bugün

her şey sezon finalinin çekildiği sete gitmemle başladı. sette çalışan yakınım vasıtası ile izlememde sakınca görülmedi. olacakları önceden kestiremezdim. dizi çekimlerinde olan yakınlaşmaların, sahne bittikten de sonra da devam ettiğini fark ettim. behlül ve bihter, "kesss" komutunu almalarına rağmen bir türlü kesemiyorlardı. yakınlaştıkça yakınlaşıyorlardı. yakından izleyince ekran arkasında olduğundan daha da heyecanlanıyor insan. ama nasıl oldu bilmem. bihter'in gözlerine hayran olmuştum. teni, kokusu, o çekici havası, çok yakınında olmasam da beni kendine çekiyordu. bir ara verilmesini iple çekiyordum. yemek arası tam da bunları düşünürken verildi.

set ekibi için hazırlanan yemek masasına oturdum. bihter, tam karşıma oturmuştu. çorbasına tuz aradığı sırada tuzu uzattım. başını yavaşça kaldırdı. sanki o an dizi müziği çalıyordu. aednan amca sol başta sanki bizi izliyor da çaktırmamamız gerek gibi saniyenin çok küçük bir bölümünde keskin bakışlar fırlatmıştık birbirimize. aslında ikimiz arasındaki fırtına da o an başladı. gereksiz yere ürkekleşmiş ve kaçamak şekilde bakışmaya başlamıştık. bihter, hd ekranda göründüğünden çok daha güzeldi. gözlerime baktığı her küçük an dizisini birleştiriyor ve zihnimde onunla birlikte olmanın hayallerini kuruyordum. yemekte behlül'ün bihter'e gereksiz şakalarını izlemek zorunda kalmaya sinir olmuştum. ama cool havamı bozmak niyetinde değildim. o anlarda bihter'i hiç süzmemeye özen göstermiştim.

bir ara adnan, "köşkte bir yabancı mı ne görüyorum" dedi. iğrenç bir espri olsa da beni kastettiğini herkes anlamış ama herkes de gülmüştü. ama o salak espri, bihter ile ilk konuşmamızın da başlamasına sebebiyet vermişti. bana "aramıza hoşgeldin" dedi. aslında bu sözün o an için anlamı belki yoktu ama zamanla çok mizahi bir anlam kazanacaktı. bunu o anda bilmemizin imkanı yoktu. "hoşbulduk" diyerek sade bir gülümseme ile gözlerine rahatça bakma imkanı bulmuştum. içinde kaybolmuştum adeta. ama onun da bu sefer bakışlarını kaçırmaması beni çok heyecanlandırmıştı. yemekler yendikten sonra bir köşeye geçip oturmaya başladım. o ara bihter yanıma geldi. havadan sudan muhabbet etmeye başladık. 15 dakika sonra çekime başlanacağı uyarısı geldi. 15 dakika boyunca muhabbet ettik ve her şey çok güzeldi. birçok kişinin hayallerini süsleyen bihter, benimle sohbet ediyordu.
üstelik ben koltukta otururken -hani şu adnan'ların köşkünün alt katındaki koltukların teklisi- bihter de koltuğun koluna oturmuş ve konuşma esnasında muhabbet özele kaydıkça mayışmıştı. elinin tersini çenesine koyup koltuğun yaslanma kısmına doğru kıvrılmıştı. o kadar tatlıydı ki... adnan'ın uzaktan bizi izlediğini gördüm ama anlam veremedim. bir ara behlül'ün de holün aradan bizi izlediğini fark ettim. ama ben bakınca başını çevirdi ve bahçeye çıktı. bihter'i bunca kişi takip ederken hayli rakibim olduğunu hissetmiş ve açıkçası behlül ile rekabet edemeyeceğimi düşünmeye başlamıştım. bihter ile karşılıklı iltifatlar ediyorduk. konuştuktan sonra düşünürken bir duraksaması var. ona bayılıyorum. bunu ona da söyledim. "o anda en çok istediğin şey nedir" dedi... "bunu söylersem duyup dayanamayacak olma ihtimalin kalbimi yerinden çıkarabilir" dedim... iddialı bir sözdü. ama zekiydi ve anlamıştı ne demek olduğunu. gözlerini kısarak baktı gözlerime. anlayamadığım şekilde gözlerim kısılmış ve dudaklarından başka şey göremez olmuştum. gözlerim bir anda oraya zoom yapmıştı. enteresandır dizinin şehvet müziği de çalmaya başlamıştı. sanki dizinin içindeymiş gibi hissettim. "tamam, şarkılar hazır" şeklinde görevliler bağırınca irkildik. aynı anda irkilince aynı şeyi düşündüğümüzü sanki ikimiz de anladık. "setten sonra devam edelim" dedi bihter. çok sevinmiştim...

çekimler bitince bunu kutlamak üzere herkesin barbekü partisine kalması istendi. hatta köşk büyük olduğu için köşkteişi olmayıp isteyen kalabilir dendi... o anda bihter'in gözlerine bakmıştım. o da o anda beni süzmüştü. aynı şeyleri aklımızdan geçiriyor ihtimali o an yüreğimi yerinden çıkaracak kadar yoruyordu beni. partide herkes eğleniyor, alkol alıyor ve dans ediyordu. bihter bazen adnan ile bazen de behlül ile muhabbet ediyordu. nedendir bilmem, kıskanmaya başlamıştım. akıl almadık bir sahiplenme hissetmeye başlamıştım. üstelik onlarla samimiyetinde normal olmayan bir şeyler hissediyordum sanki. ya da dizinin etkisinde kalmıştım. bir ara yanıma geldi bihter. dans etmeye başladık. o ara adnan bir köşeden, behlül de başka bir köşeden bizi süzüyordu. ama alkole vurup ben de rahat davranmaya çalıştım. bihter kollarımda iken etkisinde kalmamak mümkün değildi. tenimin çok güzel koktuğunu söyledi. "acaba tadın da kokun kadar güzel midir" dedi... "denemeden bilemezsin" dedim ve gülümsedim. cool bir bakışla gözlerine odaklandım. bir anda gözümde görülen şeyler azalmış ve gözleri büyümüştü. yine o dizideki şehvet müziği çalmaya başlamıştı. sanki zoom yapıyordum gözlerine. sonra dans müziği yerine dizi müziğini çalmaya başladığı için, ekipten biri özür diledi herkesten. bir an nasıl heyecanlandım anlatamam. bu kadar tesadüf kalbime iyi gelmiyordu. sonra telefonumu istedi ve kendisine bir çağrı yaptı. gece aradığında odasına gelmemi söyledi. muzip ve çekici bir gülümseme ile kulağıma "mutlaka bekliyorum" diye fısıldadı. içim gitmişti adeta. bir şey diyemedim. ayakta duramayacağımı fark edip bir koltuğa oturdum. rahatlamak için bir şeyler içtim.

saatler ilerledikçe herkes sızıyordu. bazısı arabasına atlayıp gidiyor, bazısı koltuklarda yatıyor, bazısı da bahçede minderlerin üzerinde yatıyordu. birkaç kişi de yatak odalarına gitti alt kattaki. bihter, "ben yatmaya çıkıyorum" dedi ortaya ve yanımdan geçerken "saat 3:00'da" diye fısıldadı bana. heyecanlanmıştım. daha neredeyse 1 saat vardı. ama enteresandır adnan ve behlül de ortadan kaybolmuştu. bir ara behlül'ü gördüm. ama dikkat çekmemek için fazla bakmadım ona. tek göremediğim adnan idi. behlül bahçeye çıktı ben de odada içmeye devam ettim. bir ara yukarıya çıktım heyecanıma engel olamayıp. bihter'in odasının kapısı aralıklı idi. henüz yatmamıştı. beni gördü aralıktan ve git diye göz işareti yaptı. ben de tuvalete gidiyormuş gibi yön değiştirdim. ama adnan ile karşılaştım. irkildi. ama bir şey söylemeden geldiğim yöne doğru gitti. bir şeylerden şüphelenmeye başlamıştım. ama ne diyebilirdim ki... aşağıya indim. yarım saat geçtikten sonra behlül'ün de uykulu uykulu yukarıya çıktığını gördüm. uyumayan sadece ışıkçı ile ben kalmıştım. ama merdivenleri çıkarken behlül'ün etrafta kimse var mı diye bakması, beni anlayamadığım şüphelere gark etmişti. bir yarım saat daha geçti. telefonuma bir mesaj geldi. "adnan uyudu gel"... açıkçası anlam veremediğim bir mesajdı. ama heyecan ve şaşkınlıkla yukarı çıkmaya başladım.

kapıyı açıp içeri girdiğimde bihter, vişne çürüğü seten geceliği ile beni karşıladı. ellerimden tuttu. adnan yatakta yatıyordu. hiçbir anlam verememiştim. uyku ilacı ile adnan'ı uyuttuğunu söyledi. evde başka yatak odası kalmadığını, bu sebeple adnan'ı ilaçla uyutup rahat edebileceğimizi söyledi. "böylesi daha heyecanlı olur" dedi. ama her şeye rağmen beni istediğini de söyledi. karşı koyamadım. üstelik dizinden kalma heyecanı bu şekilde de hissetmek ilginç bir deneyim olacaktı. adnan'ı tanırım, severim ama bihter araya girdi mi biter iş. içimden "affet adnan" bile demeye fırsat kalmadan bihter kapıyı kapadı ve belime sarıldı. geceliğine rağmen göğüsleri göğsüme değince sıcaklığı ile başım dönmüştü. biraz da hava sıcaklığının çok yüksek olmamasından kaynaklı göğüs uçlarının belirginleşmesi ve göğüslerinin sert duruşu baştan çıkarıcıydı zaten hiçbir şey yapmasa bile. dağılmış saçlarının karmaşasında ışıl ışıl gözleri ile vücuduma sarılışı ve gözlerini kısıp dudaklarıma yakınlaşması ile heyecanım iyice artmıştı. n'olcaksa olsun umurumda değildi. dudaklarına yakınlaştım. dudaklarımızın birleşmesine milim kala durduk ikimiz de. nefes alış verişlerimiz hızlanmış şekilde göz göze birbirimizi izledik. nefes alış verişlerimiz, odada çınlanıyordu adeta. nefes aldıkça göğüslerinin geceliğini özgürlük ister gibi aralaması tahrik edici idi. sonra gözlerimizi kapayıp zihnimizde şehvet müziğini duyarcasına öpüştük! sanki o an dünya yerinden oynamıştı. sanki o köşk yerinden uçmuş da biz de o hengamede alev topu haline gelmiş ve birbirimizin üzerine eriyip karışarak dağılmıştık. beni yatağa itti. yatağa düşerken onu da üstüme çektim. saçları göğsüme dağılmıştı. zavallı adnan uyku ilacının etkisi ile fosur fosur uyuyordu. üzerime kapaklandı ama onu altıma alarak dudaklarına yapıştım tekrar. geceliğini yırtarcasına çıkarmaya başladım. o da gömleğimi yırtıyordu. pantolonumu çıkardı dişleri ile. ben de iç çamaşırını kopararak çıkardım. hiçbir şeyi umursamadan sevişiyorduk. başucundaki ışığı da kapattı. karanlıkta hayvanlaşarak kalp atışlarımızla göğüs kafesimizi dövmeye devam ediyorduk. arada sanki ikiden fazla kol ve bacak bana değiyormuş gibi hissediyordum ama umursamadım. zavallı adnan'a dokunuyorumdur diye düşündüm. hatta bir ara sanki yatak odasının banyo kapısı açıldı gibi bir hisse de kapılmıştım. ama hiçbir şey umrumda değildi. bihter aklımı başımdan almıştı. ben de onunkini... sonra bihter üstümden kalkarak pozisyonu değiştireceğini düşündürdü. yataktan indi. sonra penisimi yalamaya başladı. ben de saçlarını okşuyordum. ama adnan'dan da çok rahatsız oluyordum. uyku ilacı ile uyutulmuş biri için fazla hareketli idi. birden anlamadığım şekilde odanın ışığı yandı. yakan isim bihter idi. behlül de organımı ağzına almış bana bakıyordu. "höt len, napıyorsun kerata" dedim. yanımda adnan da uyanmıştı. noluyordu amuğa koyim! ne şeyimden durumdu bu. muhtemelen bihter üzerimden kalktığında banyodan gelip oral yapan behlül idi. adnan ile değişmeli oynamış olabilirler. ve biz bihter ile sevişirken vücuduma dokunan ise, yanımızda sevişen adnan ile behlül olmalıydı. olaylar içinden çıkılmaz bir hal almıştı. bihter, tüm albenisi ile yanıma gelmeye başladı. sonra gözlerini kısıp dudaklarını ön plana çıkararak öptü beni. yaşadığım şaşkınlığa rağmen bu öpücüğü geri çeviremezdim. bir yandan adnan ve behlül'ü alt etmiş olmanın puştluğunu, diğer yandan da bihter'i hoplatmanın hazzını yaşamıştım. ama en nihayetinde bir rüyaydı. karışıktı ama olsun. bihter'li kısımların tadı damağımda kalmıştı.

http://albastropos.blogcu...im-sahitlerim-var/7201588
güncel Önemli Başlıklar