bugün

Eşek hissiz bakar, yaksan cihanı,
Telaş etmez, düşünmez in-ü anı.

-Tokadizade şekip-
görsel
ACILARIMIZLA BÜYÜRKEN ACIMAZSIZCA YAŞAMIN ORTASINDA.
Sana illa şiir mi yazayım ? Çay demlesem olmaz mı?
ismet özel'den,
belki dilimi çözer,aşkımı başlatırım
aşk yazılmamış olsa bile adımın üzerine,
adımı aşkın üstüne kendim yazarım.
Gerçek ; konuştuğum şeyler , ağzımdan çıkanlar yada söylediklerimden anladığın değil ; sustuklarımdır
Beni bilimle anla iki gözüm , felsefeyle anla. Ve tarihle yargıla. Bal değildir ölüm bana , idam gül değildir bana. Geceler çok karanlık , gel düşümdeki sevgilim. Ay ışığı yedir bana.
Artık seninle biz düşman bile değiliz.
BENMiŞiM

Bana yakın geldi dedi,
Sevdi.

Bana yakın geldin dedi,
vurdu.

Adlarını sordum
insan dediler.

-Özdemir Asaf
adını gizleyeceğim sen de bilme lavinia.
Oysa yazarların cümleleri olur, şairlerinse dizeleri....

(Kim mi söylemiş; şairimsi ben... * )
Hayat üç buçukla dört arasındadır; ya üç buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın.
Neyzen Tevfik
aşkımız çıkmaz sokak vuslat imkansız
hep müvazi gidiyor yıldızlarımız.

cahit sıtkı tarancı
''seni bir yaşam boyu bitirmek değil de
sana hep, hep yeniden başlamak isterim.''

ve bir nisan akşamı temasına uygun olarak;
''desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor.''
Ben bir Ayten’dir tutturmuşum oh ne iyi.
Ayten’li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel.
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin.
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor.
Şarkılar söylüyorum.
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne.
Saatim her zaman Ayten’e beş var.
Ya da Ayten’i beş geçiyor.
Ne yana baksam gördüğüm o.
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor.
Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz.
Günlerden Aytenertesidir.
Odur gün gün beni yaşatan.
Onun kokusu sarmıştır sokakları.
Onun gözleridir şafakta gördüğüm.
Akşam kızıllığında onun dudakları.
Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim.
Ayten’i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz.
Bir kadeh de sizinle içeriz Ayten’li.
iki laf ederiz.
Onu siz de seversiniz benim gibi.
Ama yağma yok Ayten’i size bırakmam.
Alın tek kat elbisemi size vereyim.
Cebimde bir on liram var.
Onu da alın gerekirse.
Ben Ayten’i düşünürüm, üşümem.
Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar.
Parasızlık da bir şey mi.
Ölüm bile kötü değil.
Aytensizlik kadar.
Ona uğramayan gemiler batsın.
Ondan geçmeyen trenler devrilsin.
Onu sevmeyen yürek taş kesilsin.
Kapansın onu görmeyen gözler.
Onu övmeyen diller kurusun.
iki kere iki dört elde var Ayten.
Bundan böyle dünyada.
Aşkın adı Ayten olsun.
Şair: Ümit Yaşar Oğuzcan.
bugün pazar ve ben seni çok özledim.
Bir insan eğer çok gülümsüyorsa, emin olun ruhunda depremler vardır. Çünkü acıyan kalbinse kimse bilsin istemezsin.

Gore Vidal
kimselerin vakti yok,

durup ince şeyleri anlamaya

Gülten akın
Yoksa hayatında sevmiş ölüler, hala servilerde ağlıyorlar mi ?
"herkes sene ulduz deye
özüm sene ay demişem
her gözelden bir gül alıp
sen gözele pay demişem"

(bkz: şehriyar)
Belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları.
Var mı Allah’tan yukarı, kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz sen yukarı, ben aşağı.
insandan insana şükür ki fark var.

(bkz: Sezai Karakoç)
Yazdığı bir veda mektubunu şöyle bitiriyor Karakoç “beni çıkardığında anlamın bozulmuyorsa bundan böyle ayrı yazılalım.”
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden…
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.

(bkz: hiçbir şeyin olmazsa kaybetmekten de korkmazsın)