intihar ederek son bulan günlük. Düşün,
Günlüğe virgül koya koya nefes almaya çalışıyorsun, sonra nihai olacak olan o son noktayı iliştiriyorsun.
Ölmek tezcanlı bir eylem değildir, intihar da öyle. Ama günlük tutucu tezcanlı olur bu intihar eşiğinde.

insan bazen ne diyeceğini bilemiyor, gidenin ardında kalanlara ne diyeceğini bilemiyor. Gidene ne demeli ki? Nurlu ışıklı temennilerden başka.

Kalanların nur feri kısık olur.
Ne ölmesi kardeşim bayılmışsın ımına koyim..
sen bunu öte tarafdan mı yazdın ?
"Kendi kendime konuşurken yine kavga çıktı.
Neredeyse ölüyordum. " gibi cümleleri ciddi ciddi kurabilecek bir rahatsızlığın pençesinde olanların günlüğüdür.

Bendemicoconatim nickli yazara rahmet ve saygıyla...
Bende bipolarim neyin kafasini yasiyonuz
Bu kadar duygusal olmayin
Kafa yukseldinde keyfine bak
Dustunde otur aglamana bak
Bu hastalik tanrinin bi hediyesidir
Manik mutluluk dunyanin 1.ci harikasidir kiymetini bilene
Bi polarım bi polarım anlatamam.
(bkz: bunları ne ara yazmışım).
Kendi başına mutlu olmayı öğrenmelisin.
Yoksa kimsenin umrunda olmayacaksın.
Kendine iyi davran.
Ya bu bipolar bozukluk hastalığının görülme yüzdesi çok düşük değil miydi? Sözlükte 3 tane bipolar bozukluğu olan yazar gördüm. Çok fazla bu bence.

Tanım: deneyimlerin paylaşıldığı başlık.

Edit: baktım biraz önce, %3 ile %6.5 arasındaymış. Bu çok çok az bir oran değil mi?
bi de kendi gibi prim kasmaya çalışan diğer mallara yükleniyor.
noldu senden başkası prim kasınca zoruna mı gitti ?
coconat intihar et de kurtulalım senden.
yav bi siktirin gidin amk primcileri.
Bazı insanlar dikkat çekmek amaçlı bipolar olduğunu söyler bazıları ergenlikten ama şöyle bir gerçek var bu rahasızlık zordur ancak yaşayan bilir. Dalga geçip küçümsenecek bişey değildir. Filmlerdeki gibi hiç değil.
bunlar hep delibal.
Buraya yazılanların hepsinin kolpa olduğunu düşünüyorum fakat hastalığın küçümsenmemesi gerek, bir sürü insan bu rahatsızlıktan intihar ediyor.
ifadesi güçlü olanların kendi bloglarını yazmaları beklenir.
kaybediyorum kontrolümü.
ilgi çekmeye çalışan ergenin günlüğüdür.
Merhabalar.
Gözlerimi açtığım an daha fazla uyumamam gerektiğini düşündüm. Hemen yataktan çıkmalı, evi toplamalı ve bir an önce kahvaltımı yapmalıydım. Saatimi kontrol ettim. ilaç saati geçmek üzereydi. Yine de birkaç dakikanın hesabını yapmaktan vazgeçip yataktan uçarcasına kalktım.

Yüzümü yıkayıp aynaya baktım. Epey aydınlık bir ortamda olmama rağmen göz bebeklerim neredeyse renkli tabakanın hepsini kaplayacak şekilde büyümüştü. Kendimden korktum o an. Neden ben bunları yaşıyorum diye düşündüm. Kısa süreli bir hüzün çökmek üzereydi üzerime ama aniden siktir oradan diyerek odama geri döndüm.

Zihnimde inanılmaz bir kaos vardı. Ardı arkası kesilmeyen sesler, biri bitmeden diğerine başlanan planlar, daha önce yaptığım utanç verici anılar ve dahası bir anda üzerime hücum ediyor gibiydi. Kafamı ellerimin arasına aldım. Kendimi toparlamam gerekiyordu.

Büyük bir enerji ile ev işlerini bitirdim. Odalar toplandı, yerler süpürüldü ve bütün ev hava soğuk olmasına rağmen havalandırıldı. Evin her köşesini dolaşıp tüm işler bitmiş mi diye tekrar kontrol ettim. Her şey tamam. Artık yapılacak bir iş yok ama ben yerimde duramıyorum. Kalbim hızla çarpıyor, mideme kramplar giriyordu sürekli. Spotify'I açtım ve evde bağırarak şarkı söylemeye başladım. Yeri geliyor sesimi olabildiğince inceltiyor, bazen de bir opera sanatçısı gibi kalın bir sesle şarkılara eşlik ediyordum. Aynanın karşısına geçtim ve saçma sapan hareketler yapmaya başladım. Birkaç dakika sonra ne bakıyon yarram diyerek aynadaki yansımamı dövdüm. Büyük bir zafer kazanmış gibi mutfağa gittim ve abur cubur ne varsa yedim.

1 saat kadar sonra kardeşim geldi. Şaka niyetine küfürler ederek üzerine yürüdüm ve yere serdim. Canını yakmadım ama boynunu 360 derece döndürmek için içimde müthiş bir istek duydum. Elimden kurtulunca evdeki muhabbet kuşlarına sardım. Uzun bir süre muhabbet edip oyun oynadıktan sonra görece diğerinden büyük olanı elime aldım ve ıslak bir sünger gibi sıkmak istedim. Hayvan gözlerini dikmiş bana bakıyor. Kaderine razı olan bir kurbanlık koyun gibiydi. Göbeğini bolca öpüp yerine bıraktım.

Tekrar odama döndüm. Yatağa uzanıp bana neler oluyor diye düşünmeye başladım. Bu lanet hastalık neden beni buldu, benim lanet beynim neden yanlış bir şekilde çalışmaya başladı, ailenin tüm boktan genleri neden beni buldu diye sinirlenmeye başladım. Saçlarımı yoldum, kendimi yumrukladım. Sinirden bağırmaya başladım. Duvarlara, masaya yumruklar attım. Kardeşim yanıma geldi ve atağın geçmesini bekledi. Sakinleşince su içirip bana sarıldı. "her şey düzelecek".
"bir gün tüm bunlar geride kalacak ve biz hep bu anları gülümseyerek hatırlayacağız" dedi.
"evet" dedim. "bir gün, sadece bir gün olsa bile mutlu olacağım" dedim kendime.
Söz verdim. Bununla yaşamayı öğrenmem gerekiyordu.
Ağlamaya başladım. 1 saat sonra yorgun düşüp uyudum.
Tatlı ve güzel bir uykuydu..
Eskiden ben panik atağım ben şizoyum diye geziyorlardı şimdi de bipoyum yaa biliyor musun akımı başladı. Bu bir hastalık övünme aracı değil ki maşallah her önüne gelen ben bipoyum yağ diye geziyor. Siktirin gidin de hakikate yer açılsın.

Yakında ptsdye sarmazlar inşallah.
Bir karasinek vardı bugün odamda. Belli yavru daha. Belki de dünyaya gözlerini benim evimde açtı. Ailesi olarak görüyor beni belki. Galiba o yüzden ki korkmuyor benden. Elime, koluma, yüzüme, tüm vücuduma konuyor.

Bir ara dedim olmaz böyle, konuşalım seninle. Çektim masanın üstüne, Öyle böyle derken sohbete daldık. Biraz suskun. "e canım sen de hiç konuşmuyosun" dedim bir şey demedi. Sonra "dur dedim senin keyfini getirecek bir şey biliyorum." Hemen açtım kerimoğlu zeybeğini. Ritmi tutturdum ellerimle. Hoşuna gitmiş olacak ki ellerini ayaklarını ovuşturdu kerata. Kalk oynayalım dedim. Ben oynadım o uçtu, keyfimizi bulduk.

Daha sonra ben yine masada oturmuş çalışırken yüzüme konmaya başladı. Biraz arsızlaştı gibi. Bir anlık sinirle "başlarım ama sana" dediğim gibi kaptım raid sineksavarı. Konmuş bacağıma kaçmıyor, sıksam sıkarım. Sonra durdum düşündüm. "ulan bu hayvan bana güvenmiş ki kaçmıyor. O kadar muhabbetimiz var. Bir yaşanmışlık var. Şimdi ben bana güvenen birini nasıl öldüreyim?" O an bıraktım raid'i masaya. Dedim takıl istediğin gibi ben dersimi çalışıcam.
bi polar varmış. bir gün polmamış. ölmüş.

bu hikaye oldu. öldüğü için idare edin.
Aman allah korusun, bu saatler aşırısından tehlikeli onlar için çılgınca şeyler düşünüp insanı çileden çıkarıyorlar. Hele ki sevgilinizse, uykusuz kalıp saatler boyu onunla ilgilenirsiniz. Demem odur ki uzak durun onlardan.
genelleme yapmak istemiyorum ama ülkede ne kadar dikkat çekmeye çalışan, tutarsız ve ergen ruhlu insan varsa ben Bipolarım diyor.
Bir piponun günlüğü diye okudum. Yakın gözlük zamanı geldi galiba.