bugün

Güz geliyor ayrılık avuÇlarında oyuncaklarım böyle değildi şimdi parmaklarımı sayıyorum kaÇında seni unutma marifeti var diye. SerÇe parmağım hep yeniliyor... Hep...
aslında ben bu yazıyı sana değil size yazacağım.
"siz" hem bir saygı sözü hem de ikinci çoğul kişiye hitap şeklidir. siz karar verin hangisi olduğunuza. tabii günün birinde bu yazıyı okursanız.

benimki sizinle ay'a yolculuk aslında.
evet, herkesin aksine benimki ay'a yolculuk. herkes güneşe yapar bu yolculuğu oysaki. sıcak, yakıcı, çekici güneşe. bense uzak, soğuk ay yolculuğunu tercih ettim hep.

ay'a ilk yolculuğumda tamamen teslim olmuştum. ne garip bi teslimiyetçilikti bu. sorgusuz sualsiz, şuurunu kaybetmiş gibi. bu yolculukta çok şey kattım dimağıma. çok öğrendim, çok ders aldım, devam ettim yola.

sonra bu soğuk ay'ın beni kor gibi bir ay'a yönlendirişini izledim.
bu benim filmimdi.
ben yazmıştım, ben yönetmiştim, başrolü de kapmıştım üstelik. ama yabancı gibi izliyordum kendi filmimi.

o ay hep kor gibi yandı. hala da yanar gerçi.

ay'ın güldüren yüzünü gördüğümde şaşırmıştım. beklenmedik bir şeydi bu.
öyle ya ün salmıştı soğuk nevale haliyle.

çok sonra anladım neden böyle ün saldığını ay'ın. tüm sıfatların yanında bir şey unutulmuştu.
sinsiydi ay.
her gece görünmesi, apaçık ben buradayım demesi dürüstlüğünden değil kendini gösterme isteğindenmiş meğer.

sizinle yolculuğum bittiğinde idrak ettim bunu.
evet, sizinle yolculuğum bitti. artık ay'a yolculuk etmek istediğinizde kendi başınızasınız.

dört köşeli bu oyunda köşedeki herkes karenin dışına bakıyormuş meğer.
bense karenin içine bakan tek kişiye bir köşeyi bile layık görmemişim.

karmaşık mı geldi biraz?
doğaldır. kafam bu kadar karışıkken giriş-gelişme-sonuçlu bir kompozisyon beklemiyordunuz benden değil mi?
anlamak zor değil, sadece dikkatli olmak lazım.
bana ilgin var mı? yoksa gönül mü eyliyorsun bilmiyorum.

sana karşı hissettiklerimi şimdi burada söylüyorum, biraz değişik bir adamsın, bazen çok komiksin bazen aşırı duygusal. hiçbir zamanın birbirine uyuşmuyor. hatta saatlerin bile.

seni seviyorum evet.

fakat sonunu hiç iyi görmüyorum. çünkü sen beni tam manasıyla göremiyorsun.

körsün gerizekalı. ağmanın tekisin.
4 sene sonra neden neden kendini tekrar gösterdin?!
yüzüne bakınca mutlaka tebessüm ederdim, en kızgın halinde, bana en öfkeli halinde bile görürdüm o tebessümü, ben seninle gülüyordum hep.
senden sonra gülüşlerim hep sahte.
Ben aslında aşık olmak falan değil, sadece birine gözüm kapalı güvenebilmek istiyorum.
Bu hayatta tek ihtiyacim olan sey senin gulumsemen baska hicbir seye ihtiyacim yok istemiyorum gul sadece. Bu son ebru son bir kez daha dayan cikacaksin o hastaneden ve bir daha girmeyeceksin gozunu seveyim hep gul ve dayan canim kardesim.
Şimdi nerde bir acı gülüş nerde bir kahkaha aklımda hep sen. ellerin ellerimi tutardı gülerken, ağlarken,yürürken. beni nasıl hatırlayacaksın demiştin el ele yürürken demiştim sana. ellerini severdim, öpmeyi severdim.
seni suçlamıyorum ve değiştiremem.

ama sorunun ve dengesizliğin sende olduğunu ikimizde biliyoruz artık.

beni tanımıyorsun sanki?

biriktiririm ve sonra acısını çıkarırım.

sen nasıl desem? güvenilmez ve yalancı birisin yoksa bu konuma gelmezdik.

biraz adam olsaydın eskisi gibi senden nefret etmezdim.

bir çuval inciri egosu ve şımarıklığı yüzünden berbat eden beceriksizin tekisin hatta aşırı bencilsin.

sadece çaldığın vaktime acıyorum ve ağzınla kuş bile tutsan, bir daha böyle koz vermem sana.

bundan sonra rüyalarda buluşuruz.
Sen kimsin *.
Hakikaten öyleymiş.
Kararını değiştirsen olmaz mi, gitmesen kalsan..
+ hiç gözlerine baktın mı..? beatles'ı ilk kez dinlediğim zamanki gibi bir his veriyor.
Tüm suskunluğumun haykırışı bu yazım. Ben bu yazıyı susarak yazıyorum. içimde milyonlarca aşk nağmesi varken sana karşı susuyorum. Çünkü konuştukça bitiyor her şey. Sanki sana olan duygularımı anlatınca kan kaybeden bir hasta gibi ölüme sürükleniyorum. ne yapıyorsun kimi neyi düşünüyorsun hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim şey senden vazgeçememek. Olmaz bir tanem olmaz bu kadar olmaz. Ya kendin gel artık yada beni götür içimdeki karanlıklardan kurtar.
seni nereye koyduğumu bir ben biliyorum ama bulamıyorum. izin vermiyor vicdan seni bulmama , bu ikimizinde sonu olur. seni bir daha kullanmak istemiyorum , içini boşaltıp tüm özünü damarlarıma zerk etmeyeceğim ama bazen hayat sensiz çok zor oluyor , her şey bulanıklaşıyor, kafam yaşımdan önce koşuyor ve ben düşüyorum, ölüme doğru, yavaş yavaş.
fesadlar! zulmünüz bizi yıkmaya yetmez,
Biz karasal iklimlerin sert karakterli çocuklarıyız..
sen hiç birini kendi parçanmış gibi hissettin mi?
senin o günaydın diye işe başlayan tavrına hastayım biliyor musun.

hele o sabahları çıkan o ses tonuna.

ayrıca ayla hanıma yüz verme. salak havalara giriyor. sen ona aşıkmışsın gibi algılıyor.

aşık değilsin di mi? sen ayla'yı sevmiyorsun.

ne olur evet de.

sen kimseyi sevemezsin. sevmeyeceksin, sev-me-ye-cek-sinnnnn...

zeki müren den sana gelsin deli çocuk.
bu arada ne sen bana dön diyebilirsin artık nede ben sana gel derim.

hayır 7 sene boyunca ağzıma sıçtın ve tüm hatalarını affettim arada yanlış kişiler var yanlış anlaşılma olmuştur dedim.

"sana kendimi anlatmak istiyorum dedin, bende anlat yeni sayfa açalım düşmanlığı bırakalım dost ve sevgili olalım dedim."

verdiğimiz sözler bunlardı.

hayır tek taraflı çabaladım, yetmedi arkanı topladım, yetmedi yalanlarını görmezden geldim, yetmedi mazaretlerini dinledim.

7 sene ağzıma sıç ve üstüne geçmişte yüz vermedim diye intikam al diye koy 3 sene daha üstüne etti sana 10 sene hatun.

yani 10 senem seninle uğraşmakla ve saçmalıklarınla geçti ve bir arpa boyu yol alamadık.

yani ben ne yapiyim sana daha?

ilk buluşmada öpüştük ve sevgili olduk arkasından hemen bebekmi yapalım, bütün tavrın onamı?

seviyoruz olmuyor, sövüyoruz olmuyor başıma belamısın sen hatun?

dünyaları yıktım ve 10 sene sabır gösterdim sana daha ne istiyorsun benden?

ulan ben daha sana dost ve sevgili olarak ne yapiyim?

yeteri kadar anlayış, sabır ve sevgi göstermediğimimi sanıyorsun?

sana yaptıklarımı başka bir kıza yapsaydım eğer, beni tanrı yerine koyardı resmen ve tapardı yani.

peki sen bu 10 senedir yaptığın saçmalıkları hangi erkeğe yapabildin bugüne kadar?

görsel
bak canım kardeşim;

sen onu duvar bellemişsin, kendini de ona yapışan sarmaşık. oysaki sarmaşıklar bile yük oldukları duvara ağırlık yapmamak için ara sıra yaprak dökerler. nerde sende bunu anlayacak dimağ?

ne zaman bi insan delikanlılığına yumuşatıcı katarsa o benim nazarımda tuğçeleşir. sende az düzgün ol ve atacağın son dakika golüyle delikanlı liginden küme düşme.

yani adam ol adam saysınlar diyorum senin için..

haa ''yok ben sarmaşık olmaya devam edecem, böyle iyi'' diyorsan lütfen üzerine yakışan bir şeyler giy, sana uygun beyaz üzerine kırmızı puantiyeli etekler bulunur elbet..

sünger beyinli, bıngıldağı yamulmuş, hayal gücü sapıtmış, zeka hasretiyle yanıp tutuşan tuğçe seni...

bana haybeden edebiyat yapmayıda kes.. lisedeyken çok yormuştu bu failatün failün durumları..

hadi şimdi git. arkanada ışık alma ki gölgen üstümüze düşmesin, hadi hadiiii..
Doğu Türkistan’a da ağlıyorum
Rojava’ya da ağlıyorum
Uygur Türkleri’ne de ağlıyorum
Mısır’da ki Müslümanlara da ağlıyorum
Ama kardeşim ben en çok sana ağlıyorum;

insanların ölümünde bile ırklarını nasıl bu kadar önemsiyorsun..

Ben en çok sana ağlıyorum. .
bence istanbul'a gelmelisin!
bende bir aşk var
onu hep yanlış kalplere bıraktım
bende bir aşk var
onu soğuk yataklarda harcadım

tutup dileğimi neden köksüz ağaçlara adadım
bende bir aşk var
onu hep kırık yelkenlere bağladım

senin gökyüzünde benim yerim yoktu
kuru dallarında kanatlarım kırılıp koptu
senin toprağında benim evim yoktu
kader ayrı sondu, yazdığı son hikâye buydu

yanlış yerde geziyor bu kuş
bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş

beklediğim biri var, o sen değilsin yazık ki
anladım, bir yudum sevgin var
neden hep kötü rüyalarla uyandım

bende bir kalp var
onu en ucuz romanlarda harcadım
bende bir aşk var
onu hep yanlış kalplere bıraktım

senin gökyüzünde benim yerim yoktu
kuru dallarında kanatlarım kırılıp koptu
senin toprağında benim evim yoktu
kader ayrı sondu, yazdığı son hikâye buydu...

yanlış yerde geziyor bu kuş
bu yüzden yalnız uçuyor bu kuş...
 ben bu yazıyı sana yazdım  yanımda oturup uçakta beni uyutmayan, artık hayatı hakkında her detayı bildiğim çocuk , 
 yavrum, anan baban yok mu senin neden bana sardın konuş konuş nereye kadar ? ne kadar tatlı olsan da iki yapıştırası geliyor insanın yahu.
22. cevapsız araman amk. az ara şarjımı yiyon horospu!