bugün

dün tunceli'ye giden chp lideri kemal kılıçdaroğlu'nun temennisidir.

http://www.chp.org.tr/Hab...oglu-tuncelide-10072.aspx
görsel

--spoiler--

Merhaba Dersim, sizinle beraber olmaktan, sizlerle beraber olmaktan, baba ocağında olmaktan onur ve gurur duyuyorum.

Biliyorsunuz Dersimli olmanın ayrıcalıkları vardır. Dersimli olmak özgürlükten yana olmak demektir. Dersimli olmak barıştan yana olmak demektir. Dersimli olmak demek kadın – erkek eşitliğinden yana olmak demektir. Dersimli olmak demek incinsen de incitme demektir.

Bu toprakların çocuğu olmaktan her zaman onur duydum. Sizlerle beraber olmaktan her zaman gurur duydum.

Hiç endişeniz olmasın Allah’ın izniyle bir Dersimliyi Başbakan olarak görecektir Türkiye. Hiç kimseyi ötekileştirmeyen, hiç kimseyi göz ardı etmeyen, 77 milyon yurttaşı kucaklayan, hiç kimsenin kimliğini sorgulamayan, yaşam tarzını sorgulamayan, inancını sorgulamayan, insanı en değerli varlık olarak gören bir anlayışın, bir geleneğin sonucu olarak inşallah Dersimli Kemal Başbakan olacaktır.

Sizin çektiğiniz acıları biliyorum. Acıların konusunu da biliyorum. Zorunlu göç sonrası çekilen mağduriyetleri biliyorum. Bütün bunları asla ve asla unutmuş değilim. Sizin haklarınızın teslim edilmesi için sadece bir parti, sadece Cumhuriyet Halk Partisi kanun teklifi vermiş ve arkasında kapı gibi durmuştur. Yine aynı şeyi söylüyorum. inşallah göreceksiniz CHP’nin iktidarında, Kılıçdaroğlu’nun Başbakanlığında özgür bir Türkiye, güzel bir Türkiye, mutlu bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye, yani yaşanacak bir Türkiye’yi elbirliğiyle kuracağız.

Hiçbir ayrım yapmadan, doğu – batı, güney – kuzey demeden bu ülkeye barışı getireceğim. Size şu sözü veriyorum, Türkiye’de barışın güvencesi biziz. Türkiye’de demokrasinin güvencesi biziz. Türkiye’ye barışı getireceğim, Ortadoğu’ya barışı getireceğim, yurtta barış, dünyada barış diyeceğim.

Tunceli’nin bir özelliği daha var. Tunceli Evliyalar diyarıdır. Sarı Saltuk bu topraklarda, Hacı Kureyş bu topraklarda, Baba Mansur bu topraklarda. Bu topraklar Evliyaların topraklarıdır. Bu topraklar bereketli topraklardır. Bu topraklarda yetişenler 72 millete aynı gözle bakarlar. Bu topraklar özgürlüğün topraklarıdır. Bu topraklar huzurun, barışın topraklarıdır. Bu topraklar kardeşliğin topraklarıdır. Bu topraklar bizim topraklarımızdır. Bu topraklar babalarımızın, dedelerimizin, atalarımızın topraklarıdır. Bu topraklar dünyaya barışı götürecek olan topraklardır.

Bir Tuncelilinin Başbakan olması barışın güvencesidir. Bir Dersimlinin Başbakan olması Ortadoğu’ya barışın getirilmesi demektir. Bir Dersimlinin Başbakan olması sadece bu bölgeye değil, Türkiye’ye huzurun gelmesi demektir.

Anadolu’nun kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyünde doğdum. Bu topraklarda doğdum ama cumhuriyete minnet borçluyum, öğretmenlerime minnet borçluyum, büyüklerime minnet borçluyum. Onların terbiyesiyle büyüdüm, onlar öğrettiler. Ankara’ya gittim, istanbul’a gittim, Türkiye’nin 81 iline gittim ve her zaman, her yerde, her ortamda yaşasın cumhuriyet dedim ve diyeceğimde.

işsizliğin temel bir sorun olduğunu biliyorum. 81 ilde nereye gitsem bir Tuncelili kardeşim geliyor iş istiyor. 81 ilde iş istiyor. O zaman bir sorunumuz var. Ciddi bir sorunumuz var. Ankara’da oturan beyler Tunceli’yi görmüyorlar. Ankara’da oturan beyler buradaki işsizliği görmüyorlar. Ankara’da oturan beyler yandaşlarını düşünüyorlar. Ankara’da oturan beyler sizin çocuklarınızı değil, kendi çocuklarını düşünüyorlar. Ama sözüm söz Kılıçdaroğlu sözü, Evliyalar diyarından söz veriyorum, benim Başbakanlığımda işsizlik sorununu Tunceli’de sıfırlayacağım. işsizlik diye bir dert olmayacaktır.

Şimdi biliyorum gene konvoy halinde itiraz edecekler hep beraber vay efendim sen nasıl Tunceli’de işsizliği sıfırlayacaksın diye. Ya kardeşim Tunceli’nin nüfusu nedir ki zaten. işsiz olan 5 – 10 bin gencimiz. Koskoca 77 milyon nüfusun içinde 5 – 10 gencimizin nesi var Allah aşkına. Yıllar yılı, 13 yıldır dışladınız.

Bakın ben size acı bir olay anlatayım. Plan bütçe komisyonu üyeliği yaptığım sırada Adalet Bakanlığı hakim ve savcı sınavı açıyordu. Girdiği 3 sınavda liste birincisi, Tuncelili genç bir çocuk liste birincisi. 3 sınavda da bu çocuğu elediler, almadılar. Niçin? Tuncelili olduğu için.

Yuh çekmeyin, sandığa gideceğiz demokratik tepkilerinizi 7 Haziran’da orada göstereceksiniz. Ben onu istiyorum. itiraz ettik bu çocuğun günahı nedir dedik. Sınavsa sınav, kazanmaksa kazanmak ve daha önemlisi birinci bu çocuk. Siz bunu nasıl elersiniz? Zorla bir yasa çıktı ve dedi ki, Danıştay kararıyla bakın, sözlü sınavlarda kamera olacak diye. Böylece çocuğun engel olacak. Ne yaptılar biliyor musunuz? Bir kanun çıkardılar sözlü sınavlara kamera konmaz diye. Ve o çocuk hakim olamadı, savcı olamadı. Yüreğimde uhdedir. Böyle bir adaletsizliğe asla ve asla izin vermeyeceğim. Böyle bir adaletsizliği sadece Tuncelili olduğu için değil, 81 ilden hiçbir gencimize yapmayacağız. Bütün gençleri kucaklayacağım, bütün gençlere yaşanacak bir Türkiye vadi vereceğim. Sözüm sözdür.

En büyük derdin işsizlik olduğunu biliyorum. Yoksullukta büyük bir dert. 17 milyon yoksulumuz var. 6 milyon 250 bin işsizimiz var. Bizim çocuklarımız KPSS sınavına girerler, başarılı olurlar beklerler ne zaman sıra gelecek bize diye. Ama Ankara’da oturan o beylerin çocukları hiçbir sınava girmeden otomatikman devlet memuru olurlar. Sözüm söz bu düzeni yıkacağım. Sözüm söz bu düzeni değiştireceğim.

Munzur’u hepimiz biliriz. Sadece Tunceliler bilmez Munzur’u, Munzur’u bütün Türkiye bilir. Munzur’u bütün dünya bilir. Munzur’un vadisine HES’ler yaptırmayacağız, barajlar yaptırmayacağız. Sözüm söz Tunceli’nin doğasına asla ve asla kimsenin ihanet etmesine izin vermeyeceğiz. Bu güzel doğa bu ülkenindir. Bu güzel doğa Tuncelilerindir. Bu güzel doğa bir dünya mirasıdır. Bu güzel doğa çocuklarımıza bırakmamız gereken en güzel mirastır. Bu mirasta asla ve asla barajlara izin vermeyeceğiz. Munzur özgür akacak Munzur!

Tabi barajlara izin vermeyeceğiz, birde siyasi barajlara da izin vermeyeceğiz. 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. Sözüm söz Dersim’den bütün Türkiye duysun. 12 Eylül darbe hukukunu değiştireceğiz. Gençlerin üzerindeki baskıları kaldıracağız. Düşünce özgürlüğünün önünü açacağız. Hiç kimse düşüncesini ifade etti diye hapislere girmeyecek. Sözüm söz siyasette de barajları kaldıracağız. %10 barajı darbe hukukunun sonucudur. Dedim ki, açık çağrı yaptım. Gelin kardeşim %10 seçim barajını kaldıralım. Siz samimi değilsiniz dediler. Söylersiniz ama sözünüzün arkasında durmazsınız. Arkadaşlarıma talimat verdim %10 barajını kaldıran kanun teklifini verin. CHP milletvekilleri imzaladı kanun teklifini verdiler. Efendim %7 fazla %5 verin. istiyorsanız sıfır. Hiç gocunmam. Ben milletin iradesinin parlamentoya aynen yansımasını isterim. Baraj 12 Eylül hukukunun getirdiği bir uygulamadır.

O nedenle söylüyorum parlamentoda barajın kalkması için açık çağrı yapan parti biziz. Gelin barajı kaldıralım ilk seçimlerde barajsız bir seçim yapalım diyen biziz. Çünkü biz demokrasiden yanayız. Çünkü biz insan haklarından yanayız. Çünkü biz alın terinden yanayız. Çünkü biz emekten yanayız. Çünkü biz özgürlükten yanayız. Çünkü biz kardeşlikten, barıştan yanayız.

Her yerde özgürlüğü savundum. Her yerde demokrasiyi savundum. Her yerde insanların düşüncelerini özgürce açıklamalarını savundum. Her yerde baskıya karşı çıktım. Her yerde şiddete karşı çıktım. Her yerde, baskının olduğu bir yerde özgürlüğün ve demokrasinin olamayacağını söyledim. Sizin üzerinizde de baskılar olabilir. Sizin üzerinizde de iktidarın baskısı olabilir. Baskıdan yılmayacağız. Hele hele Dersimli baskıya göğüs gerer ve asla yılmaz.

Seçim bildirgemiz emekten yanadır, haktan yanadır, refahın hakça bölüşülmesinden yanadır. Seçim bildirgemizde söz verdik, açıkladık asgari ücreti 1500 lira yapacağız dedik. 949 lira. Koro halinde saldırıyorlar sen nasıl asgari ücretliye 1500 lira verirsin diye. Evet söylüyorum istediğiniz yere gidin, istediğiniz şikayeti yapın, ne derseniz deyin sözüm söz asgari ücreti 1500 lira yapacağım.

Onlar her türlü baskıyı yapıyorlar, şikayet ediyorlar. Refahı tabana yayacağım sözüm söz, kararlılığım kararlılıktır. 17 milyon yoksulumuz var. 17 milyon 13 yılda yarattıkları yoksul sayısı. 17 milyon yoksulu bitireceğim. Bu güzel ülkede, bu güzel topraklarda bayrağımın altında hiç kimse yoksul olmayacaktır. Yoksulluğu tarihe gömeceğim. Taşeron işçilik onu da bitireceğim.

Bakınız, bizi eleştirirlerdi CHP proje üretemez, CHP halkın sorunlarına değinemez, CHP şunu yapar, CHP bunu yapar. Açık ve net söylüyorum. CHP’nin seçim bildirgesi bütün partilere örnek olmuştur. Bizim seçim bildirgelerimiz diğer partiler tarafından taklit edilmiştir. işin aslı şudur; Türkiye zengin bir ülkedir, Türkiye kaynaklarını hakça bölüşmek zorundadır. Açık ve net söylüyorum, ben Bülent Ecevit geleneğinden gelen bir siyasetçiyim. Çünkü rahmetli Ecevit derdi ki, “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen”. insanca, hakça bir düzeni getireceğim.

Bugün Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü. Hepimiz biliriz Nazım Hikmet bir dünya şairi. Nazım Hikmet Türkiye’yi dünyaya tanıtan bir şair. Nazım Hikmet büyük acılar çeken bir ozanımız. Nazım Hikmet onunla her zaman, her ortamda gurur duyduk. Allah rahmet eylesin diyoruz. O diyor ya bu duvarlar diyor bu duvarlar bize vız gelir diyor. Hiç kimse endişe etmesin. Ankara’da oturan beyler istedikleri kadar duvar örsünler bu duvarların tamamı bize vız gelecek. Yıkacağız o duvarları özgür bir Türkiye’yi kuracağız.

Havanın sıcak olduğunu biliyorum, dinlemenin zor olduğunu da biliyorum. Daha ben Elazığ’a gideceğim, daha Malatya’ya gideceğim. Dün Mersin’deydim Tunceli’ye geleceğimi söyledim. Mersinliler dediler ki, Tunceli’ye selam götür Genel Başkan. Bende onların selamını size getiriyorum.

Ben buraya gelirken gelin bize oy verin diye bir talepte bulunmayacağım. Böyle bir talebi asla doğruda bulmuyorum. Sizden sadece bir şeyi düşünmenizi istiyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu bataktan kurtulması lazım. Türkiye’nin baskıcı yönetimden kurtulması lazım. Türkiye’nin gençlerin ensesinde boza pişiren bir yapıdan kurtulması lazım. Türkiye’nin özgürlükçü bir yapıya kavuşması lazım. Türkiye’de herkesin aşının ve işinin olması lazım.

Anneler size sesleniyorum. Eli öpülen anneler, ellerinizden öpüyorum. Dersim’in anneleri sizin ne kadar acılar çektiğinizi biliyorum. Anneler çocuğunuz işsizse sizde evimizde huzur yok diyorsunuz. Akşam evinizde tencere kaynamıyorsa ben gayet iyi biliyorum sizde o acıyı çekersiniz. Ben sizden birisiyim, bu toprakların çocuğuyum. Açlık nedir bilirim, yoksulluk nedir bilirim, işsizlik nedir bilirim. Ankara’da oturan beyler bunları bilmezler. Onlar sizleri unuttular. Sanmayın ki sadece Tunceli’yi unuttular. Onlar halkı unuttular, onlar başka bir dünyada yaşıyorlar. Onlar saraylarında yaşıyorlar. Ben sizi savunuyorum onlar itiraz ediyorlar. Emekliye 2 maaş ikramiye vereceğim diyorum itiraz ediyorlar. Asgari ücreti 1500’e çıkaracağım itiraz ediyorlar. Taşeron işçiliği bitireceğim diyorum itiraz ediyorlar. Üniversiteye giden öğrencilerimizin yurt sorununu bir yılda çözeceğim diyorum itiraz ediyorlar. 17 milyon yoksulluğu 4 yıl içinde bitireceğim diyorum itiraz ediyorlar. Hep itiraz ediyorlar. Ve diyorlar ki, sen bunu nasıl yapacaksın. Söyleyelim değil mi nasıl yapacağımızı? Dersim’den söyleyelim. Ankara’daki beylerde duysun.

Buradan, bu güzel coğrafyadan bu güzel insanların huzurunda açık ve net söylüyorum. Ben sabahın 6’sında oğluma telefon edip oğlum paraları sıfırladın mı demeyeceğim. Yok böyle bir şey.

iki; benim bakanlarımın çocuklarının yatak odalarında boy boy para kasaları olmayacak.

Üç; benim genel müdürlerimin evlerinde ayakkabı kutularında milyonlarca dolar olmayacak. Çünkü bu topraklar bana şunu öğretti. Rahmetli babamın vasiyetiydi. Oğlum sen doğru dur eğri belasını bulur derdi. Doğru duruyoruz, dik duruyoruz, onurlu duruyoruz, insan için çalışıyoruz hiçbir ayrım yapmadan. Onlar toplumu bölüyorlar. Ben bölmüyorum. Onlar ayrıştırıyorlar. Ben ayrıştırmıyorum. Onlar etnik kimlik siyaseti yapıyorlar. Ben yapmıyorum. Onlar inanç siyaseti yapıyorlar. Ben yapmıyorum. Onlar yaşam tarzı siyaseti yapıyorlar. Ben yapmıyorum. Ben incinsen de incitme diyen bir gelenekten geliyorum. Yani diyorum ki, insan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır.

Vatandaşlar diyorlar ki, buğdayı ektik biçmek üzereyiz fiyat belli değil. Sözüm söz bütün çiftçi kardeşlerime söylüyorum. CHP iktidarında, mademki halkın iktidarı olacağız, mademki ezilenlerden yana olacağız, mademki yoksullardan yana olacağız, mademki Ankara’da oturan beylerden yana değil, fakir fukaradan yana olacağız. Çiftçi kardeşim sende sesimi duy. Taban fiyatlar hangi ürünün kaçtan alınacağını, taban fiyat bir yıl önceden belirlenecek ve herkes ona göre tavrını alacak. Herkes ona göre ekecek, ona göre biçecek.

Dolayısıyla alın terine değer vereceğiz. Çalışana değer vereceğiz. Üretene değer vereceğiz. Çalışacağız, emek harcayacağız, üreteceğiz ve hakça bölüşeceğiz. Kimse aç ve açıkta kalmayacak.

işin özeti şu; ne düşünüyorsun Dersimli diye sorarsanız bana. Şunu söylüyorum, Dersim’in bir vicdanı vardır, Dersim’in bir dünya görüşü vardır. Dersimlinin bir uygarlık arayışı vardır. Dersimlinin bir insan sevgisi vardır ve Dersimlinin bir vicdanı vardır. Ben kendimi Dersimlinin vicdanına teslim ediyorum. Başka bir şey söylemek istemiyorum.

Hepinizi en içten selamlarımla, saygıyla, muhabbetle kucaklıyorum. Sevgili anneler unutmayın bütün anneleri seviyorum. Unutmayın o Ankara’da oturan beylerden birisi dün annelere bir şey söylemiş. Ne derse desin bozuldular, bozguna uğradılar. Seçim bildirgesini açıkladık bozguna uğradılar. Ne söylediklerini şaşırıyorlar. Tuvalet temizlemekten söz ediyorlar. Tuvaleti temizleyen insan insan değil mi Allah aşkına. Hırsızlık yapmıyor o alın teriyle kazanıyor. Onu bile bilmiyorlar.

Ne dedim? Ben Dersimliyim dedim ve şunu söyledim. Tuvalet temizleyip çoluk çocuğunun rızkını kazanan, alın teri döken o insanların hepsinin gözlerinden öpüyorum. Siz çalışın, yürekli olun, namuslu olun, haramilerin iktidarını inşallah elbirliğiyle, gönül birliğiyle yıkacağız. Söz yıkacağız.

Bana en çok gelen telefonlardan biriside Tunceli’de bir hasta varsa zaman zaman beni de ararlar. Hastamıza sahip çıkın diye. Çıkarız tabi sonuçta insanız hepimiz. Birbirimize sahip çıkacağız. Hasta varsa onun tedavisi gerekiyor. Ama Aslolan hastanın burada tedavi edilmesi. Aslolan bir hastanenin burada yapılması. Aslolan doktorların burada olması. Aslolan aile boyu Ankara’ya, Elazığ’a, istanbul’a taşınmak değil, bulunduğumuz yerde hastamıza bakabilmektir. Ben bunu yaratacağım. Hiç endişe etmeyin.

Sözüm söz Dersimli Kemal’in Başbakanlığında Dersim’i bölgenin yıldızı yapacağım! Dersim’i, Evliyalar şehrini Türkiye’nin yıldızı yapacağım.

Ülkem için çalışacağım, çocuklarımız için çalışacağım, torunlarımız için çalışacağım. Hiçbir ayrım yapmayacağım, bölücülük yapmayacağım. Benim kitabımda, inancımda bölücülük yoktur. insanın sorunu varsa o soruna kilitleneceğim ve o sorunu çözeceğim. Alın teri dökeceğim. Dökeceğim her alın teri Dersim’e, Türkiye’ye, 77 milyon yurttaşıma helal olsun diyeceğim.
--spoiler--
Seçilemem kaygısıyla dersim den değil de en garanti yerden seçime gireni dersim liler bile başbakan görmek istemez.
Neyin kafası bu?