bugün

"Çok konuşanın çok sakatatı olur."
Hz. Ömer.
kendini anlatıyorsun, kendinden anlatıyorsun ve bu anlattığın kişi, karşında oturup da dinleyen kişi hayatına yön verme yetkisi olan kişiler oluveriyor birden. çünkü anlattığın şeyler sadece birer hikayeden ibaret değil senin birer parçan, seni gerçekten sen yapan şeyler oluyor. geleceği, gelecek yapan geçmiştir hesabı. ve tabiri caizse güvendiğin dağlara kar yağdıktan sonra başlıyorsun kendini soyutlamaya hayattan. adım adım bencilleşmeye. çünkü artık kendini kaybetmek, eksik kalmak istemiyorsun. ileride başkalarının parçalarıyla boşluklarını doldurmaya çalışmak yerine kendi parçalarınla olmak daha mantıklı geliyor. boşuna da dememişler zaten söz gümüşse sükut altındır diye.

nerden mi tüm bunlar? er kişi kendinden bilirmiş işi.
Yanlıs kisiyle paylaştıgınızı gösterir.
Bence sorun tamamen karşımızdaki kişiyle aramızdaki mesafeden kaynaklanıyor. Yani çok da samimi olmamaktan. Eğer karşındakiyle konuştuğunda mutlu oluyorsan, sana iyi hissettiriyorsa kendini, tüm çıplaklığıyla içini dökersin ve bundan zerre pişmanlık duymazsın.
Seven insan her şeyin en güzelini verir. Kalbini de duygularını da paylaşır.
paylaştığım şeylerin değerini azaldığını düşündüğüm için bende böyle hissediyorum.

paylaşmak doğru kişiye yapıldığında iyidir.
görsel
(bkz: sözlük arkadaşının eksilemesi)
Yaşadığım duyguların hep bana özel olduğunu düşünürüm ve kimseyle paylaşma gereği duymam anlattığım zaman, karşımda ki benden bir şeyler çalmış gibi hissediyorum.
ifade gibi ifade be.
bu kendinle fazla iç içe olmaktan geliyor . eğer bir insan böyle düşünüyorsa zaten başkalarıyla az paylaşımda bulunan biridir ve özel alana önem verir . yalnız kaldıkça bu alan daha kutsal hale gelir . sonrasında da bencilleşirsin . sendromun adı yok çünkü bu bir sendrom değil bir sendromun parçası . seninkisi ağır asosyallik , içe kapanıklık .
yanlış.
doğru zamanlama yapmadan yapılan paylaşımlar bunu hissettirir. ve başka bir durum; o birini çok iyi tanımadan yaptığın paylaşımlar o birinin değer ve önyargısına takılacaktır. ve bu da o biri ile entegrasyon sürecini olumsuz etkileyecektir. ve haliyle size eksiliyor hissini verecektir.

Edit: eksiliyor.
insanlara kendimle ilgili bir şey anlatınca pişman oluyorum. uzun vadede gördüm ki ya insanlar beni siklemiyor ya da dertli olduğum için mutlu oluyor. artık kimseye bir şey anlatmama kararı verdiğim gün gidip interaktif sözlüklere üye oldum. illa biriyle konuşmak istersem sözlüğe yazıyorum ama bu sözlük genellikle uludağ olmuyor. başlığı açan arkadaşın da dediği gibi burdaki gerizekalılar bokunu çıkarıyor.
paylaştıkça çoğalan neydi??
Sanki böyle paylaştıkça anlamsızlaşacak gibi geliyor bana. Birini seviyorsam mesela, onu birilerine anlattıkça değeri kalmayacak gibi sanki.
Eksilmekten çok biliyor artık hissi üzüyor. Çok samimi olduğum ya da olmadığım birilerine bir şeyler anlattıkça daha sonra pişman oluyorum. Neden anlattım ki diyorum. Beni ya da seni özel kılan yaşadıklarımı kendimin anlamlandırması, sıradanlaşması değil.
eğer paylaştığın şey mutluluksa çoğalır.
paylaşılan ister önemli olsun ister önemsiz her insanın başına gelebilen bir durumdur... misal dinlemekten çok keyif aldığınız bir şarkıyı en sevdiğiniz arkadaşınıza bir heves dinletilen sonra aldığınız tepki ne olursa olsun artık şarkının fosforlu rengi kaybolur. artık çekiciliği kalmaz. paylaştığınız şey küçük bir sır olsada artık sır olmayacağı için ya korku ya rahatlatmanın verdiği pişmanlık peşinizi bırakmaz. insan sosyal olmaya mahkum tekil bir canlı sanırım. neyse gece gece lagaluga yapmayalım.
kesinlikle katıldığım başlık.
Öğretmen olamayacağınıza delalettir. Belki bencilliktir belki çekingenlik.