bugün

aralarına dahil olduğum ölüme teşebbüs etmişler grubu.

liseyi kazanma ödülü olarak abim ve yüzme bilen küçüm kuzenimle gittiğim çermik havuzunun dibinde 20-25 saniye ölümle ufak bir temasım olmuştu. hayatında suyla en yakın ilişkisi köy deresinde ayaklarını yıkamak olan biri için bu durum tabii ki kaçınılmazdı. bir iki kez de göl yapıp belime kadar suya girmiş olmamı reddedemem.

o gün havuzun kenarında oynarken yine benim gibi yüzmeyi bilmeyen abimin boğulma tehlikesi ortaya çıkınca kuzenimin suyun öbür ucunda olmasından dolayı havuzun kenarından ayrılıp yardım için abime el vermemle suyun dibini görmüştüm. ben bir anda düşmüştüm, abim kurtulmuş muydu haberim dahi yoktu.

dipteydim, o zamanlar pek sevdiğim can alan, can veren allahımla konuşma fırsatı bulmuşken su yutmayı da ihmal etmiyordum. tanrının gevezeliğini takiben 7-8 saniye sonra hayata dair tüm umutlarım daha derine batmıştı. abim de ölümü bekliyordu, öyle olmalıydı. içimden buraya neden geldik neden derken hızlandırılmış geçmişimi havuzun tuzlu ve soğuk suyundan izliyordum, görüntü net ve şaşılacak derecede detaylıydı. tam hayat özetim biterken kendimi havuzun dibine iyice salıvermiştim, öleceğimize inancım tamdı. biraz çırpındıktan sonra hiç umudum kalmamıştı. saniyeler geçtikçe hiçbir şey düşünmemeye başlamıştım, boş bakışlarım suya yönelmişti. bu kadardı hayatım.

sonrasında hatırladığım göklerden gelen birisinin beni birden yukarı çekip mermerlerin üzerinde sinir ve aşkla tokatladığıydı. sesler, uğultu şeklindeydi, ortamın görüntüsü bulanıktı, darbeler sertti. bir müddet mermerin üzerinde yatıp kendime gelmişim. ben suya düşerken abim kendini kenara atabilmiş ve tam ben düşerken kuzenim de havuzun öbür ucundan suya atlamış. göklerden gelen kişi, tanrı sohbetini kesen kuzenimmiş.

sonuç olarak; beni kurtaran kuzenime hep borçlu hissedeceğim galiba, çok zaman geçmesine rağmen hala denize giderken "kuzen gel kurtarıcının kollarına" temalı mesajlar atıyor. ayrıca bahaneyle de iyi tokatlamıştı beni, biraz salak olsa da seviyorum ibneyi. abim mi, şortumu giyip yatağımda uyuyakalmış pezevenk! insan bir fedakarlığım için teşekkür eder, özür diler. yok anasını satayım, onun lisesinden daha yüksek puanlı bir lise kazanmıştım ya, kıskançlıktan hep. şortumu çıkar yatağımı terket piç!
1 bucuk metrelik havuzda az kalsın boğuluyordum lan.
Işığı gördüm.
Ben denizde bayağı bir açılmıştım ancak boğulma tehlikesi geçirmemiştim. Cankurtaran abi beni kıyıya bırakmıştı. Herkes bana bakıyordu. Ayağa kalkmışlardı. Yeğenim ve ablam ağlamışlardı.
Şahsım bu tehlikeyi yaşamıştır,suyun dibi aydınlık oluyor ve siz dibi su yüzeyi sanıyorsunuz, sonra çılgınca bir paniğe kapılıp yön bulamıyorsunuz,eğer o paniği önleyebilirseniz kendinizi bırakıp su yüzeyine çıkabiliyorsunuz. Bu konu yüzüklerin efendisi dizisinde ilk bölümün ilk sahnesinde anlatılmıştır,ve gerçektir.