bugün

Arkadaşlarla gittiğim, gittiğime pişman olduğum filmdir.
Esas kızın ilk sahnedeki konuşmalarından anlamıştım filmin bi halta benzemeyeceğini aslında. Bir de gerilim unsuru falan koymuslar film başka şekilde ilerlemiyor çünkü ama onun da sonu fos çıktı. Zamanınıza hiç değmeyecek bir film kısaca.
benzerleri gibi sadece bir kez izlenebilecek bir filmdir.

bir de son furya. bu tür filmlerin fragmanını o kadar güzel yapıyorlar ki bi zikim var sanıp filme gidiyorsun

resmen hem zamanını hem paranı çalıyorlar.
eski sevgilimle gittiğim ve kızın filmin yarısında çıktığı, benimde kıçıma 35 lira girdiğinin başyapıtı.
Tırt çıkan finali haricinde boş bir vakitte izlenebilecek, vasatın üstünde bir film.
Yıllardır tanıdığım, 30dan fazla filme birlikte gittiğim hayatımın aşkı olan eski sevgilimle gittiğim son filmdi.

Kadını aşırı kaşar buldum "ehühehe ne saçma film lan, kadın da tam orospu he" diye dalga geçtik.

O zamanlar nereden bilebilirdim ki 1 ay sonra çok benzer şeyleri yaşayacağımı? Tek'ten beter oldum be. Neyse, intihar etmeyi düşünmüyorum daha.
2 büyük rakı meselesi.
http://www.youtube.com/watch?v=Mxtui_5QcW0
filmin özetini burada sadri Alışık abimiz anlatmış kendi üslubuyla
boşuna zaman kaybetmeyin bir buçuk saat.
Filmin kurgulanışı, akışın düzeni, ritmi vs.siyle Türk sinemasından çok Avrupa sinemasına yaklaştırdığım bir psikolojik film denemesidir. iyidir, hoştur.
Bozcaada Tadından Yenmez. Film psikolojik açıdan değerlendirilirse iyi sayılır.
Birbirine zıt karakterlerin yaşadığı aşk dram da içermekte..
Film de Engin Akyürek ağlaması diye bir şey var.

replikler de fena değil hani..

" Ben aşık olmak için Fazla Neşeliyim"

"-aşk mı bu? olamaz di mi?
+eğer soruyorsan değil demektir."
izlenir, izleyin ama ikinciye izlemezsiniz filmi. yerli film havasından kurtulmuş, biraz avrupalı biraz hollywood gibi. senaryoda acayip kesikler olsa da idare eder. daha önce yazan mutlaka olmuştur ama ben de yazayım. o çirkin adam ne la. bildiğin yakışıklı boylu poslu herifin birini * koymuşlar, saçlarını biraz karıştırıp çirkin adam diye yutturacaklar. sonu hüzünlüydü. öyle bitmeseydi zaten bok gibi bir film olacakmıştı sonu kurtardı.
sinemaya çıktığı zaman her gün hevesle gitmeye çalıştığım ama bir türlü gidemediğim film. uzun süre sonra zamunda'da gezinirken rastladığım ve heyecanla indirip içinde ıssız adam ruhunu bulacağımı sandığım bir filmdi, hayal kırıklığına uğradım; hayatımdan 2 saat çaldı diyebilirim. oyunculuklar sağlam ama kurgulayan kişinin tuvalette sigara içerken aklına geldiğini düşünüyorum o aptal sahneleri.
--- spoiler ---

ulan adamın bir evi var: bahçenin bi ucunda odası diğer ucunda yatağı diğer ucunda banyosu bu ne lan tamam hayali olgular koy filme eyvallah ama sadece koymak için koyma öyle bir duygu koy ki adamın o evle mazisi olsun ki sinema çıkışında herkesin dilinde olsun o ev, herkesin hayali olsun banyosu yatağı bahçesinde olan bir ev. ve bunun gibi gereksiz bir sürü olay..
--- spoiler ---
ne yazik ki beklenen ilgiyi gorememiş film..
gerizekalıların eleştirmeye doyamadığı filmdir. nedne böyle diyorum? cunku 1. eleştiriye tahammülüm yok 2. eleştirenlerden nefret ediyorum. sıkıntı yok.

farklı ve içine alıveren sarıveren dünya tatlısı bir filmdir.
Oysa ki ne büyük trajediye sebep olmuştur eylül!
merak etmem dolayısıyla 8-9 gün önce izlediğim film. hakkında söylenenlerden sonra daha iyi bir film bekliyordum. kötü değil, izlenince vakit kaybı yapmıyor en azından.
hollywood standartlarında yapılmış türk filmi.

isteyince yapabiliyormuş adamlar demek ki. diğer yapımcılarda feyz alsın.
Aşk uğruna ne adamlar yitip gitti.
Denize girdikleri sahneye kadar izleyip sıkılıp izlemeyi bıraktığım film.
Konusunu bile anlamadım.
Izlemeye değmeyecek film.
sakin kafayla izlerseniz en azından filmin alt metnini anlayabilme imkanınız var. ancak kurguyu anlasanız bile içi boş anlamsız ve etkilemeyecek bir kurgu ortaya çıkıyor.

çekirdeği çitlerken boş çıkması gibi bir şey.
bazı gerçekleri romantik bi şamarla yüzümüze vuran film . müzikleri de ayrı bi etkileyici ve cuk oturmuş . bi hikayede duyguları seyirciye geçiren en büyük etkenlerden biri de müziktir zaten kesinlikle .

izleyince buruk ama hoş bi tını bırakıyor üzerinizde .
abi ben anlamıyorum. hani klişeye de vurmak istemiyorum ama şu filme sırp müzikleri koy, ada yerine dandik bi sırp kara parçasında geçsin mesela, bağımsız sinema diye yardıracak peçeteli yetersizler sallıyor ya amansız, ben hakkaten anlamıyorum.

lan başkasına aşık olan kadın için tirpten tribe koştuğunuzu ben biliyorum. en azından bazılarınızı biliyorum.

yapmayın bebeğim. güzel film. filmi eleştirince ölüp bitmiyoruz sizin için. herkes mi atilla dorsay lan burda laflara bak amına koyim ya!
doku ve yapım olarak bir avuç deniz'e benzeyen film. bundan sonrası sp:

--spoiler--
aslında başlığa ''eylül'ün büyük orospu olduğu hededir'' falan gibi bir şey yazmak için girmiştim.

sonra bir tekrar gözden geçirdim de kızda ciddi biçimde bi kişilik bozukluğu var kazadan falan önce de. yani kişilik bölünmesi mi denir, şizofreni mi denir, onu bilene sormak lazım ama sıkıntı var.

yani kızgınlıktan bi acıma duygusuna geçmiş durumdayım aslında filmin finalinden sonraki yarım saat içinde.

haricinde bir kerem deren klasiği olan dizide/filmde herkes öldürür sevdiğini temasını kullanmak var işte.

hep bi ihanet, hep bi çakallık; bilhassa kadınlara dair itlik, serserilik var yine.

bence eylül de, eyşan da aynı kadın çünkü.
--spoiler--

edit: laf lafı açıyor bak nasıl unuttum. filmin alt metni eternal sunshine of the spotless mind fena halde. kesinlikle düşünülmüştür.
müzikleri, standardın üzerinde olan filmdir.

hepsi birbirinden güzel sayılabilir ama şahsi kanaatim, en güzeli: https://www.youtube.com/w...IFmloEppfL06V&index=7
Filmin adı sanki 12 eylülde geçen bir aşk hikayesini anlatıyor gibi ama konu nasıl diyeyim bi cins. Engin Akyürek i insanlardan kaçan yaban yapmaya çalışmışlar ama eblehin teki çıkmış. Farah zeynep Abdullah uçuk kaçık olmaya çalışırken fazla hararetten sürekli yağ yakar yanında motor yağı taşır halde.

Neyse ki tv de seyrettim buna para versem ağlardım
güncel Önemli Başlıklar