bugün

yurt sathında gözlemlenecek işçidir.

bu işçi muhtemelen bir evvelki çalıştığı işyerinden işsizlik maaşı alıyordur, yahutta kendine fakir maaşı bağlatmış devleti sağıyordur. bir yandan da yine çalışıp kazancını katlamaktadır ki tesadüf bu ya sizin işletmenizde iş yapacak, çalışacaktır.

fiyat konusunda anlaşırsınız, konu iş güvenliğine, sosyal güvenlik meselesine gelir, siz sigorta yapmak için sgk numarasını ve kimlik fotokopisini istersiniz, işte o an şu sihirli tümce çıkar karşınıza;
"patron sen sigorta parasını bana ver, ben kendim yatırıyom zaten."

bu durumda yapacağınız 3 şey vardır.
1)elemanın teklifini kabul etmek,
2)elemanın teklifini kabul etmemek,
3)eleman ile taşeron sözleşmesi yapmak.

en mantıklı olan 3 numaralı yoldur.
hemen bir helvacı kağıdına el yazısı ile bir taşeron sözleşmesi yapılır, bir adet şahit eşliğinde imza attırılır ve elemanın kimlik fotokopisi bu kağıda iliştirilerek işe başlanır.

bununla ilgili başımdan geçen şöyle bir hadise mevcut.
günlerden bir gün yine böyle bir çakal işçi ile karşı karşıyayım. sigorta istemiyor, sigorta parasını kendi yatırdığını söylüyor, ama bir yandan da iş yapmak istiyor. şartlarını kabul etmemle birlikte kendisinden 2 adet boş dosya kağıdına 2 adet ıslak imza aldım, eleman işe başladı, takip eden 4. gün kaynak yaparken gözleri kararıyor ve asansör boşluğuna düşüyor, sırf düşmekle kalmıyor, düştüğü çukurdaki 8'lik inşaat demiri elemanın döşünden girip böbrek arkasından çıkıyor. tabi diğer elemanlar bunu derhal hastaneye kaldırıyorlar, hastaneye gidiyorum bir de bakıyorum ki elemanın ne sigortası ne bağkuru var, yaraklara yan bastığımızın resmi yani, hemen boş kağıtlara bir adet taşeron sözleşmesi yapıyorum ve götüme girecek kazığı engelliyor, hastane masrafı dahi ödemiyorum, bir de bunun üzerine elemanı siktir ediyor, o çalıştığı günlerin parasını dahi ödemiyorum...

hani bir laf vardır,
deveden büyük fil var diye.

e haliyle kuş beyinli işçiden büyük patron var.

siz siz olun, çalıştırdığınız her elemandan bu şekilde boş kağıda imza alın.

çoluk çocuğunuzun nafakasını ağzı kokan bu şark kurnazlarına kaptırmayın...
maalesef eleştirilen işçidir.

açlık sınırının altında bir ücretle geçinmeye çalışırken canını, sağlığını hiçe sayarak
o sigorta parasına kendisini muhtaç eden sistem değil kendisi eleştirilir.

ben bu patron takımı ve dinci sermayenin de ta amk.

çalışanına bırak açlık sınırının altında yoksulluk sınırının altında maaş veren kurum, patron müslümanım diye geçinmesin.
götüne meşe odunu sokarım.
asla kabul edilmemesi gereken durumdur. Adam gece ölse başa bela olacaktır.
Edit : not : patron değilim. Asgari ücret veren patrona o parayı ben vereyim yanımda gezsin.
Aynısını patron yapsa ne orospu çocukluğunun, ne hırsızlığının, ne sömürücülüğünün kalacağı tekliflerle iş arayan insandır.

Kalifiye olmayan bir iş için (bulaşıkçı) eleman arıyoruz ancak sigorta yapma şartımız olduğu için kimse kabul etmiyor. Duyunca tuhaf geldiğini biliyorum ama sigorta yaparsanız çalışmam diye gelen eleman sayısı toplam başvurunun nerdeyse yüzde doksanı.

Gerekçeler :

Sigorta parasını bana ver ( amk ibnesi iş kazası geçirse beni mahkemeye verecek sigortasız çalıştırıp sömürdü diyerek)

Kredi borcum var sigorta yaparsan maaşımdan keserler ( kredi veya kart borcunu ödememek için sigorta yaptırmak istemiyor, kendi çalışsın, alacaklıları avucunu yalasın diye)

işsizlik maaşı alıyorum, onu kaybetmek istemiyorum ( hem çalışıp, hem işsizlik maaşı alacak çakal)

Yeşil kartım var , onu kaybetmek istemiyorum ( gelirim yok diye yeşil kartla bedava sağlık hizmeti alıyor, 2.000 TL maaş istiyor, hem maaş alacak , hem sağlık masrafını bize yıkacak )

Öğrenciyim, sigorta yaparsan kredimi keserler ( içlerinden bir tek bunu anlayışla karşılıyorum ama tabi yine işe almıyorum)

Yukarıdaki gerekçelerden herhangi birini anlayışla karşılayıp, napsın gariban diye işe aldığınız her çalışan kötü çalıştığı için işten çıkarttığınızda hemen mahkemeye vermekle tehdit edecek sizi.