bugün

Sanıldığı gibi özgür olmak değil, bir köleye sahip olmaktır.
efendisinin gözdesi olmaktır. bir kölenin ufku, köleliliğin sınırlarından ibarettir.
özgürlüktür..
insan köleyken anlar özgürlüğün en büyük nimet olduğunu.
ilk etapta özgürlük gibi görünen durumdur. Ama durumu biraz detaylı düşününce Hegel'in köle efendi diyalektiği'nin haklılığı ortaya çıkıyor. Çünkü kölelik dediğimiz olgu, durum vs... bir savaşımın ardından çıkar. Bu savaşım efendi ile köle arasındadır. Ve savaşımın sonunda biri köle olur, diğeri de efendi... Efendinin çelişkisi, saygı duymadığı birinden saygı beklemektir. Köle içinse durum daha farklıdır bence, içinde bulunduğu durum içinde kolladığı özgürlük bir yarındır. Bir anlamda o kölenin ütopyasıdır. Yine hegel'den alıntı yapmak icap ederse;

özgürlük, özgürce kazanılmış mahkûmiyettir...

Köleliğin ve özgürlüğün anlamlarının değiştirildiği son birkaç yılda "özgürlük" ülküsü pek çok durumda yinelenir. Konumuza dönersek, bence, kölenin arzusu bir köleye sahip olmaktır.
Bir üst level olan isaura`ya uplamaktır.