bugün

insanı ne yapacağı konusunda derin çelişkilere sürükleyen kadındır.

efenim yine senelerden bir sene, günlerden bir gün... okulu tek dersten bir dönem uzatmamı öğrendiğimin hemen ertesi. evde kendi odama çekilmiş, adeta fitness salonuna çevirdiğim odamda beni sinir küpüne çeviren ilgili ibne hocayı ana ana hırsla kürek çalışıyordum. evde kimsenin olmadığını bir an unutmuşum ki, kapı zilini duyduğum halde nasıl olsa bakarlar herhalde diyerek küreğe hırsla asılmaya devam ettim. zil bir daha çaldı, yine umursamadım, son ve hırsla bir kere daha çaldı ve "kapıya baksanıza yeaaa!" diye atarlanırken bi anda evde kimsenin olmadığını farkettim ve terli atletim, bir yerlerden uydurduğum chicago bulls şortumla kapıyı drank diye açıverdim. bir anda ayten ablayı elinde tepsiyle görünce telaşlandım. çünkü üstümdeki atlet leş gibi, bütün suratımdan burcu burcu ter akıyor ve neredeyse de kuru hiçbir yerim yok. ayten abla iki yıl önce taşınmıştı apartmanımıza. aslında çok güzel bayandı ama o güzelliğini kimine göre muhteşemleştiren, kimine göre rezil eden biraz büyükçe kalçaları vardı. biraz büyük dediysek o kadar da değil. yani şöyle diyelim; 90,60,90 kusursuz oran ise ayten ablanınki 90,60,110 idi. ama büyük müyük ama çok da şekilli poposu vardı ayten ablanın. aynı zamanda da kendinden onbeş yaş büyük tipsiz ama zengin kocası...

beni o halde görür görmez hınzır bir ifade eşliğinde "naapıyon sen leen?" diyerek soruverdi. ben de body çalıştığımı söyledim. neyle çalışıyorsun diyerek içeri girdi ve önce elindeki tepsiyi bizim mutfağa koydu, sonra da benim odaya doğru yöneldi. arkasında yürüyerek ona refakat ederken, her adım attığında penye eşofmanının altından bir sağa bir sola yatarak iri iri titreşen harika kalçalarını iç geçirerek seyrettim. o an farkettim ki, ilgili ablamız külot giymemiş. odama girer girmez "oooo, odan da harikaymış bee" diyerek bana baktı. bir an son iki dakikalık durumu gözden geçirdikten sonra, işin çok da masumane ilerlemediğinin farkına vardım. tam da böyle düşünürken, bir anda bana dönüp "bunu da iyi geliştirdin mi" diyerek hafif hafif alevlenmeye başlayan penisimi sıkıca kavradı. "olmaz mı, her türlü" cevabıyla dudaklarına yapışmam bir oldu. bir anda bench pres sehpasının üstünde bulduk kendimizi. bench press sehpasını bacakları arasına alarak oturdu ve hırsla beni kendine doğru çekti. o bench press sehpasına oturur vaziyette, ben hemen önünde ayakta dururken şortumu hırsla aşağı indirip, hazır pozisyona evrilmiş penisimi ağzını var kuvvetiyle açarak bademciklerine değdirircesine ağzına doldurdu. almasıyla corp corp emmesi, beni de kendinden geçirmesi bir oldu. öyle bir kendimden geçmiştim ki, gözlerim yukarı doğru kaymış, yüzümü tavana doğru kaldırdığımda başım dönmüş, tam düşecekken beni tutmuştu ayten. ilk boşalmayı o müthiş ve kocaman ağzının içine yaptım. hemen ertesinde, salondaki kanepeye geçip müthiş kalçasının arasındaki o minicik deliği vazelin ile sıvazlayarak ayara getirip, yanyana duran iki karpuzu ortadan ayırır gibi kallavi penisimi hırsla o daracık deliğin içine ittirdim. penisimi alev alev yanan fırının içine sokmuştum sanki. o kadar kadınla birlikte olmuştum ama bu sıcaklığı hiçbirinde tatmamıştım. mümkün olduğunca geç boşalan beni bile ikinci postamda acilen boşalmaya sevk ediyordu bu daracık sıcaklık. boşalmayı biraz ertelemek için vıcık vıcık olmuş, neredeyse bir kilo gibi görünen vajinasının içine daldım biraz. biraz orada takıldıktan sonra dayanamayıp yine o minicik, alev alev yanan anüsünün içine girme güdüme hakim olamayarak, kallavi penisimi soktum içine. sanki biraz önce hiç boşalmamış gibi meni üretmişti testislerim; ardı arkası gelmeyen, hiç bitmeyecekmiş gibi...

o günden sonra aylarca beraber olduk. bir sefer hariç, neredeyse hiç vajinasına boşalmadım. ya ağzının içine boşalttığım menilerimi büyük bir iştahla emiyordu, ya da poposundaki o daracik deliğin alev alev yanan derinliklerine gömüyordu spermlerimi.

o andan sonra bir daha da böyle zevk veren ters ilişki yaşayamadım. böyle köşede kalmış bir kadının da böylesine yetenekli olabilmesi ayrıca şaşırtmıştı beni.
(bkz: durumumuz yoktu okumadım kardeş)
(bkz: içeri girdiğimde trisepsini sıvazlıyordu)
çakma isteği zaten tavandayken hazır yerine gelmiş komşudur.
(bkz: spor salonu konulu pornoyu fazla kaçırmak)
spor yaparken kapıyı açık bırakan komşudan hallicedir.
siyaha boyadığı fırça bıyıkları ve mısır püskülü saçlarıyla hasan efendi ise "goley gelsin gapınız açıkmış gapayın bari" diyecektir.
komşu dul biriyse kudurmasını sağlayacaktır. yanar alev alev.
torbadan kendisine "yarak" çıkmış komşudur.