bugün

öğretmenin iyilikleri yanında yapabileceği en büyük kötülüklerdir.
notunu kırıp haksız not vermek ya da haketmeyene çok not vermek. genelde bu durumlarda :

"ulan biz de mi yalaka olalım" deriz.
kendisi başlı başına bir kötülük olmakla birlikte sanırım sınavlarda didin didin sözlüye gel düşük gelsin ?

bir öğretmenin yapabileceği en büyük iyilik
(bkz: dersten atmak)
bilmediğini, biliyorum sanmak, araştırma ve gelişme dürtüsünden yoksun olmak.
matematik sınavından 31 vermektir. sınav sonuçları okunurken cümle aleme rezil olunur. 31 ne yahu git 30 ver 32 ver.
birinci sınıfta tahtaya yazdığı cümleyi okuyamadı diye öğrenciyi dövüp onu daha ilk senede okuldan soğutmak.
sırf çocuğun velisi saygın bir meslekte diye ona torpil geçerken, yeri geldiğinde kopya çekmesine bile göz yumarken, en ufak bir olayda garibanın çocuğuna aslan kesilmesidir.
(bkz: gel de devrimci olma)
sınıfın ortasında tek tek sınav kağıtlarını okuyup ''kaç bekliyorsun?'' diye sorup, öğrenci aldığı puandan yüksek söylerse onu tüm sınıfa rezil etmek, düşük söylerse de ''sen sınavda ne yaptığını bilmiyor musun?'' diye çemkirmek.

ve tabii ki tüm sınıfın önünde ''baban ne iş yapıyor?'' diye sormak.
sordugu soruya cevap veremeyince seni geren bakışlarıyla korkutmak ve ardından bagırmak.yanlış bilince,konuşunca ödev yapmayınca ya da arkadaşına yanlış ödev verdin diye yanaklarından sıktırmak.seni tahtaya çıkarıp rezil etmek bunun için.ve senin küçücük bi çocuk oldugunu ve henüz o lisedeki çirkef kıvama gelmedigini bilerek bunu yapmak.küçücü bir çocugun kendine en güvenmesi gerektigi zamanlarda kalbini paramparça ederek güvenini kaybetmesini saglamak.söyleyeceklerim bu kadar.
Annem baban ne iş yapıyor diye sormaktır.
(bkz: baban ne iş yapıyor evladım) gibi saçma bi soru sormasıdır bunun dışında bugünki olayı yazayım biyolojiciye soru sordum dersle ilgili sorcagıma binbir pişman ettim bilmiyoruz bilmemek degil ögrenmemek ayıp sordugumuz soruyla küçük düşürüyo sınıfın ortasında rencide ediyo ögretmen olmuş ama adam olamamış neyse sevgiler saygılar.
öğretememesi.
bir öğretmenin yapacağı en büyük kötülük; düşünmeyen, okumayan, kendini ifade edemeyen, okuyup yazmayan, sorgulamayan, her şeyi teslimiyet duygusuyla kabul eden, ananelerinden yoksun, araştırmayan, girişimci ve yaratıcı olmayan, dimağlar yetiştirmesidir.
sizi kendi halinize bırakmaktır.
bir öğretmen bunu size yapıyor sizi kendi halinize bırakıyorsa hiç umut yoktur, sizden bir b*k olmaz hadi geçmiş olsun.
öğrenciyi Herkesin içinde rezil - rencide etmesi.
öğrencileri arasında ayrım yapmasıdır.

ama o zaman için büyük bir kötülüktür bu. şimdi o ayrım yaptığı öğrencisi türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinde okumaktadır. daha ilkokul 2.sınıfa giden bir öğrencisine hırslanmak denen şeyi öğretmiştir.
Hey, Teacher, leave them kids alone!
sınıfın ortasında annen baban ayrı mı senin diye sormasıdır bazen.
bazen de (özellikle erkek öğrenciler için) kulağın nasıl bir sinirle çekiyorsa diğer kulağında farklı bir fizyolojik yapiya bürünmesi büyümesi.
Ben dersimi anlatırım. ister anlar ister anlamazsınız. Ben maaşımı alır giderim demesi.
sınava itiraz eden öğrenciyi fazla vermişsem notunu kırarım diyerek korkutması ve topluma sorgulamayan ve sorgulamanın yanlış olduğu algısı etkisinden kalmış bireyler yetiştirmesi...
öğrencisinin hatasını telefona kaydedip internete yüklemek. 20 bin lira ceza almış ama iyi olmuş.

http://www.ogretmendiyari...ene-20-bin-lira-ceza.html
öğretmen,öğrenciyi yapmadığı bir sebepten ötürü dışarı atmış ve beklemesini söylemiştir. çocuk 2 dakika dışarıda bekledikten sonra öğretmenin kapıdan kendisine doğru geldiğini görmüştür. sinirlidir öğretmen. sorgusuz sualsiz çocuğu tokatlamaya başlar. çocuk öğretmeninin bu yaptığına anlam veremez. tokatları yediği esna da öğrenci;

"-öğretmenim ben bir şey yapmadım neden vuruyorsunuz. öğretmenim durun lütfen..." derken öğretmen;
"-sus bakayım. senin baban ne iş yapıyor?" sorusunu sorar öğrenciye. öğrenci;
"-çifçi." der.

bunu duyan öğretmen daha şiddetli vurmaya başlar öğrencisine. gururu incinmiştir öğrencinin. duygusal olarak yeterince ezik hissediyordur arkadaşlarının yanında kendisini. bu olay ile daha da fazla ezilmiştir kendi içerisinde.
tenefüse çıkartmamaktır, not kırmaktır. Bundan daha büyük bir kötülük yapan insan zaten öğretmen değildir. gerçek öğretmenin kötülükleri masum olur.
Final zamani hukuk hocasinin sayfa 1 den 320 ye kadar sorumlusunuz demesi vardir mesela.
Bunu demesin bana istedigi kadar dayak atabilir ben varim.
beni zamanında aynı okuldaki bir öğretmenin oğlunu, haklı yere hırpalamam sonucu, sen gel bakiyim biraz yürüyelim diyip laf arasında aşşağıdaki depoya kapatıp yumruk atarak dövmesidir. Akabinde üst katta sinir krizi geçirdim. Müdüre şikayet giderken ağlayarak "bitiricem ulan seni" bağırdım ve bir yumruk daha yedim. canım yanmıyordu, hatırladığım teş şey hava kompresörü gibi nefes alıp veriyodum. Odada biraz oturduktan sonra, babamı gördüm. gözlerinin altı şişmişti beni gördüğünde, ağlamaktan değil, overcharged olduğundan. Daha sonra müdürün yanına geçti ve şöyle konuşmalar yaşandı;

m: müdür
b: babam

m: izzet bey, oğlunuzu disiplin işlemine tabi tutacağız.
b: benim oğlumu hem öğretmen dövecek -sırf öğretmen çocuğuna haklı olarak bağırdığı için- hemde disiplin işlemi uygulayacaksınız he. delikanlıysanız benim çocuğumda bir disiplin dosyası açın. götü yiyen varsa yapsın.

m: beyfendi ama çocuğu ağlat-

b: kes lan sesini, bana bak müdür falab dinlemem geleceğini alırım elinden. O öğretmen bozuntusunada söyle, 2 hafta oğlumu ben alıcam okuldan, nefesini hissedersem onu öldürürüm, bakın öldürürüm diyorum gidin savcılığa verin beni. Ben babası olarak çocuğumu bu hale getirmeye utanırım, o kim ulan !

alıp götürdü eve. Dediği gibide 2 hafta beni aldı ve o 2 hafta içerisinde hocadan eser yoktu. Nispeten içinizi rahatlatacak birşey daha anlatıyım, bu olaylar ben 7. sınıftayken vuku bulmuştu.

liseyi bitirdikten 1 sene evvel sonra üniversite hazırlığı aşamalarında eski öğretmenleri ziyaret amacıyla okula gittim. arabayı park edip içeri girdim.hatıralar anılar derken biri benim arabaya bakıp kimin lan bu diye bağırmaya başlamıştı. o hocaydı. gün intikam günüdür diyip "benim arabam hoca hayırdır ne bağırıyosun" dedim. "aaaa uncompromised'cim sen miydin ? kusura bakma acelem varda ondan şey ettim." "acelen olabilir ama öğretmenlik hayatın boyunca hiç edebin olmamış hatırlatırım." dedim ve arabayı uygun bi yere çektim. ve yıllar sonra olsa bile intikamın soğuk yenebileceğini tekrar anladım.