bugün

(bkz: milenyum bakkalları)
kuzey ırak, pakistan, hindistan, çin gibi ülkelerde hiçte zor olmayan mevzudur.

kimi vatandaşlar vardır, askerlik dahi yapmamış hayatında roket görmemiş, roket görse "füzeye bak amınyim" diyecek kafadadır onlar bilmez roketatar ne! anca atarlar...
- abi lav var mı lav ?
+ var, kimin için alıcan ?
- dhkp-c için.
+ sana şundan vericem. sizinkilerle anlaşmam böyle.
- peki abi.
paran varsa bakkaldan degil ama ortadogudan veya eski komunist rejimlerden alinabilcek bir seydir.
bunu bilmek biraz icin zeka, biraz belgesel izlemek ve biraz google efendi yeterlidir.
(bkz: amerikan filmlerindeki silah satan dükkanlar)
kızkaçıran almak olabilir
cipsten ferrari kazandınız kartı çıkması gibi birşey. cepte unutulup çamaşır makinasına atılıp pert olduğundaki dram izlenmeye değer.
"masum" kaçakçı köylerinde mümkündür.
bazı 3. dünya ülkelerinde olabilecek iştir.

şimdi nasıldır bilmiyorum ama 90'larda kuzey ırak'ta sokağa açılan sergilerde tabancalar, taramalılar, uzun namlulu otomotik tüfekler, roketatarlar, bombalar ve istemediğin kadar mühimmat ruhsatsız olarak satılıyordu. hatta satıcılar zaman zaman " gel vatandaş, ucuz rpg7'lerim var; 3 bomba 10 dolar gel gelll." gibisinden bağırıyordu bile.

aşağıdaki fotoğraf POLiS istihbarat tarafından gizlice çekilmiştir. yer ilginç ama bursa bit pazarı ve adam ruhsatsız tabanca satın alıyor.

görsel

aşağıdaki fotoğraf ise yemen'deki bir silah dükkanından.

görsel

günümüzde ise, sen paradan haber ver küçüğüm, trink parayı verdikten sonra istersen nükleer silah bile alabilirsin.