bugün
- köpeğe ekmek verip tecavüz eden adam14
- fener'i kimse eleştiremez hatalıyken de savunurum8
- allahın emirleri sorgulanabilir mi14
- trt'nin osmanlı dizileri12
- otobüste görülen kıza aşık olmak8
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması11
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır10
- albay kemal16
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar15
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk13
- icardi190514
- bu gece intihar edeceğim64
- galatasaray34
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi10
- allah neye benzer15
- fenerbahçe30
- son 22 yılın özeti13
- anın görüntüsü9
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle8
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi10
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- müslümanların anadili arapçadır13
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi22
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- sevgiliyle uyumak13
- emre belözoğlu15
asi olmasıdır, asi.
yıl: 1999 aylardan eylül. gün: cumartesi ama pazara çok az kalmış. saat : 23 lü bişey. birazdan bugün pazar diyebileceğim. dur hatta az bekleyeyim. ...........
evet saat 00.00 bugün pazar. yoğun sesli haftanın boş sessiz son günü. belki de ödülü. ne yapsak bugün. uyumasak sabaha kadar. sonra uyusak akşama kadar. yok o zaman pazarın ne anlamı kalır. elimde gazeteyle sabah kahvaltısı yapmazsam ne işe yarar ki pazar. hadi uyuyayım en iyisi. zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.
günaydn güzel pazar. gazetemi alıp geliyorum bekle olduğun yerde. tak tok tak tok tak tok.
- bir gazete iki ekmek lütfen.
+ bulmacalı mı olsun abi.
- aynen koçum.
evet anahtarımla kapıyı açmak bile bir başka keyif su anda. fokur fokur fokur. off ne güzel koktu çay. şırrrrr. bir kaşık ta şeker. çilin şilin şıngır mıngır. hüüüppppp. off ne çay be.
afiyet olsun kendime.
günün başlıkları.
- kadın aldatıldığını öğrenince gece uyurken kocasının penisini kesti. haberi sayfa 3te.
+ adam aldatıldıgını öğrenince gece uyurken karısını komple kesti. bu haber sayfa 5te.
- öss ye giren ama barajı geçemeyip öysye girmeye hak kazanamayan 8 ergen toplanıp ayinle intihar etti. herhangi bi sayfada değil bi cümle yeter bu habere. (taraflı gazetecilik)
* soldan sağa 5 harf- bir ilimiz. aydın.
*yukardan aşağıya 8 harf- bir ilimiz. adıyaman.
benden sana 4 harf. almanyada bir kent- köln.
senden bana 7 harf. amerikada bir kent- new york.
(bkz: o dönem bulmacalarının coğrafya dersi olması)
saat 9 oldu zannımca. ya da 10. belki 11. kaçta kalktım ki ben bugün. siktir et. saatin bi önemi yok. sahile gideyim biraz. kocaeli sahili. pek te güzel. iyi oldu. çok ta iyi güzel oldu. sakin burası ama. marmara ne de olsa. yok sevmedim. kerpe yolu göründü bu pazar. ee şortumu almadım evden çıkarken. neyse ordan alırım yenisini. evet gittim. sahilde yürümeye başladım. hatta şimdi yürüyorum. ayakkabıyla gelmemişim çok şükür. kumlar hala kuru hiç mi yağmur yağmadı buraya be. iyi ki yağmamış. offff. denize bak be.
bu dalgalar bana hep güzel ama yanına yaklaşmaya korktuğum bir kızı anımsatır. hani böyle bir pastanede oturursun. yan masaya güzeller güzeli bir abla gelir. hiç ummadığın anda gelmiştir. çünkü senin amacın bir çikolatalı pasta ısmarlayıp kendine çikolataları dudagına yapışa yapışa pastanın keyfini cıkartmaktır. ama o güzelim abla gösteriverir kendini kapıda.
- şey bakar mısınız? çikolatalı pasta kalsın. onun yerine ımmm. bişey getirme en iyisi sen. kahve kafi.
bir gözünüz abladadır. öteki gözünüz onu izlediğimi gören var mı acaba diye pastanede. şükür ki sizi gören yok. yada izleyen. neden yok ya. ben çok mu çirkinim. neyse konumuz güzel abla. sandalyenizi hafiften o tarafa kaydırırsınız. maksat sevgilisi var mı onu öğrenmek. dinlersiniz çaktırmadan. arkadaşına anlattıklarını. neyse ki hiç erkek muhabbeti geçmedi. hatta bir ara sesi alçaldı duyamadım. umarım benden bahsetmiştir. neyse kahve gelir. başınızı hafiften o tarafa çevirir. kadeh kaldırır gibi yapar. başınızla küçük bir selam verirsiniz. güzel kızımız gayet hoş bir gülümsemeyle karşılar selamınızı. sevinirsiniz. kahvenizi içerken abla ani hareketlerle kalkmaya hazırlanır. sanki birşeyden panik olmuştur. anlam veremezsiniz. neyse siz de kalkmaya yeltenirsiniz. nitekim kalkarsınız da. kahvenizi öylece bırakır, masaya kahvenin ücretini koyar, hızlıca kalkarsınız. kız adeta koşmaktadır. yetiştim dersiniz tam. o sırada o da aniden durur. hafiften çarparsınız. şey çok afedersiniz. pastanede tanışma fırsatımız olmadı. ben noktanokta. kız yüzünüze bakar. önce şaşkındır. sonra gülümser. bende... ismini söylemez. siktir git lan. der. işte şimdi şaşırma sırası sizdedir. bu ne şimdi. o kadar yolu boşuna mı koştum. hani gülümsemiştin. hani benim olacaktın. hani verdiğin sözler. hani ellerin nerde. hani huzur bulduğum şimdi nerdesin nerde?
işte aynen böylesin karadeniz. yüzmeyi seviyorum. ama senden korkuyorum. sakinsin uzun süre. kendimi sana kaptırıyorum. dalıp gidiyorum uzaklara. seni izlerken bile huzur buluyorum. ama sen hic acımıyorsun sevenlerine. minicik bir rüzgarda asileşiyorsun. dalgalarınla alıp sürüklüyorsun beni bizi hepimizi kıyılara. başladığımız yere geri yolluyorsun. hey gidi karadeniz. ****
evet saat 00.00 bugün pazar. yoğun sesli haftanın boş sessiz son günü. belki de ödülü. ne yapsak bugün. uyumasak sabaha kadar. sonra uyusak akşama kadar. yok o zaman pazarın ne anlamı kalır. elimde gazeteyle sabah kahvaltısı yapmazsam ne işe yarar ki pazar. hadi uyuyayım en iyisi. zzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz.
günaydn güzel pazar. gazetemi alıp geliyorum bekle olduğun yerde. tak tok tak tok tak tok.
- bir gazete iki ekmek lütfen.
+ bulmacalı mı olsun abi.
- aynen koçum.
evet anahtarımla kapıyı açmak bile bir başka keyif su anda. fokur fokur fokur. off ne güzel koktu çay. şırrrrr. bir kaşık ta şeker. çilin şilin şıngır mıngır. hüüüppppp. off ne çay be.
afiyet olsun kendime.
günün başlıkları.
- kadın aldatıldığını öğrenince gece uyurken kocasının penisini kesti. haberi sayfa 3te.
+ adam aldatıldıgını öğrenince gece uyurken karısını komple kesti. bu haber sayfa 5te.
- öss ye giren ama barajı geçemeyip öysye girmeye hak kazanamayan 8 ergen toplanıp ayinle intihar etti. herhangi bi sayfada değil bi cümle yeter bu habere. (taraflı gazetecilik)
* soldan sağa 5 harf- bir ilimiz. aydın.
*yukardan aşağıya 8 harf- bir ilimiz. adıyaman.
benden sana 4 harf. almanyada bir kent- köln.
senden bana 7 harf. amerikada bir kent- new york.
(bkz: o dönem bulmacalarının coğrafya dersi olması)
saat 9 oldu zannımca. ya da 10. belki 11. kaçta kalktım ki ben bugün. siktir et. saatin bi önemi yok. sahile gideyim biraz. kocaeli sahili. pek te güzel. iyi oldu. çok ta iyi güzel oldu. sakin burası ama. marmara ne de olsa. yok sevmedim. kerpe yolu göründü bu pazar. ee şortumu almadım evden çıkarken. neyse ordan alırım yenisini. evet gittim. sahilde yürümeye başladım. hatta şimdi yürüyorum. ayakkabıyla gelmemişim çok şükür. kumlar hala kuru hiç mi yağmur yağmadı buraya be. iyi ki yağmamış. offff. denize bak be.
bu dalgalar bana hep güzel ama yanına yaklaşmaya korktuğum bir kızı anımsatır. hani böyle bir pastanede oturursun. yan masaya güzeller güzeli bir abla gelir. hiç ummadığın anda gelmiştir. çünkü senin amacın bir çikolatalı pasta ısmarlayıp kendine çikolataları dudagına yapışa yapışa pastanın keyfini cıkartmaktır. ama o güzelim abla gösteriverir kendini kapıda.
- şey bakar mısınız? çikolatalı pasta kalsın. onun yerine ımmm. bişey getirme en iyisi sen. kahve kafi.
bir gözünüz abladadır. öteki gözünüz onu izlediğimi gören var mı acaba diye pastanede. şükür ki sizi gören yok. yada izleyen. neden yok ya. ben çok mu çirkinim. neyse konumuz güzel abla. sandalyenizi hafiften o tarafa kaydırırsınız. maksat sevgilisi var mı onu öğrenmek. dinlersiniz çaktırmadan. arkadaşına anlattıklarını. neyse ki hiç erkek muhabbeti geçmedi. hatta bir ara sesi alçaldı duyamadım. umarım benden bahsetmiştir. neyse kahve gelir. başınızı hafiften o tarafa çevirir. kadeh kaldırır gibi yapar. başınızla küçük bir selam verirsiniz. güzel kızımız gayet hoş bir gülümsemeyle karşılar selamınızı. sevinirsiniz. kahvenizi içerken abla ani hareketlerle kalkmaya hazırlanır. sanki birşeyden panik olmuştur. anlam veremezsiniz. neyse siz de kalkmaya yeltenirsiniz. nitekim kalkarsınız da. kahvenizi öylece bırakır, masaya kahvenin ücretini koyar, hızlıca kalkarsınız. kız adeta koşmaktadır. yetiştim dersiniz tam. o sırada o da aniden durur. hafiften çarparsınız. şey çok afedersiniz. pastanede tanışma fırsatımız olmadı. ben noktanokta. kız yüzünüze bakar. önce şaşkındır. sonra gülümser. bende... ismini söylemez. siktir git lan. der. işte şimdi şaşırma sırası sizdedir. bu ne şimdi. o kadar yolu boşuna mı koştum. hani gülümsemiştin. hani benim olacaktın. hani verdiğin sözler. hani ellerin nerde. hani huzur bulduğum şimdi nerdesin nerde?
işte aynen böylesin karadeniz. yüzmeyi seviyorum. ama senden korkuyorum. sakinsin uzun süre. kendimi sana kaptırıyorum. dalıp gidiyorum uzaklara. seni izlerken bile huzur buluyorum. ama sen hic acımıyorsun sevenlerine. minicik bir rüzgarda asileşiyorsun. dalgalarınla alıp sürüklüyorsun beni bizi hepimizi kıyılara. başladığımız yere geri yolluyorsun. hey gidi karadeniz. ****
akdenize benzemesi daha güzel olacaktır.
notakdeniz gibi fıkır fıkır.kıppır kıppır.
notakdeniz gibi fıkır fıkır.kıppır kıppır.
karadeniz gibi hırçınlığından sebep yapılabilen benzetme.
Sen yüzmek(!)istediğinde gürler, çağlar, kararır; durulup da senin yüzmeni(!)istediğinde ise artık senin hevesin kalmamıştır; ya da sen çoktan havuza(!)girmişindir.
boğulma oranı en yüksek olan denizimiz olmasından dolayı kıza yaklaşırken dikkat edilmesi gerekmektedir.
hırçın ve azgın ise mümkündür.
yan yatmış bir kıza benzemesidir olsa olsa.
istanbul civarı boynu ki bir kızın en güzel yerlerinden biri boynuysa istanbul'a yaraşır.
zonguldak samsun arası göğsü oluyor şu durumda.
samsundan sınıra kadar da beli.
"gerisini" de gürcistan'a kaptırmışız. kaderin kısmetin böylesi.
istanbul civarı boynu ki bir kızın en güzel yerlerinden biri boynuysa istanbul'a yaraşır.
zonguldak samsun arası göğsü oluyor şu durumda.
samsundan sınıra kadar da beli.
"gerisini" de gürcistan'a kaptırmışız. kaderin kısmetin böylesi.
gözlerindeki karadeniz de boğulmak istedim, olmadı. bize düşen gözlerinde değil yokluğunda kaybolmakmış.
ege'ye benzetilmesinden daha iyi olduğunu düşündüğüm hede.
sürekli ıslak ve nemlidir.
fındığı sen toplarsın kırması başkasına düşer.
oturuyordum deniz kıyısında sahilde insanlar yürüyordu. omuzların arasından gözüktü bana
sanki daha önce görmüştüm sanki daha önce bende varolmuştu.
yanına gitmeye cesaret edemedim biliyordum hızı başımı döndürecekti.
yaklaştıkça sakinliğin arasından
bir hırçınlık fışkıracaktı
suratıma tokat tokat çarpacaktı bakışları
ve yıllardır ufalanmayan kayalar sahil yolu gibi bir bakışıyla dağılıverecekti
kah yeşile çalışıyordu gözleri kah maviye ve onun tonları arasındaki kayboluş
daha da huzursuz ediyordu gölgenirken onun aşkında
soğuktan donduran bir sıcaklığı vardı. hani karadeniz gibi koynuna girmedikçe seni kendisinden itekler gibiydi.
daha çok kendisine çekmek için önce seni dışarı vurup sonra daha derinliklerine çekiyordu.
huzursuzlanmıştım kıyıdaki balıkçı tekneleri gibi yerimde duramıyordum.
huzursuz bir güzelliğe daha önce nerede rastladığımı düşünürken gözlerindeki karmaşıklıkta kaybolurken buldum kendimi
daha önce böyl4e bir med ceziri yaşamamıştım bir yanım kalmak istiyordu diğer yanım gitmek
ve gözlerindeki dalgalanmalar bir önce karar vermem için gönlümün kıyılarını dövüyordu.
saçlarını rüzgar uslu bir çocuğun annesinin saçlarını okşaması gibi yukarıdan aşağıya okşuyordu.
ama o hoyratça seven poyraz rüzgarlarını bekliyordu
bütün başlangıçların bittiği şu nokta da başlamak için bir yer bulamıyordum onu sevmeye
kah derin geliyordu bir kıyısı kah kaldırmıyordu gönlümü diğer yarısı
anlamsızlaşıveriyordu her şey sütliman oluyordu sanki beni koynuna almak istercesine
ufak ufak titriyordu kolları bütün yaşanmamışlıklarını gösterircesine
yeniden bana doğru bir hamle yapıyordu tanımadığım bir tuz tadı alıyordum dudaklarımda
kendi tadıma karıştırmak için çekerken kokusunu içime genzimi yakan bir isyan başlatıyordu kurtulmak için
biraz önceki durgunluktan eser kalmayıp yeniden bir savaşın ortasına sürüklüyordu hiç bekletmeksizin
ve bütün yorgunluğuyla teselli ediyordu döktüğüm ağıtları
bir elin dokunmasıyla irkiliyorum ansızın
-"abi ne daldın yine karadeniz de gemilern mi battı
gözlerimle insanların içinde o güzeli arıyorum bulamıyorum.
o güzelin kaybolmasının suçınu ben karadeniz'e atıyorum.
sanki daha önce görmüştüm sanki daha önce bende varolmuştu.
yanına gitmeye cesaret edemedim biliyordum hızı başımı döndürecekti.
yaklaştıkça sakinliğin arasından
bir hırçınlık fışkıracaktı
suratıma tokat tokat çarpacaktı bakışları
ve yıllardır ufalanmayan kayalar sahil yolu gibi bir bakışıyla dağılıverecekti
kah yeşile çalışıyordu gözleri kah maviye ve onun tonları arasındaki kayboluş
daha da huzursuz ediyordu gölgenirken onun aşkında
soğuktan donduran bir sıcaklığı vardı. hani karadeniz gibi koynuna girmedikçe seni kendisinden itekler gibiydi.
daha çok kendisine çekmek için önce seni dışarı vurup sonra daha derinliklerine çekiyordu.
huzursuzlanmıştım kıyıdaki balıkçı tekneleri gibi yerimde duramıyordum.
huzursuz bir güzelliğe daha önce nerede rastladığımı düşünürken gözlerindeki karmaşıklıkta kaybolurken buldum kendimi
daha önce böyl4e bir med ceziri yaşamamıştım bir yanım kalmak istiyordu diğer yanım gitmek
ve gözlerindeki dalgalanmalar bir önce karar vermem için gönlümün kıyılarını dövüyordu.
saçlarını rüzgar uslu bir çocuğun annesinin saçlarını okşaması gibi yukarıdan aşağıya okşuyordu.
ama o hoyratça seven poyraz rüzgarlarını bekliyordu
bütün başlangıçların bittiği şu nokta da başlamak için bir yer bulamıyordum onu sevmeye
kah derin geliyordu bir kıyısı kah kaldırmıyordu gönlümü diğer yarısı
anlamsızlaşıveriyordu her şey sütliman oluyordu sanki beni koynuna almak istercesine
ufak ufak titriyordu kolları bütün yaşanmamışlıklarını gösterircesine
yeniden bana doğru bir hamle yapıyordu tanımadığım bir tuz tadı alıyordum dudaklarımda
kendi tadıma karıştırmak için çekerken kokusunu içime genzimi yakan bir isyan başlatıyordu kurtulmak için
biraz önceki durgunluktan eser kalmayıp yeniden bir savaşın ortasına sürüklüyordu hiç bekletmeksizin
ve bütün yorgunluğuyla teselli ediyordu döktüğüm ağıtları
bir elin dokunmasıyla irkiliyorum ansızın
-"abi ne daldın yine karadeniz de gemilern mi battı
gözlerimle insanların içinde o güzeli arıyorum bulamıyorum.
o güzelin kaybolmasının suçınu ben karadeniz'e atıyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar