merhaba
nasılsın?
Neredesin? merak ediyorum perşembe günü ögleden sonradan beri ya yine başka bir şehre kaçtın, ya da o çok sevdigin hasta, ameliyat falan olacak olabilir. bugün sabah da arkadaşın agladı, kötü birşey mi oldu acaba diye aklım sende kaldı. umarım iyisindir, umarım o da iyidir. bütün gün bana gönderdigin emaili sevdim, ona bakıp durdum, sonra adının ilk hecesi senin adının son hecesi olanın fotograflarına baktım. sence de ben daha güzel degil miyim? ama sanırım yanındakinin ben degilde o olmasının sebebi içeride birşeylerdir, bilemiyorum, üzgünüm. bir de sanki hasta olmuşum da tek agrı kesici sensin ya da hamilenin aşermesi gibi özledim, istiyorum seni. seni seviyorum, kendine iyi bak, sakın ölme çünkü burada seni bekliyorum.
ben seni haketmiyorum. yavşağın tekiyim...
Sadece senin sevgiyi haketmeyen ilgi manyağı ruhu orospu biri olduğunu biraz geç anladım, zararın neresinden dönersek kardır ya üzülmüyorum artık. sen de anlayacaksın değerimi fakat her şey için geç olacak.
zamanın yıkamadığı diye bir şey yok. hele ki sevince, zamana bile lüzum olmuyor. hayatta çektiğim ve çekeceğim tek bir şey varsa o da kendime yeterince ifade edemeyişimdir. ama ben daha ne diyeyim be sevgili? seviyorum, içimde en temiz kalmış duygularımla. en derinde kalmış cennetleri keşfettin kalbimde.

benim en iyi yaptığım şey sevmek. sevdiğimde geri kalan her şey kolaylaşıyor, aşamayacağım engel kalmıyor. anlasan bir, aklını kurtarsan karamsarlığın tutsaklarından..

ama olsun; seviyorum, her şeyinle.
hep bekliyorum seni.
aramızda bir şey olduğu falan da yok. korkma beklentilerim de yok. sadece hayallerim var. ona da karışamazsın ya. kimseye zararı olmayan hayaller.

evet seni kullanıyorum hayallerimde. kızacaksın belki ama sanane ki hayal ettiğim kadar varsın, hayal ettiğim kadar yoksun.

keşke hayallerim kadar tutarlı olsan.. olsun ikizler burcunu da severim ben.
aslında anlamam burçtan falan. sadece severim. seni sevdiğimden.

isim takıntım da yoktur. ama severim senin ismini. hem nasıl inkar edebilirim ki her hafta sonunu sırf senin adının yazılı olduğu krem peyniri almak için alışverişi iple çektiğimi.

bana yazdığın binlerce cümlenin arasında buluyorsam hayalimde yetiştirebilecek bir kelime, bırak işte beni bu hayalimle.. ister psikopat de ister başka bir şey. önemli mi ki.. hayalimdeki adam bunu hiç önemsemiyor..
ne mal bir kızsın ya. özelliklede attığın tweetler ve rt'ler. tiwttlerle diyalog ettiğin arkadaşla niye rt atıon durmadan senin mal mal sohbetlerini mi görücem.
seni sevdiğimi son kez söyleyeceğim demiştim ya. sen bilmiyorsun ama, son olmadı o. her gün söylüyorum. belki sana söylemiyorum, satırlara yazıyorum adını, ama hep yazıyorum be. ben her yazıyı sana yazıyorum artık. her gece seni görüyorum. keşke bu yazıyı da sana buradan yazmasaydım. keşke son "seni seviyorum"larımı yüzüne karşı söyleyebilseydim. senden başkasına söylemedim çünkü. söylemeyeceğim de. hani çoktan bitti zaten biliyorum ama, hırvatistan maçı gibi olsa diyorum içimden. benimki de böyle bir umut işte. çabalamıyorum, sadece ümit ediyorum. çünkü çabalarımdı beni senden ayıran. sadece, uğraştığımı bilmeni isterdim. sadece, seni gerçekten ne kadar sevdiğimi bilmeni. ama ben hala aynı benim. hala 300 karaktere sığdıramıyorum yazılarımı. hala duygularımı ifade edemiyorum sana karşı. ama, hala da seni seviyorum ben. hala da seviyorum.
bu yazıyı gidip nickinin altına da yazardım amma sevmez öyle şeyleri. ne öyle gösteriş yapar gibi, insanların gözüne gözüne sokar gibi.. diye düşünür. nazar değer diye kandırır beni. tabi ben de değmesin isterim, hem öyle sıkboğaz etmeyi de sevmem kimseyi. gitmem üstüne, susarım sonra.

sessiz sedasız yaşarız biz sevgimizi. kimse bilmez, kimse anlamaz. anlasınlar demiyorum, anlamasınlar zaten. ama abartabiliyoruz. kendimize de sessiz kalabiliyoruz zaman zaman. bazen öyle güçlü bir insan oluyor ki, sevdiğimi belli ettiğimde kendimi zayıf kişilikli hissediyorum, yanlış yapmışım gibi suçluluk duyuyorum, susuyorum. bazen öyle ürkek bir köpek yavrusu gibi ki, sert davrandığımda onu kırdığımı biliyorum, kendimi de kırıyorum, susuyorum.

Binlerce km uzakta, susarak sevmeye devam edebilen başka kim vardır bilmiyorum. birileri varsa da, bu oran epey bir azdır kanımca.
yok efendim gözden uzak olan gönülden uzak olurmuş, out of sight out of mind'mış, geç bunları anam babam geç bunları.
hayatımda gördüğüm görebileceğim en anormal, en orjinal, en marjinal, en hayran olunası kişiye aşık olmuşum. atsam atılmaz, satsam satamam.

Onu o kadar iyi tanıyorum ki; buna rağmen beceremediğim tek şey, onun gözünden kendimi görmek. hayır kafa öyle bi gitmiş ki, bi anda ters dönebiliyor durum. tam çözdüm çözeceğim, hop nötrleniyoruz.

ateistler de bi bunu açıklayamıyor işte.

her neyse.
ona ne kadar dirensem de değiştim evet ve o bana ne kadar dirense de o da değişti.
belki de aslında, aslımızı birbirimizde bulduk, kim bilebilir.

yani kısaca, yazımın sadedine gelebilirsem artık şayet; yanında en kendim olduğum insan, aşırı özlendin. hatta öyle ki, deniz aşırı. (yazar burada sevdiceğine laf koydu)

oh konuştum da konuştum, içim ferahladı yeminle. hadi paka.
imza; 11.
hani bizdeki de bir umut işte, zaten başka ne olacaktı ki.

şans yönüyle hep anca bu kadar olur dedirtmesine bayılıyorum kaderin. ya imkansıza yakın olumsuz şeyler gerçekleşir ve anca bu kadar olur derim ya da yine imkansıza yakın fakat bu sefer olumlu şeyler gerçekleşir yine aynı sözü söylerim: anca bu kadar olur. madem bu kadar olasılıksız yaşıyorum şu çelişkiden kurtar ve güldür yüzümü güzelim.

hatta düşündüm de sen çelişkiden kurtar yüzümü güldürmesen bile olur.
Son iki haftada nerdeyse on dört kez rüyamdaydın..Her okula gelişimde içimde bi çarpıntı,bi sıcaklık,bi karın ağrısı..Yüzüne bakakaldığımda anlıyorsun oysa.Sonra hiçbişey olmamış gibi herşey..Artık haluk levent dinlemek istemiyorum bu yaşımdan sonra.Ama mecbur bıraktın beni...
O şu an konuştuğun erkek benden daha kıro. Bunu bil istedim. Ayrıca o Dali fotoğrafına her gece yatmadan bakıyorum. Seni seviyor muyum bilmiyorum. Ama o her geçen gün soğudum kızdan ve birçok kızdan ziyade güne seninle uyanmak, kahvaltıda elma suyu içip Loreena McKennitt dinlemek ancak seninle olur. Bunu 15 ay önce anlamalıydım. Yüzümdeki siyah noktalar ve sivilcelerin geçeceğine söz veriyorum. Kollarım şimdiki gibi zayıfta olmaz ileride. Uzun vadeli düşünmek lazım. Boşver o kıroyu.
iyiyim, sen nasılsın? cevap verilmesi gereken bir mesajdır.
takipçin değilim twitter'da ama orda burda herşeyini takip ediyorum.
ben seni kendim için affettim ama tanrı seni affetmesin!
Ben seni sevdiğimi bile unuturum günün birinde deseydin ya bana.
mutlu olduğunu görmek ne güzel ve ne acı seni mutlu edenin ben olmayışı. gözlerin öyle soğuk ki, keşke benim için iyi dilekte bulunabilecek bir izlenim bırakabilseydim sende.
evet, biz yıldızlar gibiyiz, diye düşündüm. görünürde birbirimize yakın, birbirimize komşu, birbirimize yapışık görünürüz. bu tenha yolda ömuz omuza, el ele, baş başa yürürüz. fakat ruhlarımız arasında mesafeler vardır, fakat ruhlarımız, daima,birbirinden uzak, daima yalnız, yapayalnızdır.
kız şaka maka ne özlemişim ben seni öyle. az buz bir şey de değil ha. aklımdan çıkmaz oldun kaç aydır. ha eskisinden daha güçlüyüm dimdik ayaklarımın üzerindeyim yaralarımı sardım ama özlüyorum yine de. hatta şu an sırf sen seversin diye emre aydın dinliyorum. halbuki hiç de sevmem zibidiyi. al canım dinle sen de: http://www.youtube.com/watch?v=IHKVU2_PVPM
içip içip beni de anla diyorsun ya sen şimdi beni kim anlasın, sen hiç annenle belki son saniyelerini paylaştığını düşündün mü ? ölümün bu kadar yakın olduğunu hissettin mi ?
Bizim yurdun arkasındaki kedi bu yazıyı sana yazıyorum 6 aydır bağırıyorsun Ekim Kasım Mart Nisan hiç farketmedi sonun iyi olmayacak benden söylemesi bırak da bir huzur içinde oturalım ders falan çalışalım odamızda yeterse yeter.
Benden sonra sana ne olacak biliyormusun?
Karşına çok farklı insanlar çıkacak, seveceksin de belki?
Fakat hiç kimsede bendeki masumiyeti bulamayacaklar.
Mesela gecenin bir yarısı senin için ağlayan birini bulamayacaksın bir daha, senin için üzülmeyecek kimse benim kadar,
ve kahredemeyeceksin sensizliğinle kimseyi...
belki sevileceksin tekrar ama...
ama senin aşkını değilde, vücudunu arzulayacaklar çoğu kez...
yenileceksin yalan aşklara, üzüleceksin çoğu kezde...
ama en acısı ne olacak biliyormusun?
teselli etmek için yanında ben olmayacağım...
bir daha asla, beraber üzülüp, beraber ağlayamayacağız...
Bana ne olacak peki sensiz?
bana sevgim bitti artık dediğin gün varya?
hiç bir zaman kahr olmayacağım o günkü kadar...
Ve hiç kimse için ağlamayacağım...
En kötüsüde ne biliyormusun?
Sevemeyeceğim kimseyi senin gibi!
ben seni ilk tanıdığımda kimsenin 40 yaşında olduğuna inanmayacağı gencecik bir delikanlıydın, yüzün de öyle güzeldi işte; şimdi dönekliğine ve ikiyüzlülüğüne ve şerefsizliğine paralel olarak hem yaşından 10 yaş daha fazla yaşlanmışsın koçum, hem de öyle böyle değil; hem de çirkinleşmişsin o yalancı şarlatan samimiyetin hiç yakışmamış suratına, çalıntı zaten yaşadığın hayat bunu 3'ümüz de biliyoruz değil mi, sen ben allah yani.

ben bu yazıyı aççık aççık sana yazdım cüneyt hoca... iyice oku burayı, bana yaptıkların yüzünden cehennemin en dibine gideceksin, seni şerefsiz orospu çocuğu, kuduz köpek.

ayrıca siyasi olarak çok çok yanlış kaybetmeye mahkum taraftasın, ben sana söyleyeyim iktidarı elinde tutan yarın öbür gün kaybetmeye mahkumdur bunu da böyle bilesin.
dün çekmeceleri karıştırırken elime bir milet geçti 2010 tarihli seninle ayrıldıktan sonra gittiğim ilk bursa maçıydı içim acıdı aklıma geldin ortada bişey yokken ne çok özledim seni.
istediğim kadar severim seni. uğruna istediğim kadar acı çekerim. istediğim kadar gözyaşı döker istediğim kadar coşarım aşkınla.istediğim zaman aşkına, istediğim zaman yokluğuna içerim. istediğim zaman unuturum. senin istemenle olmuyor bu işler.
yani... keyfin bilir be sevgili, sen yoksan hayalin var. istediğim kadar benimsin.