bugün

görsel

melike ilgün ün yazdığı bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ediyorum. başrolünden adnan menderes ve onun metresi ayhan aydan var.

normalde öyle şunu okuyun bunu okuyun demem ama bu esaslı bir hikaye... size kısa bir özet ve içerik bilgisi de vereceğim elbette.

Bu çarpık memlekette, bir kadını övmek için onun "erkeksi" özelliklerinden sözedilir! Makbul kadın, "erkek kadındır" ... işin tuhafı, kadınlarımız da bunu benimsemiş görünürler.

Çetin Altan vakti zamanında "Türk milleti erkek millettir demek Türk kadınlarına hakarettir" demişti de, nasıl oldu da itin götüne sokmamışlardı hayret ederim.(Buna benzer bir hıyarlık da "erkek adamın erkek çocuğu olur" lafıdır... Ne yani, kız babaları o biçim midirler? Adamın bir kızı bir de oğlu varsa, biseksüel mi sayacağız?)

Bunları saptadıktan sonra, utanarak, "teamüle" ben de uyacağım:

merhum Ayhan Aydan, taşaklı kadındı.

2008 yılında vefat etmişti.

Ayhan Hanım, Adnan Menderes'in metresiydi. Lafı eğip bükmeye hiç gerek yok, öyleydi. Ondan bir de bebek aldırmıştı. Ya da bebek ölü doğmuştu, neyse ne... Kime ne?

Etine dolgun, vardakosta bir kadındı Ayhan Hanım... Ava Gardner'i andırır azıcık... O zamanlar otuz küsur yaşlarında... Ayhan Hanım, Ankara Devlet Operası'nda soprano...

27 Mayıs cuntası, Yassıada duruşmalarında, darbeyle devrilmiş politikacıları aşağılamak için, asıl siyasi dava olan "anayasayı çiğnemek" davasının yanına yöresine ittire kaktıra başka davalar da kattı: Köpek davası, bebek davası...

Bu yakışıksız ve çirkin davalar, Ankara'nın memur semtlerinde keyifle ve zevkle izlendi ama toplumda tepki gördü. Kimse ağzını açamadığı için herkes homurdanmakla yetiniyor, bu tür zorlamaları gözü kin ve nefretle hepten kararmamış herkes ayıplıyordu.

Ayhan Hanım, mahkemeye çıkarıldı. Kimsenin üstüne vazifeymiş gibi, Menderes'le ilişkisinin hesabı soruldu. O da içeri tıkılacaktı.

Baş savcı, sert ki barut... onun karşısında baş yargıç, ki herkesi tir tir titreten... (Her duruşmadan önce söylediği "sanıklar getirildiler, bağlı olmayarak yerlerini aldılar, müdafiler haaaazır" cümlesi duymak için adnan menderes in belgesini izleyebilir herkes...)

Ayhan Hanım'ın üstündeki "kumlu döpiyes", elindeki uzun saplı çantası, o zamanın modasına uygun oturak gibi şapkası ile gözlerinizin önüne getirebilirsiniz.

baş yargıç a şöyle bir baktı...

"Ben bu adamı sevdim, hakim bey," dedi, "siz sevginin ne olduğunu bilir misiniz?"

Mahkeme salonuna bomba düşmüş gibiydi. Korkunç bir sessizlik oldu, sinek uçsa duyulacak.

baş yargıç hiç ağzını açamadı. Lafı yuttu. Sustu kaldı.

bu kadının "dik duruşunu" okuduğunuzda hissedeceleriniz tarifsiz olacaktır...

Şimdilerde çoluk çocuk oturmuş kırmızı yastıklarla falan Sevgililer Günü kutluyorsunuz ya?

hani yok "limon kabuğu mu yoksa kanatlarım var bilmemnemde mi" diye boktan muhabbetler yapıyorsunuz ya?

merhum ayhan aydan ın yüreği yanında sizin Amerikan malı aşklarınız kaç para acaba?