bugün

bunu sözlükten doğru çok rahatça çözebilirsiniz. örneğin 2010da açılmış ve çok tutmuş, siyasetle alakası olmayan, günlük insan ilişkileri, psikoloji vb gibi bir başlığı sadece 1-2 harf değiştirerek açın, aynı ilk entryi girin. o zaman anlayacaksınız.

2010 yılında aynı başlık aynı entry 150+ alırken şimdi 1-2+ ve 7-8 eksi alıp altında 2-3 entry ile sözlüğün derinliğine gömülüyor.

buradan da insanların geçmişte neye nasıl baktıkları, toplum yargıları, verdikleri kararlar ve önemsedikleri şeylerin değişimi ortaya çıkıyor.

benim analizime göre daha kısa entryler seviliyor, okumayı artık sevmiyoruz. kısa ve öz bilgiler istiyoruz. bu da bize instagramın bir hediyesi sanırım.

daha bireyseliz. birisi ciddi bir derdini yazdığında altında herkes teselli etmeye çalışmış, şu an "çok da sikimizde" diyip geçiliyor.

daha bağımlıyız, özellikle sosya medyaya.

daha bilinçliyiz. önceden böyle bir bilinçle hareket eden sayısı azmış.

eskisi kadar kolay galeyana gelmiyoruz. çok oyunlar girüldüğü için artık arkasını araştırıyoruz. eskiden de var olsada şu ana göre çok daha azmış bu insanlar.

daha saygılıyız. örnek olarak eskiden troller çok acımasız şekilde trollük yapıyor, dine, atatürke, bayrağa bile olmadık şeyler yazıyorlardı sırf eksilenmek için.

vsvs....

geçen 10 yılda türkiyedeki gençlerde algılar çok fazla değişmiş. ama değişmeyen bir şey var;

vatan sevgisi. o genetiğimizde kazılı, kimse sökemiyor, sökemezde...
ha bir de inancımız çok daha esnek. ne olursa olsun. din, siyas, görüüşler vb.. bu konularda daha esnek daha affediciyiz. eskiden kendi inancında kafatasçılar boldu.
Ben sabit fikirliliğin arttığını düşünüyorum sizin söylediklerinizin aksine. .
Daha duyarsız, hoşgörüsüz, her konunun goygoyunu yapmaya bayılan bir nesil gözlemliyoruz, sözlük sayesinde.

Evet bazıları zehir gibi, fişşeek gibi, algısı, yorumu, espri yeteneği dudak uçuklatan cinsten ama birçoğu...
Nezaketin adını meriçlik, duygusallığı kezbanlık, duyarlı olmayı duyar kasmak olarak tanımlayan hafiften korkunçlu bir nesil.
Umarım şaka yapıyorlardır!
sabit fikirlilik, gaza gelmenin ve bilinçsizliğin birleşiminin cevabını bu ülke 70lerde sağcı ve solcuların birbirlerini öldürmelesiyle verdi. o zamandan beri yavaş yavaş azaldığını düşünüyorum.
haaa atlanılmaması gereken asıl konu;

daha kara cahiliz, hem de açıkara. şöyle ki insanlar sosyal medyada duyduğu gördüğü bilgilerin, tamamen yüzeysel hatta yanlış olmasını bile düşünmeden, sanki o konuda derin bilgisi varmış gibi davranıyor. Bunun için gençlerle yapılan sokak röportajlarını da izleyebilirsiniz.

şu anki nesil herhangi bir konu hakkında hiçbir bilgisi olmasa bile varmış gibi davranıyor. bu da bilmez, ama bilmediğini kabul etmez tanımıyla karacahil oluyor. sorsanız size her konuda akıl verecek bireylerin, aslında o konularda bile hiç bilgisi olmamasına rağmen "ben böyle düşünüyorum" diyerek karşısındakini yanlış yönlendirdiğini, hatta bazı yönlendirmelerin sonucunun çok kötü olabileceğini bile düşünmeden, bilmese de bilmiş gibi yaparak büyük sorunlar yaratabiliyor.
diğer ciddi bir mevzu;

sanal kişilik.

insanlar artık sanalda ürettiği sahte hayatarına gelen beğenilerle, aslında salgıladıkları dopaminlere bağımlı haldeler. kendisini her konuda özel gören bireylerin, dışarda diğer insanlardan farkı olmadığını farketmesiyle hayal kırıklığına uğruyor ve dolayısıyla beğenildiği yer olan sosyal medyaya dönüş yaparak evde tıkılıyor. keza dışarı çıksa bile sırf instagrama fotoğraf atmak için çıkanlar oluyor. normalde amacı gezmek değil, gezerken attığı mutlu fotoğraflara insanların beğeni atması.

böylece gerçekte bir birey olmasına karşın sanal kişiliği tercih ediyor. çünkü o daha kolay, o daha özgür, o daha çok beğeniliyor...
Şu an bir parkta oturuyorum. Yaşları tahminen 15-16 arası gençlerin sohbetine kulak misafiri oluyorum. Tek bir anlaşılır cümle kurdukları olmaması gibi her cümlenin sonuna mutlaka amk ifadesini eklemeleri gençliğin ne halde olduğunun göstergesinin kanıtıdır. Sohbetin konusu ise bir kız meselesi. Sohbetin konusunun bilim, sanat vb konularının olmasını ne çok isterdim.