bugün

Okumak istedigim ancak kitlesi yuzunden ister istemez onyargi ile yaklastigim bir eser.
kutadgu bilig kitabı

(bkz: mizah)
görsel
"Biz Ötüken'in sahipleri açlıktan ölürken tutsak Çinliler bolluk içinde yaşasınlar... Bu olur mu?"
Karabuka ölmüş, ölmeden önce parmağını kanına batırarak duvarın temiz ve ak yerine şunları yazmıştı:

"Buyruğu yerine getirdim. Ötüken'e selam..."
Gizli kapıyı bilen bu adam, yanındakilere orasını göstererek Çince bir şeyler söyledikten sonra Yamtar’a baktı. Tanımıştı. Büyük bir öfke ile yayına ok sürerek Yamtar’a fırlattı. Ok, koca yüzbaşıyı karnı ile göğsünün birleştiği yerden deldi. Yamtar bir sarsıldı. Sonra yavaş yavaş dizleri üstüne çöktü. Sağ eli hâlâ yemliğin tahtasını tutuyordu. Saray başbuğu, Çin kağanına ihanet etmiş olan bu haini kendi eliyle öldürmek şerefini kazanmış olmak için yayına bir ok daha yerleştirdi. Bu sefer
ki Yamtar’ın sağ ciğerini bulmuştu. Gözleri kapanıyor, yemliği tutan eli gevşiyordu. Gözleri yerde, demin elinden düşen et parçasına ilişti. Şunu yiyemediği için yağılar sevinecekti. Onları sevindirmek istemedi. Son bir kımıldanışla başını kaldırdı. Saray başbuğuna, hâlâ unutmamış olduğu Çince “Karnım tok” kelimelerini söyledi. Sonra asırlık bir ağaç gibi devrilerek serilip kaldı.