bugün

yıldırım demirören ve kurmayları sayesinde beşiktaşlı duruşunun evrim geçirmiş halidir.

yıldırım demirören başkan oldu olalı başımıza gelmedik kalmadı. hele şu son 2 sezon tamamen felaket.

geçen sene paf takımıyla çıkacağız, taraftar maça gelmesin tarzı açıklamalar yaptı. sonra taraftar maça gelip hep bir ağızdan bağırdı "taraftar burada, paf takımı nerede?". yani taraftar yine maça gelemeden yapamamıştı ama başkan sözünü tutarak paf takımını sahaya sürmedi. beşiktaş taraftarı engel tanır mı, koyun mu? hiç saymadığı başkanı dinleyerek maça mı gelmeyecekti? laf ola beri gele işte...

hele şu son bir hafta, aman aman ya kabus gibi. tamam 4-1 yenilmiş olabilirsin. biz gece 3-0 ken çocuğu yatan babanın tesislerde "ben oğluma ne diyeceğim kaptan, 3-0 ken yattı, nasıl açıklayacağım bu durumu?" dediği günleri de yaşadık. o çocuklar büyüdü ama beşiktaş başkanı hala büyüyemedi, sözünün eri olamadı.

mustafa denizli ve samet aybaba ben varken bu kulüpten içeri giremez dedi, gitti mustafa denizli'yi takımın başına getirdi. şaka mı ya bu, milyonlarca insanlarla alay mı ediliyor? beşiktaş'ın başkanı sözünü yemez dedik durduk geçen sene sivasspor maçında. birde yazılı değil, görsel basında geçen bir hadise bu, kalkıp mustafa denizli'yi getiriyorsun. mustafa denizli başarısız olursa ne olacak, samet aybaba mı gelecek?

peki ya mustafa denizli? kendisiyle yapılan bir röportajda şunları söylüyor; "ben hiçbir zaman sezon ortasında takımın başına geçmem" dedi. ee ne oldu? transferleri kendi yapmadığı takımın başına geçti. yani kısacası; tencere yuvarlandı, kapağını buldu.

peki ya sinan engin? hey gibi hey... daha 2 gün önce "ben yıldırım demirörenle geldim, onunla giderim. istifamı sundum ama kabul edilmedi" dedi. ee ne oldu? yıldırım demirören'i niye götürmüyorsun yanında? biz geçen sene onu da söyledik, bağırdık başkana. "sinan'ı da al git, sinan'ı da sinan'ı da" dedik durduk. ama sinan enginle başkan beraber gitmedi, birbirlerine kelek yaptılar.

beşiktaş'a bir yerden ajan gönderseler, takım bu duruma gelemez eminim. bu kadar mı kötü yönetilir, yazık günah. biz abilerimizden bu takımı her zaman, ne şartlarda olursa olsun sevmeyi, desteklemeyi öğrendik. ama olmuyor arkadaş. bir tane türkiye'nin saygın beşiktaşlısı'da çıkıp "al şu paranı kaybol, böyle milyonlarca insanın peşinden koştuğu, yeri geldiğinde maça gelip yemek yemediği, ailesiyle kavga etmesine sebep olan bir takım bu kadar kötü yönetilemez" demiyor.

nereye varacak oğlum bu iş böyle, ne yapacağız lan biz? semazenler bile daha az dönüyor, aman döne döne döne yar geliyor...
türk futboluna aziz yıldırım tarafından öğretilen dönüşün beşiktaş'ta görülen halidir. beşiktaş'ta diyorum çünkü yönetim bu konuda zaten bayrağı 100 metre önde götürmektedir kimseye kaptırmamak adına.

evet bizleri utanç içine sokmuştur. lakin unutulmasın ki beşiktaşlı duruşunu bilen, uygulayan beşiktaşlılığından ödün vermeyenler halen daha mevcuttur bu ülkede.