bugün

geçen sezona kadar iskenderun da oynayan genç bir futbolcuya 6.5 milyon avro + 3 futbolcu vermek. o futbolcular ki, beşiktaşın geleceği dediğimiz serdar kurtuluş, bir ihtimal batuhan karadeniz ve yeni transfer rıdvan. akıl almaz paralar saçan bu zihniyet buna mukabil klüp çalışanlarının ve personelinin maaşlarını üç aydır ödememektedir. o her fırsatta dillerinden düşürmedikleri beşiktaşlılık duruşunun içine etmişlerdir. evvela çalışanlarınıza borçlarını ödeyin sokturtmayın duruşunuza.
öncelikle başkanından teknik direktörüne kadar dışlanmış tüm adamları bünyesinde toplayan bir politikadır. yahu bunlar klubü kendi malı sansalar yine değer verecekler ama gavur malı gibi davranıyorlar.
Son zamanlarda olumlu yönde gelişme gösteren politikadır.Geçen sezonun ortasında yapılan Yusuf ve Ernst transferleri,bu sezonki Rıdvan,ismail ve Nihat transferleri bunu kanıtlar niteliktedir.ismail'in bonservisi nedeniyle aklında soru işareti bulunanlarlar buraya bakabilir;
#5487688
Rıdvan Şimşek için de Uğur Meleke'nin bu yazısı http://www.milliyet.com.t...=Ugur%20Meleke&ver=66 , Karşıyaka taraftarının ve izleyenlerinin övgüleri de bu transferin geleceğe doğru yapılmış düzgün bir hamle olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Nihat'tan ise uzun uzun bahsetmeye gerek yok, ismi bile yeter onun.

Şu sıralar Zapo'yu kiralık olarak gönderip, bir stoper alma peşinde yönetimimiz.Matteo Ferrari de büyük aşama kaydedildi.Bu da diğer olumlu bir hamle.Düzgün 2-3 transfer ile bu sezon hem ligde hem avrupada iddaalı bir Beşiktaş izleyeceğimizi umuyorum.
Futbolcuyu ucuza satıp pahalı almaya dayanan politikadır.

(bkz: nihat kahveci)
(bkz: tabata)
(bkz: john carew vs thomas jun) bu vs. yeterli sanırım.

(bkz: john carew)
(bkz: thomas jun)
(bkz: in yildirim we do not trust)
tek iyi atraksiyonu, john carew'i almak ve zarar etmeden satmak olan politika.

bir terslik vardı o işte ama çözemedim, tek ipucum yabancı spikerlerin ismini, "karuv" diye telaffuz etmesi. bir numara var bunda ama hayırlısı.

derin mevzular.
bence yıldırım demirören menajerlerle oturuyor ve aynen şu diyalog geçiyor.

y.d: naabalım.. kimi alalım..
menajer: bilmiyorum başkan.
y.d: bobo'yu verip çale'yi alalım mı..
menajer: hangi çale ?
y.d: naabalım.. kimi alalım.. nobre'yi verelim mi..

bence böyle devam ediyor sürekli.

not: evet bende beşiktaşlıyım.
devre arasında lincoln'e 5-10 milyon avro vererek gs'den transferini beklediğim politikadır.
Gaziantepspor' un bacasız sanayisi.
(bkz: Gordon Schildenfeld) *
al gülüm ver gülüm.
çarçur harvur al al al al deli gibi deli gibi al al al paraları paraları saç saç saç.
Gaziantep spora yönelik saçma bir düzen.
(bkz: yıldırım demirören in transfer politikası)
1 sene öncesine kadar Gaziantep üzerine kuruluyken yönünü portekize çevirmiş politikadır. yıldırım demirören bu işin antepsporlularla olmayacağının farkına varıp yıldız oyuncu transferine önem vermeye başladı. barcelona nasıl ispanyollar üzerine kurulu olup başarılı oluyorsa ben de portekizlileri toplarım demiştir. quaresma ile başlayan süreç almeida ve simao ile devam ediyor. fakat kalecisi ve defans oyuncularının çoğunluğunun türkçe dışında bir dil konuşamadığı göz önüne alınırsa maç esnasında çok sıkıntı yaratacaktır bu anlayış.
son bombası Eusébio imiş. hayırlı olsun.
http://www.ntvspor.net/ha...abataquaresmasimaoalmeida
luusır topçu ve basketçileri almak. adamlar zaten luusır, e türk tarihinin en büyük luusırı bejeka ile birleşince patlıyorlar.

neyse eksiye basın rahatlayın. yıldırım demirören ayrılınca görecem sizi borç batağında çırpınırken.
yıldız oyuncuları tetikleyecek, ersan gibi yeni yıldızları almadığı sürece başarılı olamayacak transfer politikasıdır.
ben beşiktaş gibi transfer politikası zayıf bir klüp görmedim arkadaşım her önüne gelene teklif yapılmaz ki.
gitmiş nuri şahin'e teklif yapmış. klüpler genel olarak transfer politikası izlerken bir kaç kişi üzerinde yoğunlaşır ve transfer hedeflerini ona göre belirler.

topuz ve elano transferlerinde bjk ilk teklif yapanlardandı ama sonuç hüsran,maymun iştahlı olmayacaksın arkadaş. tabi demirören ve tayfalarıyla ne kadar doğru bir transfer stratejisi izlenir orası ayrı tartışma konusu, neyse uzun lafın kısası:Önce önündekini ye!
ben bu takımın transfer politikasını football manager oyununda yaptığım transfer politikasına benzetiyorum. öncelikle takımı alıyorsun, idare edecek bir bütçe var. dünyaca tanınmış oyunculardan önüne gelene teklif yapıyorsun, belki sana dönünce bir umut kabul ederler diye. bu şekilde devam ede ede bir bakıyorsun, bazı takımlar kabul ediyor ama kendileri gelmek istemiyorlar. bir kısmıda gelmek istiyor, maaşını karşılayamıyorsun. geri kalanınıda alıyorsun. işte bjk transfer politikasını buna benzetiyorum. özetleyecek olursak dünyaca tanınmış oyunculara teklifler yağdırarak, bir kaç tanesi teklifi kabul edince hemen kapmak.
geçtiğimiz sene, beşiktaş sansasyonel transferler (ricardo quaresma, guti hernandez, simao sabrosa, hugo almeida, manuel fernandes) yaparak adeta gövde gösterisi yapmıştı. ancak alınan olumsuz sonuçlar, transferlerin doğruluğunu sorgulatmıştı. peki bu isimler ne yaptı?

ricardo quaresma: kuşkusuz en çok göze çarpan isim oldu. çünkü taraftarların istediği tipte (adam eksiltebilen, dripling özelliği olan, estetik hareketler yapabilen) özelliklere sahipti. ancak herşey bu değildi tabiki de. seyir zevkinin güzelliğini, skora beklenen oranda yansıtamadı. liderlik özelliklerine sahip bir futbolcu olmadığı için, takım içi pozitif yönde bir etkileşim yapamadı. ayrıca yaşadığı talihsiz sakatlıklar, form tutmasını engelledi.

guti hernandez: ilk haftalarda gösterdiği olağanüstü performansdan bir süre sonra eser kalmadı. ligin ikinci yarısında adeta yokları oynadı. kesinlikle takımı alıp götürebilecek bir yapıya sahip değil. kariyeri boyunca belki de en çok maça geçen sene çıktı. ancak yaşının verdiği olumsuzluklar yüzünden de bu yükün altından kalkamadı.

simao sabrosa: çok kaliteli bir oyuncu olduğu tartışılmaz bir gerçek. skora katkılar yaptı. ancak kendisinden beklenileni karşıladığını düşünmüyorum. bu sene daha iyi bir simao görmek dileğiyle.

hugo almeida ve manuel fernandes'i bu sene izleme fırsatımız olursa, daha iyi değerlendirmeler yapılabilir diye düşünüyorum.
peki beşiktaş bu sene ne yaptı?

teknik direktör seçimlerine değinmeyeceğim. öncelikle takımı gençleştirme düşüncesi gayet yerinde bir düşünce. yapılan transferler de buna yönelik. ancak, yapılan bu transferlerin hiçbiri 11'e koy direk oynar tarzı transferler değil. tam aksine ekleyelim görelim tarzı transferler. bana göre eksik olduğu belli olan bölgelere nokta transferler yapılsaydı daha mantıklı olurdu.
neresi bu eksik bölgeler?

ersan ve fernandes'in alındığını varsayalım. kesinlikle bir sağ ve sol beksıkıntısı vardı. unutulmamalı ki başarılı bütün takımların bu bölgedeki oyuncuları üst düzey oyuncular. beklerin hücuma katkıları neticesinde skor üretebilen takımlar. sivok'un kesinlikle kötü bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum. savunmaya yazacağım ilk isim daima sivok'tur. denilenin aksine stoperlerde bir eksiklik olduğunu da düşünmüyorum. savunmanın sorunlu görünmesinin ana nedeni hücum oyuncularıdır. takım savunması zayıf. peki bu neden oluyor? hücumdaki futbolcuların savunmayı düşünmemesinden kaynaklanıyor. neticesinde;

bosingwa - sivok - ersan - hasan ali kaldırım

savunma hattı gayet uygun olabilirdi.
orta saha için genç alternatiflere yönelmek gerekiyordu. bu yüzden veli kavlak doğru bir transfer.

quaresma - necip - fernandes - ernst - simao

forvet hattı içinde, taraftarların özlem duyduğu şekilde bir bitirici gerekiyordu. akıllara gelen ilk isimler forlan, berbatov veya klose idi benim. bu ismin de takıma katılmasıyla;

"forlan"

bu şekilde bir kadro yapısı oluşturulabilirdi. yani bana göre 3 transferle (bosingwa, hasan ali kaldırım, forlan) transfer kapatılabilirdi.ancak yönetim farklı bir politika izlemeyi tercih etti. bu politikanın doğruluk derecesini önümüzdeki sezon görme fırsatı bulacağız.

peki beşiktaş neden kiralamaya yöneliyor? sanırım önümüzdeki sene uygulamaya geçecek olan, uefa kriterleri biraz kemer sıkma politikası yapılmasına neden oldu.

ayrıca; elden çıkarılmaya çalışılan oyunculara değinmek istiyorum. alırken binbir takla atılan, yüksek bonservis ücreti verilen futbolcuların, satarken elimize yapışması manidar bir durum. bunun asıl nedeninin yöneticilik eksikliğinde olduğunu düşünüyorum. profesyonel yöneticilerle bu işin hallolabileceği bir gerçek. ancak türkiye'de hiçbir takımda bu ışığı görmediğimiz de bir gerçek.
mustafa pektemek'in yerinde bir tranfer olduğunu düşünüyorum. transferler arasında sivrilmeye en musait futbolcu bence. eğer bir patlama yapabilirse yeni bir ilhan mansız neden olmasın?

bebe'ninde adı güzel.
yaşlanmış yıldızları alıp takımda tekrar eski günlerini dönebileceğine inanıp para yağdırmak sonra yine eldekilere mecbur kalmak .
polislerle aynıdır. al bunu al al...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar