bugün

Bronkoskopi birçok akciğer hastalığının tanı ve tedavisinde kullanılan çoğu kez lokal anestezi altında uygulanan endoskopik bir yöntemdir. ilk kez 1897 yılında Gustav Killian tarafından uygulanan bronkoskopi, 1970'li yıllarda Ikeda tarafından geliştirilerek cihazın bükülebilir olması sağlandı. Bu sayede bronkoskopi lokal anestezi altında hastaya fazla bir rahatsızlık vermeden uygulanabilir hale geldi.
Çok genel bir tanımlama ile bronkoskopi havayollarının yani bronş ağacının içerden görüntülenmesi işlevini görmektedir. Bu işlem esnasında bronş ağacının anatomisi incelenir ve başta akciğer kanseri olmak üzere birçok hastalığın tanısı konulabilir. Bugün için yaygın olarak kullanılan bronkoskoplar fleksibl özellikte olup bu cihazlarda hastanın bronş ağacına giren kısım oldukça incedir ve bu sayede hastada fazla bir rahatsızlık hissi uyandırmaz. Cihazın uç kısmında yer alan mercek ile havayollarından alınan görüntü fiberoptik sistem ve bu sisteme ilave edilen bir kamera ile monitörden izlenir. işlem esnasında bronş mukozasından biyopsi alınabilir, fırçalama ile materyal elde edilebilir, ya da bronş ağacına serum fizyolojik verilip geri çekilerek elde edilen bu sıvıda bakteri veya tümör hücrelerinin varlığı incelenebilir. Son yıllarda bronkoskopi esnasında havayollarını daraltan tümör veya tümör dışı hastalıklarda lazer veya koter uygulamaları ile bu darlıkların ortadan kaldırılma olanağı da ortaya çıkmıştır. Ayrıca yine sonyıllarda geliştirilen otofloresan bronkoskopi tekniği ile bronş ağacından kaynaklanan tümörler çok erken dönemde henüz normal bronkoskoplarla görülemeyecek ya da farkedilemeyecek dönemdeyken oluşturduğu renk farklılığı ile saptanabilir.
Bronkoskopi, bükülmez bir tüp aracılığıyla doğrudan doğruya soluk borusunu ve büyük bronşları muayene etmeye yarayan tekniğin adıdır. Yeteri kadar parça alınmasına ve gerektiğinde yabancı cisimlerin çıkarılmasına yarar.
önce servis hemşiresi ablamız gelir elinde 1 doz diazemle, kalçadan vurur sonra sen mutlu mesut sırıtkan bi şekilde dolaşmaya yeltenirsin. götten de vurdurduk diye hallenir ve hatta malırırsın. birazdan 1 metre uzunluğunda bi hortumu burnundan içeri ciğerlerine doğru salıcaklardır, düşündükçe garip hissedersin.

sonra iyice diazemin etkisine girince bronkoskopide yardımcı olacak abimiz gelir. abidir çünkü herhangi bi debelenme durumunda seni zaptetmekle yükümlüdür. çırpınmandan korktuklarından değil hortumu burnundan salarken korktuğun için göstereceğin tepki ve refleksleri bastırmak kafanı sağa sola oynatmamak için gelir, korkutucu bi abi değildir eksik olan kanatları ve güzel bir çift memesidir sadece. abimiz elbet eli boş gelmez, tekerlekli sandalye ve bir tüp ilaç getirir. "bronkoya giricekmişsin duyduğuma göre kafa yapan bi şeyler getirem dedim." der ve sırıtır. oksijen maskesini ağzına takar; "solunum cihazının içine tüpteki ilacı basıp çek de ciğerlerin bayram etsin." diye ekler. onra ciddi ciddi seninle muhabbet etmeye başlar. kafan yerinde mi değil mi diye yakın tarihten şeyler sorar.

muhabbetin baydığını düşündüğünde "geldik en önemli kısma, şimdi bu kağıt var hehehe" der ve susar o ibne abi. sana girmesini beklersiniz, demez elbet. gülümsemesi bir anda ciddiyete dönüşür ve; "bu kağıt senin tedaviyi tamamen kendi isteğin ve arzun doğrultusunda kabul edip, birazdan gireceğin yerde tamamiyle iradenle bulunacağını kabul edip onayladığın anlamına geliyor" şeklinde tamamlar kendini. metni tamamen okutur, metin hakkında soru sorar ve sen imzaladıktan sonra yaklaşık bir 10 dakika daha seninle sohbet edip seni tekerlekli sandalyeye oturtur.

bronkoskopi yapılacak yere "sikmeseler bari" diye girer, "sikmemişlerdir inşallah" diye çıkarsınız. o aradaki boşlukta burnunuzdan ciğerlerinize hallice uzun bir boru sokulmuş, 2 ayrı ekranda ciğerlerinize bakmış bulunmuş ve tarifi mümkün olmayan hisler yaşamış halde olursunuz. hatırlasanız bile bahsetmek hoşunuza gitmez.

geçmiş olsun.
görsel
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar