bugün

"aa bu sergiyi kacirmamalisin" diye tepinip durdu. süt dökmüs kedi bakislarini esirgemedi benden. neyi kaciriyordum? günün sonunda keske kacirsaydim diyecegimi bilemezdim. kabul ettikten sonra havaya sicradi. tavana degecek sandim, degmedi.

giriste önümüzü kesen garsonlarin ellerinde tuttuklari tepsilerdeki alkollü icecekler tek tesellimdi. köpek cantasiyla gezen bir kadin gözüme carpti. köpek adina üzüldüm bir an. ama hemen gecti. ellerinde sarap bardaklariyla gezen, şuh kahkahalar atan kadinlardan oldum olasi uzak durmak istemisimdir. onlarla ayni ortamda bulunmak gerilim filmi gibiydi.

"bu müthis tabloyu daha önce hic gördünüz mü?" diye seslendi yanimda duran kel adam. "gördüm" dedim. aslinda görmemistim. oradan hemen uzaklasmak isterken kendimi kel adamla birlikte tabloyu incelerken buldum. öyle kalakaldik. onunla beraber incelemek zorundaydim bu eşi benzeri olmayan nesneyi. ölmek istiyordum... ismail yk'yi özlemistim. acaba biraz ıkınsam stresten buharlasabilir miydim? uzun süren bir sessizligin ardindan iste o korktugum an gelmisti. "ne düsünüyorsunuz bu eserde?" dedi. "hmm" dedim. o an fonda requiem for a dream filminin soundtrack'i caliyordu sanki. "renkler... dogu bati sentez... özlem, hasret var. it doesn't matter for us, for me. some big okazyon, something like that" derken film koptu. gözlerimi hastanede actim. aman deyim, uzak durun...
geçen ki zirvede tartıştığımız konudur ayrıca. ben bakamıyorum o ayrı.
salvador dali nin bıraktığı etkidir. 3 saniyeden fazla bakmak zevke girer. 20 saniyeden sonra hafızaya çizgiler işlenir "bildiğin manyak bu herif, insan değil" düşüncesiyle bir sonraki salvodor dali resmi nerde olsa tanınır.
hareketsiz bırakacak bir resimle karşılaşıldığında çok da zor olmayacak eylem.
aklından şu düşünceler geçince gerçekleşmesi muhtemel durum.
"ulan şimdi buraya on kağıdı bayıldık çıksak geri vermezler, resimlere bakıp yorum sallasam saçmalama ihtimalim yüksek, konuşmasam en azından derin bir adam imajı oluşturur muyum?"
karizmatik bir görünüm elde etmek için gereklidir.
resim, hayatı sessiz anlatabilmek sanatıdır benim gözümden. bir tabloya hareketsiz bakabilmek, onun güzelliğine kapılmakla eşdeğerdir. heyecan verici bir deneyim. ve bence herkes bir resimde kaybolur.
Gerçekten entel biri yapabilir bunu sadece. Ben yapabilirim falan *
imkansız değildir.
düşüncelere dalmaktır. resmin aslında nasıl bir psikoloji ile çizildğini anlamak için bakılabilir. derin anlamlar yüklenebilir. resim izlemek ve hareketsiz bakmak değildir sadece.

görsel
anlayan kişiye zor olmasa gerek.
aklından geçenlerin uzunluğuna bağlı bir durum olsa gerek.
resimden anlam çıkarıyormuş gibi çek panpa da sosyeteye rezil olmayalım insanlarının hareketlerindendir.
sizi cool hale getirir. sanki resimdeki o derinliği manasız manayı keşfettiğinizi sanır etrafınızdakiler.
resimle bir olma eylemidir. hareketli bir nesneyi en iyi şekilde görebilmek için nasıl ki onun hızına eşit ve aynı yönde hareket etmek gerekirse, bir resmi en iyi anlamanın yolu da resimle bir olmaktır.

Ayrıca başlıktaki "resime" kelimesi Türkçe'ye göre "resme" şeklinde olması gerekir.