bugün

bir kursat basar romanı..Başucumda Müzik (iş Bankası Yayınları), evli bir dışişleri bakanı ile yine evli bir dışişleri bürokrat karısının aşkını anlatıyor. Romanda 1950-1960 dönemine ait politik bütün gelişmeleri birebir okuyorsunuz.
"Eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın."
askın buyusunu içinizde hissedip onun acısını da tadacaksınız..
anneme de kalemi versem bu kadar sade şekilde anlatırdı o dönemleri diye teşhis koysam da severek okuduğum bir kürşat başar romanı. oldukça fazla sayıda baskısı yapıldı.
dönemin dış işleri bakanı olup menderesle beraber idam edilen fatin rüştü zorlu'nun gerçek yaşam öyküsünü aslında gerçek aşkını konu alan bir baş yapıt...
hiç bitmesini istemediğiniz kitaplardan biri. henüz bitirmediğim için sonu hakkında yorum yapamıyorum.**kürşat başar'ın güzel türkçesi ve akıcı dilinin yanı sıra benim asıl beğendiğim nokta hayat hakkında muhteşem yorumları oldu.*
tavsiye uzerine almis oldugum kursat basar'in basucumda muzik adli romani: 50-60'li yillardaki bir kadinin dilinden, yasanmis bir yasak aski anlatmaktadir.
olayin gercek kahramanlari adnan menderesin basbakan oldugu esnada kabinesindeki dis isleri bakani fatih rüştü zorlu ve vesamet kutludur.
kitap okunasi, okurkende; zamanin asklarina ornek alinasi dedirten turdendir.*
şu an okudugum kitap. güzel denebilir ama bazı tasvirleri fazla uzatmış .
cok güzeldir .. sevdiğim de okusundur .. hiç bitmesindir.. bitse de yeniden başlasındır. tüm kürsat basar romanları gibidir.
hem nasıl bu kadar sade hem de bu kadar vurucu cümleler barındırdığına hayret ettiğim kitaptır. sonunu merak etmeme ragmen bitmesini hiç istememekteyim.
içinde geçen, kör bir şarkıcının akordeon çalarak söylediği şarkının sözleri de muhteşem olan kitap.

"Senden ayrı olduğum bir tek an yok
çok uzaklarda olsan bile
seni taşıyor herşey
kokular, sesler , seslenişler,
ne zamandır görmüyor gözlerim,
unuttum tanıdığım ne varsa,
bir tek senin yüzün,
çok uzaklarda olsan bile..."
Kürşat Başar'ın 2003 yılında çıkmış kitabı. imkansız hatıralarıyla başbaşa kalmaktan yorgun düşmüş yalnız ve yaşlı kadının hayatı, daha doğrusu aşkı,o aşka damgasını vuran bir şarkı eşliğinde anlatılır. Romanın kahramanlarının gerçek hayattaki bazı siyasi karakterlerle örtüşmesi ve onların yaşamlarının hiç gereği yokken deşifre edilmesi bazı otoritelerce eleştiri konusu olmuştu.Örneğin, kitabın asla adı yazar tarafından açıklanmayan ana karakteri olan kadının yasak aşkı Menderes döneminde idam edilen 2 bakandan biridir.
sonu ne zaman okunsa ağlatan kürşat başar kitabı. her ne kadar fazlasıyla betimleme kullanılsada, hikayesi çok güzeldir.

senden ayrı olduğum bir tek an yok
çok uzaklarda olsan bile
seni taşıyor her şey
kokular, sesler, seslenişler
ne zamandır görmüyor gözlerim
unuttum tanıdığım ne varsa
bir tek senin yüzün
çok uzaklarda olsan bile..
bir kadının ağzından yazılmış olmasaymış keşke. bunu her yazar başaramamaktadır çünkü. murathan mungan'ın yüksek topuklar'da başarıyla kotardığı "romanı kadın tarafından yazılmış gibi gösterme", kürşat başar'ın duyguları biraz geri planda bırakmasıyla kitabın yavanlaşmasına neden olmuştur.
"sana bir şey sormak istiyorum" dedim birden. aslında bunu düşünmemiştim, o an aklıma gelmişti. şimdi pek zavallıca geliyor ama sordum işte: "bana aşık mısın? "
bir an sustu.
"bu ne biçim soru böyle? " dedi.
yanlış cevap. ne sanıyorsunuz? bu oyunda bu sorunun tek bir cevabı vardır ve eğer bir erkek o cevabı vermiyorsa yanar, oyun bozulur.
"öylesine sordum" dedim, "sonra konuşuruz, herhalde işlerin var, hoşçakal..."
telefonu kapattım.

"insan bir düşü sevebilir mi?"
"evet, bence zaten en çok onu sevebilir, bir düşü..."
insan hayatında sözcüklerden çok kullanılan ne var ?
Onun için sözcükler eskidir , yıpranmıştır , kirlidir. içleri hep yüzyıllar boyu ortak anlamlar oluşturan şeylerle doldurulmuştur.
Onları alıp yeniden,
sizinle bir başkası arasında ,yalnız ikinize ait çağrışımlarla dolu, yalnız ikinizin tam olarak ne anlama geldiğini bildiğiniz sözcüklere dönüştürmek neredeyse imkansızdır ... *
dönemin dış işleri bakanı fatin rüşti zorlu ile sevgilisi vesÂmet hanım ın hikÂyesinden uyarlama, vasat bir yasak aşk romanıdır, ama akıcıdır, okunabilir..
küçük bir kız çocuğu olduğum günlerden beri bana hep aynı şeyi söylediler: "gerçekleri gör!"
evet ama beni mutsuz eden gerçeği görüp de ne yapayım? siz ne isterseniz düşünün, ben yalanları severim. hayalleri, düşleri, kimseye zararı olmayan yalanları...
insan işte böyle bir evin içinde oturup bunca yıldan sonra yalnız gerçekleri düşünse ancak hayatının neden bu denli uzun olduğuna şaşabilir... canı sıkılır.

hem kim bütün bu hayatın bir rüya değil de gerçek olduğunu söyleyebilir ki?
ilk başladığınız zaman illaki sıkılıcağınız, ilerleyen bölümlerde iyi bir kurguya sahip olan, dolaylamalara ve içinden çıkılmaz cümlelere sık sık başvurulmuş sonu kötü ve baştan savma olan kürşat başar eseri.
başarılı bir romandır.
üslübuna hayran bırakan, neden daha önce kürşat başar okumadım dedirten kitaptır. bir erkek bir kadını çok iyi anlatmıştır.

"hayat hiç beklenmedık anda biten bir şey, içinizden gelen neyse onu yapın, fazla düşünmeye zaman yok"
bastan asagi kadin kokan kitaptir.

yasak aski anlatir.aciklidir.okunasidir.bir kadinin guncesidir.evet kadin guncesidir.
murathan mungan'dan sonra kadın gibi yazabilme ekolünü temsil eden bir kitaptır. bilemeyeceğim...
çoğu insanın başucu kitabı.
ilk otuz sayfasını okuduktan sonra,anlatılanların nereye gidebileceğini tahmin etmekte zorlanmadığınız,ama asıl önemli olanın bu değil,kitabı bitirdikten sonraki ellerinizde,beyninizde ve kalbinizde bıraktığı etki ise; yarı doluluktaki su bardağı hakkındaki yorumlar gibi olduğunu göreceksiniz.
kürşat başar bu eserinde bahsettıği baş karekterler kadın vesamet kutlu'dur.erkek karekter ise demokrat parti zamanında idamla cezalandırılan fatin rüştü zorlu'dur.okunması gereken bir kitaptır.
arka kapaktan: " eğer, hayatınızın herhangi bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken... öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim adamla öpüştüğüm ilk gün... herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu.
ama aslında bu kadar basitti işte: birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın.''