bugün

özellikle bir hatunun söylememesi gereken bir laftır. aksi taktirde kendini kanıtlamak çabası içinde olan erkek tüm gücünü verdiğinde hastahanelik olma durumudur.
alın size örnek

çoban musa, kendini bildi bileli köyün çobanıydı..
artık 40 ına merdiven dayamıştı..
sabahın ilk ışıklarıyla hayvanları meraya götürüyor, akşam hava kararırken köye dönüyordu..
köyün dışındaki tek göz kulübesinde yalnız başına yaşıyordu. musa nın durumuna acıyan köyün yaşlıları,
onu kocası trafik kazasında ölen ve genç yaşında dul kalan
fadime ile evlendirmeye karar verdiler..
musa nın ve fadime nin bu karara itirazı olmayınca, hemen düğün kuruldu.

karyoladan yuvarlandılar

gelin ile damat, düğünden sonra odalarına kapandılar. ancak çoban musa,
daha odaya girer girmez fadime ye saldırdı. ilk başlarda bu fadime nin de hoşuna gitmişti..
oda adeta savaş alanına dönmüştü. bir ara nasıl olduysa ikisi birden karyoladan yuvarlandılar ve 90 kiloluk musa nın altında kalan fadime acı bir çığlık attı.
belinde müthiş bir ağrı vardı ve kıpırdayamıyordu. musa hemen köylülerden yardım istedi.
fadime apar topar kasabaya hastaneye götürüldü.

yılların birikimiyle saldırmış..

taze gelinin yapılan muayenesinde belinde kırık tespit edildi.
gözünü hastanede açan ve belki de bir daha yürüyemeyecek olan fadime,
iki gözü iki çeşme ağlayarak, ‘beni bir daha o adama vermeyin’ diye doktorlara yalvarırken,
hastane polisi de musa nın ifadesini aldı. şaşkınlığını üzerinden atamayan çoban musa,
‘hep yalnız yaşadım. elime kadın eli değmedi. yılların birikimiyle saldırmışım.
gerisini hatırlamıyorum’ dedi
alıntıdır