bugün

ulan boynuma, ellerime, ayaklarıma vurulmuş kalın kelepçeler gibisin. sayende bir kırığım bile olmadı.
yalnızlar parkı çetesi : http://mbsadam.tumblr.com...13/yalnizlar-parki-cetesi
millet sevdiğine yazar ama ben bu yazıyı yalnızlığa yazdım. artık ne kadar yalnızsam.
hoşgeldin tekrardan.
merak etme, mirasımız olan yalnızlığa sahip çıkacak çok yalnız var.
Sen kapının önünde anahtarlarımı aratansın bana. Ne bir eksik ne bir fazla.
nasıl yapıştın üzerime? üstelik çok da yakıştığını iddia edersin.
Allah'ım sen onu benim başımdan eksik et.
Bir bırak peşimi Allah rızası işin. Yalnızlıktan konuşmayı unutuyorum.
yalnizlik... beni yalniz birak.
duygusal bi başlık tabi.

senden kurtulmak o kadar zor ki sağ elim.
yapılabilecek en gereksiz eylemdir. otur tayyibe 2 satır bişi yaz amına koyim. ny times bile yazdı sen yazmadın.
seni yanlış kişilerle paylaştığımdan beri özlüyorum.
doymadın mı hala bana.. tamam sana çok alıştım ama bazen beni bezdiriyorsun.. müthiş bir sadistlik ve bencillik görüyorum sende. hep benimle mi kalacaksın.
sıktın artık. gitsen mi ne yapsan?* *
çok sıkıcısın.
yanarım yanarım gün geçer yanarım,
ah gecelerin hesabını kimlere sorarım?
siktir git artık.
20 yıldır evliyiz. bi çiçek almadın bana insafsız öküz..
Yıllardır benimlesin canını yediğim.
(bkz: ben bu yazıyı yazacak kimse bulamadım)
bak kardeşim,

o mu ben mi sorusuyla karşı karşıya kalmak gibisin. yokluğun bir dert, varlığın apayrı bir dert. bazen oluyor da canımı öyle bi' acıtıyorsun ki, sana kuracak cümleler bulamıyorum. sen geldin diye gitti "o". gelmeseydin, hiç var olmasaydın cemal süreya'da, can yücel'de yazmazdı sana. şairler, şiirler olmazdı. cahit sıtkı tarancı kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini demezdi. keşke hiç var olmasaydın. varlığının tek olumlu yanı, kafamı dinliyorum. kendimi dinliyorum, sana; sen geldin diye gidene yazıyorum. yazmaktan başka bir şey gelmiyor elimden. o okumasa da, bir şekilde ona dokunuyor kalemim. kağıdın kalemle buluşması ne kadar kolay ise, benim ona kavuşmam o kadar imkansız.

hiçbir zaman daha fazlasında yoktu gözüm. bir avuç mutluluk yeterdi, bir tutam tütün yanında. rakı, rakı mesela. en büyük mezesi sendin, ama sen de "o"nun gibi fark etmedin. keşke diyorum bazen, keşke en başında hayır; söyleme at içine. yanacağın yer belli diyebilseydim. 3 sene oldu, her gece yandım her sabah tekrar doğdum küllerimden. var olmasaydın keşke, sen geldin diye gitmeseydi.
sokağa bakan bir saksı begonya yeter dedin,
hava olsun,
su olsun,
selam olsun yeter.

güneş olsun,
toprak olsun,
üç beş kelime bir muhabbet yeter.

hüzün de olur bak sonra,
efkâr da olur,
sevgi olsun, hürmet olsun, aşk olsun yeter.
bir sandalye yeterken ikimize,
sen illa ki gönlüme girmek istedin.
hiç yetemedim sana,
oburluğun karşısında, aciz bir esirim.
dışarısı soğuk dışarısı kirliydi
yenildim,
aç kapıyı yalnızlığım
ben geri geldim.* *