bugün

Susam sokakları ya da arı mayalarla büyüyemedik. direkt yanlızlık ve şaşkınlık içersinde, birşeylere mana vermeye çalışarak büyüyebildik. tv başında kahkahalar atamadık, alınan hediyelere gülücükler saçamadık, öyle kalabalık ve gürültüyü de çocukluğumuz da tadamadık. Bir arkadaşım vardı benim sadece.. O da kışın gelirdi zaten bizim evimize. 3 katlı bir evin teras katıydı hani. mevsimler kışı getirdiğinde arkadaşım da gelirdi işte. Evet, evet. Kardan adamdı benim tek arkadaşım. hiçbir oyun bilmediğim, öğrenmediğim halde oyunlar oynadığım arkadaşımdı o. Hiç bir şarkı bilmezken ona bakıp dudaklarımdan dökülen nağmelerdi ona söyleyebileceklerim. çünkü o hep dinlerdi. Ben ise bıkmadan usanmadan bütün çocukluğumla anlatırdım ona; sadece bir dairede neler yaşanabiliyorsa. üçüncü katın mutfak camından seyrederek öğrendim dünyayı. ama hiçbir zaman zannetmedim ki, dünya karşımdaki evler, yollar ve bahçelerden ibaret. çünkü arabalar vardı işte, ve geldiği yollar. baktığım da sonsuzluğa kadar giden bir dünyanın hayali canlanıyordu zihnimde. çocuktum ama ne çikolatadan evler vardı hayalimde, ne de oyuncaklarla dolu bahçeler. Çünkü ne öyle hayaller duydum, ne de çizgi filmler izleyip hikayeler dinledim. Sadece insanlar yerine kardan adamlar vardı heryerde. Hepsini tanıdığım. Hep kıştı benim dünyam ve kış olmalıydı da, ancak o zaman hayallerim beni mutlu edebiliyordu. Mevsim değiştiğinde ilhamım da uzaklaşıyordu benden. Bu yüzdendir belki yaz mevsimini sevememem. Beni yanlızlığa düşürüp hayallerimi, arkadaşlığımı eriten.
Evet, şimdi ne zaman kar yağsa yüreğim pıt pıt atar. Çocukluğuma dönerim. Hemen atarım kendimi boş caddelere. Kardan adam yapan çocukları zevkle seyrederim. Kapatırım gözlerimi soğuk rüzgar yalar geçer yüzümü.. Dokunduğunu hissederim kar tanelerinin. Çocukların kahkahası yankılanır kulaklarımda ve ben yine üçüncü katın terasında şarkılar söyleyip dans ederken bulurum kendimi.