işine gelmeyince uydurduğu söz öbeğidir.
bu hastalıklı düşünceye cevap 1950 de verilmiştir.
görsel
bu sözü söyleyenin atatürk zihniyeti olduğunu zannedip tek parti dönemini eleştirmek ve çok parti rejimine girince "yeter söz milletin" diyerek tek parti rejimine düşman kesilmek.

evet aptallık budur. ve halkın bir kısmı böyle düşünür. halkın bir kısmı aptaldır.
* *
cumhuriyet ile demokrasinin aynı şey olduğunu zanneden öküz evlatlarının dilinde sakız olan cümlelerden birisidir.

behey türkiye'nin "demokrat cumhuriyet" olduğu zannına kapılmış, siyasi bilgisini atlar sikesice yavşak; faşizm de demokrasidir. anarşizm de demokrasidir. liberalizmde demokrasidir ve hatta komünizm de demokrasidir. demokrasi=özgürlük gerizekalılığı senin amerikan filmlerinde seyrettiğinden öte değildir.

günümüz konjoktüründe mesela demokratik cumhuriyetler vardır. mesela demokrat düşünceler vardır. bu düşüncelerin hepsi "küresel dünyaya" ayak uydurmak için kendi milletini peşkeş çekmenin gakıdır gukudur.

anasını sattığın demokrasi kelamını kim kullanıyor? amerikadan çıktı bu laf. ingiltere tarafından desteklendi. avrupa birliği harlıyor bunu. pkk nın partisinin adı "barış ve demokrasi partisi".

şimdi dank etti mi lan şerefsiz?

bu halk, bu millet demokrasiye hazır değil diye bir şey yoktur; bu halk, bu millet senin demokrasi dediğin lağım çukurunu içine sindirecek kadar geniş, o kadar şerefsiz ve aşağılık bir millet değil. bu millet türk milleti. bu cumhuriyet türkiye cumhuriyeti. bu devlet ulus devlet.

şimdi al koltuğunun altına demokrasi çığırtkanlığını ve siktir git sam amcanın kucağına. köpek soyu.
demokrasiyi özümsemiş halk ithal edelim.
senelerdir bir insana ne bir şey öğretmiş ne de kendi bir şeyler öğrenmiş kişi önermesidir. demokrasinin ne anlama geldiği bir kenara, uygulanabilme ihtimali hakkında bilgisinden çok fikri olan kişi çıktısıdır. eksile ben necati ama bokunu yeyim bir şeyler oku. allahın adıyla başlamasan da olur..

(bkz: estağfirullah amet abi)
(bkz: halka koyun dediniz o da koydu)
Bazı kesimler tarafından 1938 de vefat eden Atatürk 1950'de demokrat partinin düşmanı sayılır. Adnan Menderes ve Celal Bayar'ın Atatürk'ün ne denli yakınlarında olduğu ve 1950 de partinin başında ismet inönü'nün olduğu ve ismet Beyin Atatürk vefat ettikten sonra halka neler yaptığı bazı kesimlerce gözardı edilir ve Demokrat Partiye oy veren halkın ismet inönü politikalarından yıldığı dikkate alınmaz. Tüm bunlar için liselerde okutulan bir tarih kitabı bile yeterlidir.
darbe propagandası olduğunu düşünmesem, destekleyeceğim görüştür. alternatifi cunta değilse, şunu bilmek gerekir:

- temsili demokrasi kocaman bir balondan ibarettir. dağdaki çobanla kürsüdeki profesörün oyu eşit olamaz; eşit olursa daima dağdaki çoban kazanır..

aman cuntacılar bu gerçeği istismar etmesin; ideallerden bahsediyorum ben.
aslına bakarsanız o dönem için doğru bir söylemdir, halk demokrasiye hazır değildi ve kimileri kızsa bile bana sorarsanız demokrasiye geçiş erken oldu. hatta halk demokrasiye hazır değil diyenlerin içinde olan toprak ağası milletvekilleri toprak reformu çalışmalarında çıkarlarına dokunulacağını hissedince birden demokrat(!) kesildiler. halk demokrasiye hazır değildi ama kesinlikle aptallığından kaynaklanan birşey de değildi. o halka aptal diyen olmadı ama bazı aptallar bunu uydurdu, başlıkta görüleceği üzere uydurmaya da devam ediyor. sorun şuydu ki; yüzlerce hatta osmanlı öncesini de katarsak binlerce yıl tek bir adamın sözüne bakarak boyun eğmeye alışmış bir halkın demokrasiyi sindirmesi öyle 10-15 yılda olacak bir şey değildir. kaldı ki hala sindirilebilmiş değildir. o dönemde nasıl çıkarlarına dokununca aslan kesilen sahte demokratlar varsa bu dönemde de araç olarak gördükleri demokrasiyi kullanan sahte demokratlar var. osmanlı nın son döneminde cahil bırakılan halk aptal olduğu için değil aptal yöneticileri olduğu için cahil kalmıştır. cumhuriyete geçişle yapılan ilerleme ve demokrasinin zeminini oluşturma hamleleri ortadadır. ama ne yazık ki sahte demokatlar yüzünden belli bir dönemden sonra yerinde saymış bir halk tekrar oluşmuştur. yanlız bu da halkın aptallığından ziyade, peşinden koştuğunuz kişisel çıkarları her şeyin önünde gelen liderler yüzünden olmuştur.
sorunun demokratik düzenin kendisinde değil, halkın tercihlerine verilen gizli ya da açık ayarda olduğunu bilemeyen anlayışın açtığı başlık. insanları "aptallar oy kullanmasın" gibi bir faşizme yöneltme anlayışını, yaşadığımız sürece çözüm olarak sunanlar şunu iyi bilmedilir. insanların sandıkta vereceği oyu kendi zihinleri mi yoksa kapılarına bırakılan bulgur kömür vs mi belirliyor önce bunun açığa çıkması lazım. tüm seçim yardımları * kesildiği zaman, kişilerin sadece kendi birikim ve vicdanları doğrultusunda tercih yapabildiği zaman demokrasi olur. insanları üç kuruşluk yardımlara muhtaç edenler utansın.