Zamanın dilime doladığı ve yine zamana meydana okuyan kelimelerim var benim. "Var" demek bile ne acı oysa. Geçmişe gömülmüşlüğün resmi adeta. Yaşanmış zamanları geniş zamanda sonsuzlaştırmak... Acıyla beslenen bir şairin melankolisidir, tükenmeyişine isyan edilen ama için için de hep acıdan beslenen...

Hislerimden kağıtlara kelimelerimle resmini çizmiştim. Yanlışları, üstü çizilen sözcükleri, silinip yeniden yazılan cümleleri olmadan. O anki hisleri yansıtan şeylerdi kelimelerim. Düzeltilmemiş her detayında heyecanı, coşkusu, hüznü saklı. Olmazları olduran bir mucizem olmadı belki. Çünkü birilerinin olmazları, benim çıkmazlarımdı. Vazgeçilmezim yapmakla kaybetmiştim seven olmanın değerli bir şey olduğu algısını. Çürüyen yanlarımda umutsuzluğu gördüm. Sonra çırpınarak tükendim. Yıllar önce yanlışlıkla ölmesine sebep olduğum civcivimi izlerkenki çaresizliğimdeki gibi o anları hatırladıkça zaman makinemin keşkelerinde büyüttüm işkencemi. Hiç zaman makinem olmadı. Civcivimi hiç geri getiremedim. Çocuk gözlerle büyüttüğüm dünyamda kayboluşum belki de hep bu çocuk saflığında sevmemdi hayatı. Onlar oyun oynadılar. Ben de oyuna hayır diyemeyen küçük, sevimli bir çocuktum.

Ben değiştim, onlar değişti, zaman değişti. içimdeki çocuk büyümedi ama, mahalle maçlarına alınmamışçasına bir köşede hep buruşuk dudaklarla izledi maçları. Çünkü onlar oyuncu idi, bense oynamayı hiç beceremedim. Hep kendi kaleme attım gollerimi ve en sevdiğim filmlerde bile hep 2. sınıf karakter oyuncusu idim. Talihsiz adımlar çıkmazlarımda olmazları. Şimdi iyi bir haberim var: Benim bilinmezlerimde büyür yanılgıları.

Yanlış yaşamlar çürüttük yanlış öykülerde. Ben istedim olmaz dedi, o istedi öyle oldu.

14.07.2010
02:11
uğur yaman
(bkz: sen öyle istiyorsan öyle olsun)