bugün

günler geçip gidiyor küçük orospu. günler dürülüp bükülüp anal yollardan enjekte oluyor ömrümüze. öyle değil mi küçük orospu, söylesene bana, bana söylesene sen de büyüyor musun? elbet bilirim büyüyün yerlerin genişleyen toprakların vardır amma kastım o değil. ruhundaki kahpelik mahlası altın harflerle nakşedilmişti ya onun kalibresi arttı mı? onu merak ettim. sevişmeyi ben senden öğrendim. ilk öptüğüm kadın da sendin. öyle masumdu ki bu ben senin öptüğün ilk erkek olarak kendimi bi bok bile sandım. vay be! işte bu benim ömrümün sahibi! dedim. sonra bir öğrendim ki o dudaklar ne yaraklar yalamış ne saksolar çekmiş. dünya jazz müzik festivalinde altın yarak ödülü bile kazanmış?! irkildim. iğrendim. nefret ettim. ee en sonunda da siktim siktim def etttim. evet ben lanet bir adam oldum. ama dur dayı hemen kesip atma bizi. sine-i millete çektim önce dedim olsun amına koyayım ben seviyorum lan bu kızı geçmişi ne olursa olsun. sevdim bir kere ötesi var mıdır? ama bilemedim aa dostlar bu azmış değilmiş alışmışmış?! alışmış kudurmuştan da betermiş. sıçtım. evet sinirden stresten hayatımın tam ortasına sıçtım. hayır sıçtım temizleyemedim. boklu boklu gezdim altı ay. en son bu pislikten kurtulurcasına fırladım odamdan uçtum paris e. paris güzel yer orospusu da güzel. en azından dürüst orospu. küçük orospu kadar profesyonel değiller ama iyiler. saygı duyarım.
şu başlığa girdiğim tüm güzel entryleri biri artılamış, tarih sırasına göre eskiden yeniye doğru okudum ve ne kadar salak olduğumu, ağzıma sıçılmasına nasıl izin verdiğimi ve düştüğüm durumu bir daha gördüm. sağol artılayan insan.
Dostum iyi ki varsın. iyi ki' ben konuşamam, teselli edemem bu konuda başarılı değilim. Ama her zaman başını koyup ağlayabileceğin bir omuzum var. Yapabileceğim sadece bu' dedin bana bugün. Kardeşten öte diyebileceğimsin. Bir kardeş kazanmak bir aşkı kaybetmekten daha değerlidir benim için bilir misin? Bu yüzdendir şimdi tuttuğum gözyaşların içime akması. Bu dünya senin kadar iyi birini barındırıyorsa içinde inan başkası için ağlamak haksızlıktır, günahtır...
neden bu kadar döneksin.
adamın dibisin.
ben seni anlıyorum da sen devamını getiremiyosun ki.
korkuyoruz be... çok korkuyoruz düpedüz. hadi sen korkma ben de korkmayacağım. korkmuyorum hatta, cesaret al benden. hadi ama...
ben hayatımda yüzleşemediklerimle yüzleşme fırsatı bulduğum için tüm sevenlerime tesekkür ediyorum.
ya. ya sen nasıl pislik iğrenç korkunç vurdumduymaz umursamaz bi insansın gerçekten bu kadar umursamazlık ve gurur insanın etrafında adam bırakmaz, ben hadi kendimden geçtim de alışılmaz bu durum. lütfen dön ve bi kendine bak napıyorum ben de, her neyse sana söyleseydim bu lafları daha yarısına gelmeden susturmuştun bile o yüzden burda da susuyorum alışkanlık olmuş.

ya ben böyle saçma sapan ergen-isyan temalı entryler girmezdim ama bilmiyorum böyle gece gece bi atarlandım başlığı görünce. *
en çok severek ayrılanlar şarkısını severim bilmezsin di mi? her dinleyişimde ağlarım. (bkz: severek ayrılanlar)
kendini özel hissettiren biriyle tanışmayalı ne kadar oldu, diye sordu kadın. sustum.
Yağmur yağıyor inceden
Ben seni düşünüyorum
Elimde eski zamanlardan kalma bir sıcaklık
Kokunu çekiyorum içime
Sanki tam da burada
Karşımda sen varsın
Dokunsam gidiyorsun
Oysa hiç dokunmadan da severim seni
Severim elbet
Gözlerin değsin gözlerime yeter!
keşkem yemek getirsen.
Kuş olsun, insan olsun
Yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı.. demiş, Edip Cansever.
icat çıkarma başıma, gel ve sev, o kadar!
ben seni sevmeyi, sana aşık olmanın anlamını tattıkça öğrendim.
gün gelir gün geçer
derman eken dert biçer
aşk kandili yandı mı
gün batımı denk geçer...
hayatımda hiç kimseyi kullanmadım ama fırsatım olsa seni salona bir biblo bir tablo diye koyardım tüm gün seyretmek için.
yazmıyorum sana hiç bir şey. yazmamam lazım.
Sana inanmak isterdim ta ki her gün yenisini taktığın maskenin ardındakini görene kadar .

(bkz: Gerçek yüzünü görmek)
gittin ya sen, ağladım hani ben arkandan... öldün hani...
gece korktuğumda yanına kaçıp saklanamadım çocukluğumun kalanında ya, saklanacak yer olmayınca korkmamayı öğrendim. sen gittiğinden beri, gece ışık açıkken uyuyamıyorum korkmak aklıma gelir de seni bulamam diye.
"kar yağıyor oralarda, üşüyor musun?" çaldığında, senin üşüdüğünü düşünüp üzülüyorum hala.
çok şey değişti hayatta; odanda hep asılı duran michael jackson posterini sandığa kaldırdık, künyeni astık duvara, odan da değişti tabii yıllar içinde ve içinde sen olmasan da senin odan hala. ben anne oldum, tıfıllardan biri gelin olacak önümüzdeki ay, başka bir tıfıl da gelin oldu aileden.

ha bir de seni öldürenlerle "barış" yapıyorlar abi, ellerindeki kana su döküyorlar temizlensin diye. boşuna ölmüşsün galiba, onu bize yıllar sonra kafamıza vura vura kabul ettirmeye çalışıyorlar; direniyoruz.

çok şey değişti ama sen hala hergün ölüyorsun... ben hala her ölümünde ağlıyorum. seni özlemekten ölesiye korkuyorum, özlemek demek, gittiğini kabul etmek demek çünkü...
benden bir adım bekliyorsun biliyorum ve bunu her sözünde her hareketinde bana hissettiriyorsun, arkadaşlık, dostluk sana yetmiyor daha ileri gitmek istiyorsun.
çok hoş hatta belki de harika birisin diyebilirim, seninle konuşmak, yanında olmak, birşeyler paylaşmak gerçekten çok keyifli, ama...

ama hayatıma yeni birini kabul etmeye hazır değilim, eğer bunu yaparsam hata yapmış olurum, eğer bunu yaparsam gelecekte seni kırmaktan, üzmekten çekiniyorum.
ve sen bunu yaşamamalısın, bunu sana yaşatmak istemiyorum.
bu başlığa yazdıklarıma seri artı oy veren kimsin merak ettim, evet sana yazdım bunuda *
kelımeler su an kocaman bırer yalan,
konusursam senı yakar,
susarsam kendıme katlanamam..

hıc durmadan yururdum, yolumuz olsa.
bu sana son susuşum, son sozum olsa.
sonsuza gıtmıyor ask.
keske gıtseydı.
alsa ıkımızı ucup gıtseydı...
her karın ağrısını aşk sanma, belki tuvaletin gelmiştir.
gözlerin, kusursuz yüzün, güzel yüreğin yakında benim olacak kusura bakma ama bu kadar beğendiğim birisini kendime aşık ederim kanka.