bugün

--spoiler--
son sınıf olmanın verdiği rahatlıkla yasak olan bilimum araç-gereç son derece rahat bir şekilde kullanılmaktadır.

--spoiler--

müdür yardımcısının girdiği tarih dersinde coco, sıra altından erkek arkadaşıyla mesajlaşmaktadır.
* coco'nun başının tahtadan çok alakasız yerlerde olduğunu fark eder müdür yardımcısı.
anlattığı konuyu kast ederek "sen bu konuda ne düşünüyorsun coco?" biçiminde -allahın cezası- bir soru sorar.
coco müdür yardımcısını duymaz, arkadaşlarının dürtüklemesiyle ve hocanın "öhöm" uyarılarıyla başını kaldırır, yüzünde şaşkın bir ifadeyle ağzından şu cümle dökülür:

-efendim aşkım?
Sınıfta dalgın bir arkadaşın osurması. Yıllarca unutulmazlar arasına girmesi ve her yıl geleneksel sınıf arkadaşları toplantısında hatırlanıp arkadaşın rencide edilmesi.
uzun eşşek oynarken pantolonun yırtılmasıdır. üzerine ne kadar yırtıldığını görmek isteyen kankaların el atmasıyla o yarığın genişlemesidir. bele bağlanan ceketle müdür muavininin yanına gidilir. terzi için izin istersiniz ancak hocamız delil istemektedir. o genç yaşta daha hayatınızn bağrında öğretmeninize ökçenizi dönersiniz;

--spoiler--
aha da kanıt amuğa goduğum
--spoiler--

dermişçesine o derin yarığı kendisine gösterirsiniz, hocanız inanır ve terzinin yolunu tutarsınız.
sınıfın haylazının okul müdürüyle iddiaya girmesi, haylaz arkadaşımızın iddiayı kazanması, dersten sonra beraber kebapçıya yemeğe gitmeleri. son saat okula geldiğinde neredeyse mide fesadı geçirecek kadar yemek yemiş olması. ben böylesini görmedim, pes doğrusu.
sınıfta her gün bir kızın bayılması, her gün birinin dersten bir anda hüngür hüngür ağlayarak çıkmasıdır. dahası da var, bir kız 1 hafta boyunca her gün kustu amına koyayım. dedik ulan hamile mi acaba? bir de şakirt okulu, olmaması lazım böyle şeyler. kız minicik bir şey, nasıl o kadar istikrarlı kusuyordu kimse akıl sır erdiremedi. bir de benim çantaya kustu, amk hayvanı. neyse hamile değilmiş tabii. ama bizim sınıftaki o hamile mi lan acaba? rüzgarı yetti.
sevdiğin kişinin yanından artist artist yürürken, ayağının kayması ve o korkunç olay!
bir milli güvenlik hocasının "insanlar denize takım elbiseyle giremiyorsa, askeriyeye de başörtüsü ile giremezler" demesidir.
bedirhan isimli edebiyatçı sınıfa girdiğinde sınıfça "çılgın bedişim yok başka işim" korosuyla okulu inletmek ve sınıfça disipline inmek.
aynı gunde 3 uyarı cezası almaktır bence. Hem de cok boktan nedenlerden, hayır biraz gotu bası dagıtır insan uyarıdan sonra tırsar bende o da yok gayet rahat aynı tas aynı hamam yola devam.
tartışmasız okulda yaşanacak en kötü olay pantolonun boydan boya yırtılmasıdır eğer yanında başka giyecek birşeyin yoksa ve evin okula uzaksa yandığının resmidir.
okulda sigara içiliyor gerekçesiyle tuvaletin demirle kilitlenilmesi, bu demiri yangın söndürmek için kullanılan kürek ile kırmamız, ardından hocanın tır çekilebilecek kadar kalın bir demirle tuvaleti kilitlemesi. tabii disipline gitmiştik orası ayrı.
uzun esek oynarken pantolonun yirtilip kabaetin kabak gibi acilmasidir. tecrubeyle sabittir. hatta pantolunun yirtildigin anlamayip esegin ustune yattiginiz zaman arkadan kiz sesleri yukselmeye ve kahkahalar artmaya basladigi zaman anlayin ki kabaet kabak gibi acilmistir. cok buyuk rezillikti be.
Kopya çerken yakalanıp sıfır almak yerine hocanın sana 100 vermesi.
lise 1'deyiz. 19 mayıs'ta step yapacağız. hoca step gösterisi için altta çalacak şarkı arıyor. bize sordu ne koyabiliriz diye, arkadaşlardan biri de taşak geçerekten "dale don dale" dedi.

hoca sinirlendi, madem dale don dale olsun istiyorsun, sen söyleyeceksin, bu arkadaş oynayacak dedi.

arkadaş zoraki şarkıyı söyledi, diğeri de oynadı. muhteşem komik bir görüntü oluşmuştu. arkadaşın dale'nin sözlerini uyduruşu hala gözümün önündedir. dale... dale don dale. takasumuvalegale... falan gibi sallıyordu.

güldürüyor hala beni.
ön sırada oturan ve hoşlanılan kızın, bağırsaklarının bozulması sonucu kıçını tutamayıp altına sıçması ve durumun tüm okula yayılması olayı dumurizm bir olaydır muhterem
Lise 2 deyiz. 4 kafadarız her öğlen molasında veya boş ders olursa dışarıda çıkıp sigara içiyoruz. Yine böyle bi gün boş dersin birinde başımızda kimse yok, okula arka demirlerden atlayarak girip çıkıyoruz. Sigarayı içtik dönüşte arka taraftan okula girerken müdür yardımcısı Cengiz hoca bizi çevirdi. Raşit denen arkadaşın cebinde 4'ümüzün ortak para koyup aldığı tekel 2000 sigaramız var. Şimdi aramızda geçen dialog aynen şu.

Cengiz Hoca: Gelin bakayım lan nerden geliyosunuz ?
Ben: Hocam dersimiz boştu bahçede arka tarafta oturuyorduk.
Cengiz Hoca: Nerde arka tarafta lan ? üfle bakayım sen sigara kokuyon.
Ben: hoh. (O anda yıldırım gibi tokat suratımda patlar.)
Cengiz Hoca: Senin kaşına ne oldu lan öyle ?
(Arkadaş Ergün o sıralar yeni çıkan kaş çizdirme modasıyla kaşa tek çizik attırmış)
Ergün: Yandı hocam. (dayak yeme korkusuyla son çırpınış.)
Cengiz Hoca: Ne yanması lan yanık böylemi olur ? (Ergünede sağlam bir tokat)
Cengiz Hoca: Sigarayı nerden alıyosunuz oğlum siz ?
(Raşit korkuyla bakkalı ispiyonlar.Ama öğrenci için velinimet olan 1 paket sigarayı kaptırmak istemez)
Raşit: Tek sigara aldık hocam aşağıdan.
Cengiz Hoca: Demek aşağıdaki bakkal satıyo. tek sigara nasıl satar sorarım ona şimdi.
(o esnada cengiz hoca benden başlayarak ceplerimizi yoklar. Ve Raşit cebinde sigarayla yakalanır. Savunması mükemmeldir.)
Cengiz Hoca: Hani lan tek sigara alıyordunuz paket taşıyon cebinde ?
Raşit: Tekte aldık hocam.(bir son çırpınışta raşit'ten)
(Raşit sağlam tokat yer)
Cengiz Hoca: Bak hala yalan söylüyo (Raşite bir tokat daha). seni dövmedim dimi lan ? (Son arkadaşada tokat)
4'ümüze birden 2'şer tane sağlam tokat yaslamıştı ne günlerdi bee. Eline sağlık Cengiz hocam iyi yapmışsın keşke ders alsaydık birazda sigaraya hiç başlamasaydık..
Dersin dusmesine ragmen hocanin sinifa gelip ders islemesi.
Öğretmen tarafından tepesi attırılan öğrencinin neredeyse bütün sıraları tek tek camdan atmasıdır.
Olay şu ki; Öğrenci Müdür yardımcısına sürekli tartışma yaşadığı belirli bir öğretmene karşı sakin kalması konusunda söz vermiştir ve karşılığında derslerinde en arkada oturma, uzak olma sözü almıştır. Okul tarafından bu öğretmenin ne mal olduğu malumdur çünkü ve bahsi geçen öğrenci ile tartışmaları iyicene artmıştır.
Bu öğretmenin dersinde en arkada oturan öğrenci yanındaki kişiyle tek bir diyaloğa girdiği için öğretmen bol bol çemkirir ve hakaretler yağdırır. Lanet olasıcanın sesi mükemmel seviyede tiz ve incedir hatta soprano ötesi falan ve öğrenci kişi tiz ince sese hiç tahammül edemez.
Velhasıl verdiği sözden dolayı susar susar susar tenefüs zili imdadına yetişir. Öğretmen kişi sınıftan çıktıktan hemen sonra sinirden kuduran öğrenci sınıftaki neredeyse bütün sıraları tek tek camdan atar. Arkadaşları her ne kadar engel olmaya çalışsada arada darbe aldıkları için ellerini çekerler öğrenci kişiden.
Rivayete göre şu an özel bir sözlükte yazarlık yapmakta imiş. *****
lise olmasa da üniversitede yapılan superman şakasıdır.

http://www.youtube.com/watch?v=ELwqCy9NFa4
lise 3' te başımıza gelen olaydır. yapılan eğlence şu: tren yapıyoruz. 7- 8 erkek var. arka arkaya gelip koşuşturuyoruz. sonra en öndeki kapıya geliyor.sırayla tak tak tak diye yüklenirken birden kapıyı açıyor. bizde düşüyoruz dışarı fırlıyoruz felan. neden eğlendiğimizi hatırlamıyorum. neyse bir gün daha bunu yaparken kapının kolunu indirmeden kapı açıldı. yani dili denen kısım mı ne ezildi bir şeyler gerçekleşti. o gün kat nöbetçisi öğretmen allahtan şikayet etmedi bizi de ceza almadık. önümüzdeki bir ders boyunca hizmetli kapıyı tamir etti. *
uzun esek oynandigi sirada pantolonun yirtilmasi ve kabagi sinif kizlarinin gorup cigligi ve kahkahayi basmasi.
sınıfın aşık kızının son ders herkes üzerini giYINIRKEN hareketsiz bir şekilde sıranın üzerinde yatması üzerine, çevresindeki kızların uyandırma çabaları sonuç vermeyince bir kaçının korkudan ağlamaya başlaması. Çığlıklar çoğalınca aşık kız kendiliğinden uyanıp mal mal etrafındaki ağlaşmaları anlamlandırmaya çalışır.
Nasıl ağır bir şekilde uyuduysa artık derste.
konuşmayı çok seven coğrafya öğretmeninin yanına gidilir ve onu çok heyecanlandıracak bir iki soru sorulur. Öğretmen tam havaya girmiş sorulan soruya cevap verirken bir öksürük krizi gelir.
öğrenci hiç bir şeyden habersiz saf saf 'hocam su ister misiniz ayarlıyayım hemen?' der.
öğretmen ise öğrenciye 'yok evladım' diyecekken öksürükle birlikte çıkan o balgam öğrencinin iki kaşının ortasına yapışır.
ve tek açıklama ; 'yalnışlıkla oldu sen bir elini yüzünü yıka' olur.
bir kız arkadasım korebe oynarken sınıfta ki mazlum erkek arkadaslarımızdan birinin malum organını kavrama suretiyle bizi inanılmaz bir saskınlıga surukleyip hafızalarımızda komik bir anı bırakmıstı.
benim icin başıma gelen bir olaydan bahsedicem;ara karne zamanıydı dersler çok kötü gelmişti bizde arkadaşlarla kara kara düşünürken aklımıza dahine bir fikir geldi "sahte karne"yapmak evet bizim arkadaş ortamı çok piç olduğundan hemen bu fikir kabul edildi doğal olarak bunu yapıcak kişiye gerekli lojistik sağlandıktan sonra başladık karneyi yapmaya herşey ayarladıktan sonra verdik velilere tabi bir güzel herkesin ailesi yedi bu olayı o oğlum benim o paşam karnen ne kadar iyi nidaları evden duyuluyodu tabi bu okadarda uzun sürmedi yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış sözü bir kez daha gerçeklesti

annemi okula müdür yardımcısı ayça sayın çağırmıştı konu devamsızlık problemiydi hocalar ve müdür yardımcısı benden şikayetçi iken zavaalı annecim hala beni sevaunuyor benim oğlumun dersleri iyi diyordu bu sözü duyan hocalarda ve müdür yardımcısından kısa bir sessizlik olmuştu bu fırtını öncesi sessizliği gibiydi çünkü herşey ortaya çıkmıştı ayça sayın nasıl olur eastanbulun dersleri çok kötü demişti valideciğim ise hayır karnesinde zayıf yoktu cevabını verdi tabi bilgisayardan bakılınca 8 tane zayıfım olduğu anlaşılınca benim halimi herkes tahmin etmitir.
ahh ne günlerdi ozaman neden yaptım diyodum şimdi ise iyiki yapmışım o heycanı yaşamak o reziliği tadmakta o yaşlardada olmak çok güzeldi diyorum...