bugün

abdülhamid han'ı devirmek için selanik'de harekat ordusuna galeyana getirmek için nutuklar çekmiştir eski said.
selanik'den gelip istanbul'u basan çapulcu sürüsü padişah tahttan indirmiş, devleti yıkımıyla sonuçlanacak maceralara atılmıştır.
bu said nursi'yi hain yapar mı bilmem? ama iyi bir şey yapmadığı kesindir.
balkanlar ve bir çok toprağımızı kaybetmemize sebep oldu ittihat ve terakki.
terakkici said oldu hain. vay anasını sayın seyirciler.
dindar kimliğiyle tanınan muharrem bayraktar'ın eski bir yazısını okuduğumuzda bir kere daha gözler önüne serilen gerçek.

ilgili link,

http://www.yenimesaj.com....4423&tarih=2005-05-06
said nursi'nin hain oldugu hiçbir kaynakta yoktur. bu mantıga bakarsak milli mücadeleye karşı çıkanların istiklal mahkemelerinde yargılanıp asıldıgı bir zamanda mustafa kemal milli mücadeleye karşı çıkmış bir haini ankara'ya davet etmiş ve milletvekilliği dahil birçok görev teklif etmiştir öyle mi?

Müderrisin Cemiyeti 15 Şubat 1919 tarihinde; ilmiye mesleğinin ihyası, Müslümanların eğitimi ile terakkileri, Müslümanlar arasında maddi manevi bağları kuvvetlendirmek gibi gayelerle kurulmuştur. Bunun yanı sıra bu cemiyet, tüzüğünde belirttiği üzere siyaset yapmayacaktı.

Cemiyetin kurucuları, yöneticileri ve üyeleri şu kişilerden oluşmaktadır.

Kurucular: Fatih Dersiamlarından Abdülfettah, Geyveli ibrahim Hakkı, iskilipli Mehmet Atıf ve Bayezid Dersiamlarından Ermenekli Mustafa Safvet

idare Heyeti: Mustafa Sabri , iskilipli Mehmet Atıf, Mustafa Safvet,

Azalar: Eşref Efendizade Şevketi, Dar'ül Hikmet'il-islamiye azasından Said-i Kürdi, Düzceli Zahid(Zahid Kevseri), Seydişehirli Hasan Fehmi , Mantık Müderrisi Manisalı Mustafa, Asitaneli Hafız Abdullah ve Sinoplu Mehmed Emin Efendilerdir.

Yukarıdaki listeden görüleceği üzere Cemiyetin kurucuları, yöneticileri ve üyeleri dönemin en gözde medreselerin müderrisleridir.

Asli gayesi ve tüzüğüne göre siyasetle ilgisi olmayan Cemiyet-i Müderrisin, izmirin işgali olayı üzerine, Sultan M. Vahidüddin;in be­yanatından sonra, Müderrisin Cemiyeti de 26 Eylül 1919'da, istişaresiz, yani üyeler haberdar edilmeden si­yasi bir bildiriyi ikdam gazetesinde neşretmesi üzerine, üyele­rin hemen hepsi(Bediüzzaman dahil) bu cemiyetten ayrılmışlardır.

Bunun üzerine Cemiyet-i Müderrisin 14 Kasım 1919'daki Genel Kurul'da almış olduğu kararla Teali islam Cemiyetine dönüşmüştür.

Teali islam Cemiyeti Kurucu ve üyeleri arasında Bediüzzaman yoktur.

Kurucular: iskilipli Atıf Efendi, Konyalı Abdullah Efendi, Bergamalı Mehmet Zeki Efendi

Üyeler: Erzincanlı Hasan Fehmi Efendi, istanbullu Şerefeddin Efendi, Manisalı Hayreddin Efendi, Tarih Müderrisi Tahirül-Mevlevi, Kayserili Şemseddin, Seydişehirli Hasan Fehmi Efendi.

Birbirinin öncesi ve sonrası olarak gösterilen Müderrisin Cemiyeti ve Teali islam Cemiyeti aslında birbirinden şahıslar bazında da fikir bazında da tamamen farklıdır. Zira Müderrisin Cemiyeti'nde olup Teali islam'a geçen sadece iki kişi vardır. Kadro neredeyse tamamen farklıdır. Fikren birbirinden farklı olmalarının göstergesi ise; Müderrisin Cemiyetinin 26 Eylül 1920 de (üyelerden habersiz)yayımlanan beyannamesi neticesinde birçok mensubunun istifa etmesi ve kurulan Teali islam Cemiyeti'ne, bu cemiyetin siyasete alet olacağı yönündeki tereddütlerinin olması hasebiyle dahil olmamalarıdır.

Bütün bu tarihi vesikalar ve izahlara göre çıkacak sonuçlar şöyle sıralanabilir.

1. Bediüzzaman Hz. lerinin Teali islam Cemiyeti ile hiçbir alakası yoktur.

2. 14 Kasım 1919 tarihinde kurulan Teali islam Cemiyeti'ne isnat edilen beyannamenin, yayımlandığı tarih olan 26 Eylül 1919 tarihinde henüz Teali islam Cemiyeti mevcut değildir.

3.Bediüzzaman Hz., bütün kurucularının meşhur alim ve büyük müderris insanlar olan Müderrisin Cemiyetine mensub olması bile sadece muvakkat bir üyelikten ibarettir.

4. Bediüzzaman'ın bu beyannamede imzası kesinlikle yoktur. Kuva-yı Milliye aleyhindeki beyannameye imza attığı gerekçesiyle suçlanan Bediüzzaman bu beyanname sebebiyle Müderrisin Cemiyetinden ayrılmış ve şahsı adına kuva-yı milliyeyi destekleyen makaleler ve kitaplar neşretmiştir.
mustafa kemal atatürk'ün kendisine "doğu vilayetleri umumi müfettişliği (valisi)" görevini teklif ettiğinden haberi olmayanların düştüğü yanılgı.
olarak denilebilecek en son kişilerden biridir.

şeyh sait ayaklanmasında da;

"Yaptığınız mücadele kardeşi kardeşe öldürtmektir ve neticesizdir Türk milleti islâmiyete bayraktarlık etmiş, dini uğrunda yüz binlerle, milyonlarla şehid vermiş ve milyonlar veli yetiştirmiştir Binaenaleyh kahraman ve fedakar islam müdafiilerinin torunlarına, yani Türk milletine kılınç çekilmez ve ben de çekmem"

diyerek bunu gerekmediği halde birkez daha görmek istemeyenlere göstermiş, ve zamanında şeyh saite ve şimdiki onun bilumum taraftar ve ekurilerine gerekli cevabı vermiştir.

ve vermeye de devam edecektir.
ancak ve ancak vatan hainlerinin evliyası olabilmiş başka bir vatan haininden daha fazlası değildir.
(bkz: elimde kanıt var)

http://www.koprudergisi.c...oster=Yazi&YaziNo=819

doğru olmayan ifadeymiş. senden benden çok vatan sevdalısıymış bu adam.
1. said Nursî cemiyet-i müderris in azasidir. ismi degistirilerek teali islam cemiyeti Kasım 1919 da kurulmuştur. said Nursî ise bu cemiyette yer almamıştır. kendisi yönetimde olamamasına rağmen cemiyet-i müderris i ve azası olduğu Darül hikmeti islâmiyeyi siyasi meselelere Karsı kormuş ve böyle fetvaların yazılmasına izin vermemistir. bu kurumlar tamamen ilmi meseleler icin kurulmuştur. kendisi ve birçok kiside kasim 1919 da yapılan değişiklikle kurulan Real'i islam cemiyeti icinde yer almamistir.
2. bahsi gecen fetvaya kaynak olarak 16 Eylül tarihinde yazılan ve 26 Eylül tarihinde ikram gazetesinde yazılmış bir yazı gösterilmiştir. Beyazıt devlet kütüphanesinde böyle bir yazıya o tarihteki gazetelerde rastlanmamistir. bu iddialar 6 Mayıs 2005 tarihindeki bir gazetede vardır. adını vermeyecem isteyen arayıp bulur.
3. kendisi ingiliz işgali döneminde yazdigi eserler ile yaptıgı hizmetler neticesinde Ankara ya davet edilmiş ve Meclisi'de konuşma yapması istenmiştir.
4. said Nursî milis alayı kumandanı yani albay rutbesindedir. canını hiçe sayarak savaşmış, esir düşmüş, başka devletlerin gel demesine karsın yine vatanını terk etmemiş bir insan nasıl vatan haini olabilir.
bir albay nasıl kuvai milliyeye karsı ilan edilir. bu mevzuya hiç girmek istemiyorum.

eğer kendinize gelen bilgileri tek kaynaktan almaz ve aslı nedir araştırırsanız gercekler hiçde uzak değil. fakat illa da at gözlüğü bana çok yakışır dıyorsanız. bile bile zarara gidene yapacak birşeyimiz yok.
kemalist kaynaklara dayanan laflar bunlar. sizin gibi bebeleri kandırdılar yıllarca ve aynı şekilde kanmaya devam. he he öyle, vatan haini; ruslara esir düşmedi zaten. islamın savunucusu diye karalanmadı, sürülmedi, hapsedilmedi lan bu adam he, vatan hainiydi ondan, aferin!
(bkz: said nursi ye vatan haini diyen vatan hainleri)
(bkz: kuran mı yırttın said)
(bkz: bir deli olarak said)
said nursi'yi tanımadan hakkında konuşanların lafları artık koymuyor. okuduklarımız taraflı kaynakların iftiraları, çürütüyoruz hala utanmadan yazıyorlar. edep ya hu...!

"güneş balçıkla sıvanmaz."
said nursi'yi tanımayan bir ezik iddiası.

bu iddiayı ortaya atan kişiye sorsanız atatürk'ü de tanımıyor olacağını çarpıcı şekilde göreceksiniz. amaçları şovenliktir, eksiyi verip ortamdan uzaklaşılması en makbul davranıştır.
onu bunu bilmem ama, gıybetin dibine vuranların pek çekeceği durumdur. dediklerin doğruysa tamam, haklı oldun da...ya değilse! dedirtir adama. (bkz: ahirette göte girecek entryler)
o zaman da kim hapis ve sürgünlere maruz bırakıyor ve hangi nedenle ise şimdi de yine sadece aynı zihniyetin diyebileceği bitmeyecek bir hezeyan.
iftiradır.
tarihsel gerçekliği yoktur, iftiradır. çok yazılır ancak zaman kaybıdır, yazılanı okuyacak göz anlayacak kafa gereklidir. allah selamet vermelidir onlara.
güncel Önemli Başlıklar