bugün

bağlama çalan bir arkadaşın derhaneye bağlamasını getirmesi. bütün öğretmen ve öğrencilerin dersi bırakıp dershanein arka bahçesinde bağlama eşliğinde söylenen türkülerle halay çekmesi. dershane müdürünün de "ne oluyor burda?" diye arka bahçeyi bastıktan sonra halaya katılması. o gün dersi mersi unutup bütün dershanenin halay çekerek bahçeyi turlaması ve olaya katılmayan birkaç öğrencinin de dumur olmuş bir şekilde olanları sınıf camlarından izlemesi.
yanlış sınıfa girmek ve girerken de " ben geldim!" diye bagırmak.
cepten kelebek* düşürmek. müdüre dahil herkesin şaşkın bakışları arasında kelebeği "benim, benim" diye alıp cebe geri koymak.*
çoook eskiden asıldığım bir kız için bir kağıt parçasına yazdığım -şu filme gidelim mi? şeklindeki teklif kağıdımın dershane hocası tarafından yakalanması ve sınıfa okunması.
Ödüllü seviye tespit sınavı sonrası dershaneye kayıt yaptırılması esnasında görevlinin;
-"Çocugunuz sınavda üstün başarı göstermiş %25 indirimi hak etmiş" cümlesi babam ve kendi bünyemde dumur etkisi yaratmıştı.
öncesinde koyu bir sosyalist, sonrasında koyu bir hitlerci, yazın CHP için çalışan, bu kış ise AKP'ye transfer olan hıyar bir arkadaşım, bir gün felsefe dersinde manyak derecede konuşmuş, konuşmuş, konuşmuş ve beni bıktırmıştı. en sonunda "yeter ya biri sustursun şunu" diye bağırdım. hoca tutup da "sen ne karışıyorsun, çabuk özür dile" demez mi? benim dışımda herkes can kulağı ile dinliyormuş. eee ben sizin saçma fikirlere he diyen kulaklarınıza .... *
5. ders aklına geldi hıyar arkadaşın, beni dövmeye kalktı ama eve gittiğinde ağzında acı bir tat vardı. dumurluktan kurtulduk neyse ki.
hocadan çok kötü bir şekilde dersini almak herkesin içinde mesela. dershane ya o bakımdan. * * *
deneme sınavında sonuncu olmak ve bu yüzden sınıf düşürülmek.
bir gün dershanedeyken türkçe hocası hiç gereği yokken 40 soruluk bir test için hepsini doğru yanıtlayana ödül vereceğini söyledi. ben dahil yanımda sağımda solumda önümde, onların önünde oturan arkadaşlar yaklaşık bi 10 kişi 40'ta 40 yaptık. tabii ki böyle olunca ödül işi yalan oldu. işin garip tarafı hoca lavugunun testin ardından dersten hiç çakmayan sınıfta çok konuşan ota boka espri yapan arkadaşın herkese kopya verdiğine inanmasıydı. halbuki 40'da 40 yapan da bendim test kağıdımı o lavuk da dahil tüm arkadaşlara servis eden kişi de bendim. ödül bana, ya da tamamını doğru yanıtlayanlara değil sadece ona verildi. hayır vereceğe ödüle sokayım ben onun derdinde değilim de bizim arkadaşların ısrarlı söylemlerine rağmen yine de inanmadı benim yaptığıma.

sonuçta ne oldu? o yıl sınıfta sadece ben kazandım üniversiteyi. bahsi geçen hocanın gözde lavuğu ise ancak iki sene sonra özel üniversiteyi zar zor kazanabildi.
her sınavda *düşmek.
kantine araba girmesi.