bugün

Gelecek kaygısıdır. Kurulan masum, saf hayallerin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini anladığı andır.
Değerin değeri kalmaması.
Hayatın anlamını yitirmiş olmasıdır.
Kepçe operatörü olmasıdır.(herşeyde duygusal aramayın)
Ölüm götürdü şahsen beni. Yıkıldım. Oldu biraz zaman.
Vicdanını susturarak yaptığı şeylerin geri dönüşü vicdan azabı olur.
Bir insanın gerçek yıkımı vicdan azabıdır.
sevdiklerini kaybetmesi. peş peşe gelirse bir de durum daha kötü.
Umudunu yitirmiş olmaktır.
kentsel dönüşüm
ya ne olacağdı
Vizyonsuzluk.

Yürüdüğün yolda baskalarina güvenerek hareket etmek.

Ne tarafa çekerlerse o tarafa gitmek.

Kararsızlık.

Hatalardan ders çıkartmamak.
hayat şartlarıdır efenim.
(bkz: türkiyede yaşamak)
ayak serçe parmağını masanın kenarına vurmak,
dolaptaki dondurma kabından emginar çıkması...
son kalesini de kaybetmektir. o ne olursa artık.
Aldatılmak, kandırılmak, hayal kırıklığı.
ölüm, ölüm hariç hepsinin ayağa kalkışı var.
sözlükte gereğinden fazla takılmak.
(img:#1891091)
Maddiyat.
yaşarken sevdiklerinden ayrı kalmasıdır. kalmak zorunda kalması diyelim.
Çocukluğu ve bastırdığı duygular.
Bencillik, gereğinden fazla hırs, küçük görme, insanlara tepeden bakma, sabırsızlık, tahammülsüzlük, gibi birçok neden olsa da, bana göre çağımız insanlarını, yıkıma götüren en büyük sebep duygusal olmalıdır.

Olaylara ne kadar insancıl boyutta yaklaşırsan, o kadar zarar görürsün. Duygunun arasına az biraz mantık serpiştirmek gerekiyor ki, kendini tehlikelere karşı, bir nebze koruyabilesin. Ama şu zamanda, mantık her zaman duygusallığın bir tık önünde olunmalıdır. Maalesef hayat insanı buna itiyor.