bugün

bunu bilinmeyen " x" e benzetebiliriz. "x" e hakkettiği değeri vermezsen asla doğru sonucu bulamazsın. bu da öyle bir şey gibi.
x'e değer vermek gibidir esasen..

kurduğunuz denkleme göre farklı farklı sonuçlar alır, denklemi doğru kurup kuramadığınızı dahi bilmediğiniz için de her defasında çıkan sonuç karşısında mahvolursunuz..

yani fizik de matematik de diyor ki kabahat sende..

değer verdiğin o x'de değil..
Karşılıksızsa anlamsız olacak değerdir. Bunu farklı algılayıp kendisinin kısıtlandığını ve hayatına karışıldığını hisseder. Bilmez ki sevildiğini. *
Hep meb yüzünden oluyor hafız bunlar. Daha eğitimin başlarında o en mutlu zamanlarda bize değer verdirenler. Yatacak yerleri yok onların hafız.
Hak etmediginde geri almayi da ogretir.
Sol yanınızı mahvetmesine izin vermektir.
Önce insan kendisine değer verecek. Çünkü verdiğiniz değer ne kadar artarsa herhangi bir olumsuzlukta hissedeceğiniz acı da o kadar artacak. ince düşünülmesi gereken durumlardan biri.
ister bataklık dibinde olun, ister iki eliniz kanda..
Bütün bu durumlara rağmen, onca derde rağmen düşündüğünüz tek şey “o” ise tebrikler; siz de birine fazlasıyla değer veriyorsunuz.
ben bunu reel hayattada, gerçek hayattada çok yapıyorum,

sonra hep ''lan ne gerek var, bundan sonra insanlara haketmediğinden fazla değer verme'' diyorum kendi kendime. ama yinede yapıyorum !
Hata etmektir.

Değer verdiklerin değer vermeyene değer veriyor.